HAYATI
XVI. yüzyıl divan şairlerinden. Asıl adı Kasım. Doğum tarihi ve yeri hakkında herhangi bir bilgi olmayan Seyyid Seyfullah, 1601’de İstanbul’da yaşama veda etti. Silivrikapı Emirler mahallesinde toprağa verildi. Babası Yavuz Sultan Selim döneminde Bağdat’tan İstanbul’a gelip yerleşen Şeyh Seyyid Nizamüddin’dir. Eğitimini tamamladıktan sonra İbrahim Sinan Ümmi’nin dervişi ve halifesi oldu.
Seyfi, Nizamoğlu ve Seyyid Seyfullah mahlasını kullanan şair, aruz ve hece ölçüsü ile şiirler yazmış, XVI. yüzyılın seçkin mutasavvıfları arasında gösterilmiştir. Halveti olmakla birlikte, şii-batıni inançları benimseyen Nizamoğlu, Yunus Emre okulunun da en başarılı şairleri arasında olduğu belirtilmiştir. A. Gölpınarlı’ya göre, “Eşrefoğlu’ndan sonra Yunus’u en iyi temsil eden şairdir”. Özellikle dil yeniliği ile dikkat çeker.
“Kıyamazsan başa cana ırak dur girme meydana
Bu meydanda nice başlar kesilir hiç sorar olmaz”
*
“Dostlar bilün şimdengerü nam u nişan olmaz bana
Ben dostıla dost olmuşam bellü mekan olmaz bana
…
Görün Seyyid Seyfulah’ı kendinde bulmuş Allaha
Ben dostu buldum billahi şekk ü güman olmaz bana”
*
Seyyid Nizamoğlu menem yol altında bağlu menem
Şol yüreği dağlu mene bilen bilür ki ben neyim”
ESERLERİ
Seyyid Nizamoğlu’nun hepsi tasavvufi olan şu yapıtları Divanı ile birlikte basıldı:
- Mi‘râcü’l-mü’minîn
- Câmi‘ü’l-ma‘ârif
- Şeref-i Siyâdet
- Ma‘denü’l-ma‘ârif
- Esrârü’l-‘ârifîn
- Seyr-i Sülûk
Divan’ının ayrı basımı olduğu gibi (Seyyid Nizamoğlu Divanı) Miftah-ı Vahdet-i Vücud ve Tecname adlı yapıları da ayrıca yayımlandı. Divan’nın yazma nüshalarına İstanbul kütüphanelerinde rastlanır. Tama yakın bir külliyatı ise Topkapı’dadır.
ESER ÖRNEKLERİ
Mevlam ver aşkını bana
Hayranın olayım senin
Bülbül gibi cemaline
Nalanın olayım senin
Yandır beni yandır beni
Aşk meyine kandır beni
Sarhoş edip döndür beni
Mestanın olayım senin
Mansur’um aşkın darına
Mazhar olup didarına
Şem-i cemalin narına
Suzanın olayım senin
Al bende benlik kalmasın
Kimseler halim bilmesin
Man ü nişanım olmasın
Pinhanın olayım senin
Bu can kuşun sana uçur
Aşk meyinden bana içir
Bu tac ü hırkadan geçir
Uryanın olayım senin
Vasi eyle yâri yarına
Koma bugünü yarına
Yak beni aşkın narına
Biryanın olayım senin
Seyit Nizamoğlu’n hocam
Ayırma kendinden yücem
Eğer gündüz eğer gecem
Mihmanın olayım senin
***
Akar gözümün yaşı
Onulmaz bağrım başı
İki cihan güneşi
Şefa’at eyle bize
Biz bu dünyada bir kuşuz
Her yana uçup gideriz
Hakk’ın nimetlerinden yiyip
Sularından içip gezeriz
Yolumuz üstünden bizim
Ecel derler bir tuzak var
Hiç andan korkumuz yoktur
Kanatlar açıp gezeriz
En son yollarımız uğrar
Ol tuzağa bir gün bizim
Kurtulmağa derman yoktur
Yok yere kaçıp gezeriz
Üstümüzde avcı durmuş
Boğazlamak ister bizi
Yüz bin türlü fikirleri
Biz kesip biçip gezeriz
Günahlarım sorulıcak
Defterlerim görülicek
Asilerle sürülicek
Aceb n’ola halim benim
Ettiklerim azdan çoktan
Sorarlar karadan aktan
İnayet olmazsa Hak’tan
Aceb n’ola halim benim
Gece gündüz döne döne
İstediğim Hak’tır benim
Allah deyip yana yana
İstediğim Hak’tır benim
Yoluna terk edip canı
Akıtıp gözümden kanı
Ah eyleyip dün ü günü
İstediğim Hak’tır benim
ŞİİRLERİ
I
Dostlar bilün şimden girü nam u nişan olmaz bana
Ben dost ile dost olmışam bellü mekan olmaz bana
Hakk’ın tecellisi yetdi cismüm toprağın tozutdı
Hep benliğüm benden gitdi yadlu yaman olmaz bana
Ne canum kaldı ne tenüm ne oyum direm ne benüm
Ben beni bilmezem kimüm ad ile son olmaz bana
Nazar eylen bana n’oldum ölümi yok dirlik buldum
Soru hisab hep ben oldum sırat mizarı olmaz bana
Acayip devrana irdüm la’sı yok illa’dur virdüm
Ben Mevlam didarın gördüm özge seyran olmaz bana
Çünki beni yar ile yarım Mansur oldum dikin darım
Nesimi’yem yüzün derim assı ziyan olmaz bana
Görün Seyyid Seyfullah’ı kendünde bulmış Allah’ı
Ben dost gördüm billahi şekk ü güman olmaz bana
II
Ya Rabbi ışkun vir bana
Hü diyeyin yana yana
Aşık olayın ben sana
Hü diyeyin yana yana
Koma hiç benliğüm bende
Varlığum yok eyle sende
Seni görüp her mekanda
Hü diyeyin yan yana
Senden gayrısın al benden
Ayırma ben kulın senden
Sevdür bana seni candan
Hü diyeyin yana yana
Gönlümde ağyar kalmasun
Senden gayrı yar kalmasun
N’olduğum kimse bilmesün
Hü diyeyin yana yana
Mevlam koma beni bana
Al gönlümi senden yana
Müştak olayın ben sana
Hü diyeyin yana yana
Seyyid Nizamoğlu kuldur
Gerek yaşat gerek öldür
Işkunla gönlümi doldur
Hü diyeyin yana yana
III
İy aşık-ı sadıklar
Tevhide gel tevhide
İy hizmete layıklar
Tevhide gel tevhide
Işk şarabın içenler
Gaflet gözin açanlar
Pervaz idüp uçanlar
Tevhide gel tevhibeş
Terk eyle dil ü canan
Cehd eyle bul imanı
Ta kim bulasın anı
Tevhide gel tevhide
Seyyid Nizamoğlu’nı
Eyledi kurb-ı visal
Vuslat-ı yar isteyen
Tevhide gel tevhide
IV
Işkuna yar it bana ya Rab dahi yar istemem
Gönlümün şehrinde andan gayrı dildar istemem
Bülbül-i bağ-ı cemalündür ezelden dil senün
Ben anun nalanıyam bir dahi gülzar istemem
Bağladum bel rah-ı ışkunda ölürsem dönmezem
Rahib-i dehr-i bekayın gayrı zünnar istememe
Alem-i kalbümde senden gayrı bir yar olmasun
Dür iden dostdan beni gönlümde ağyar istemem
İsteğüm budur senden hiç bende benlik kalmasın
Var olam varlıkdan özge seyr-i didar istemem
Işk bazarına virdüm canumu ışk olmağa
Ben bu bazar ehliyem bir gayrı bazar istemem
Hankah-ı “küntü kenz”in Seyfi bir hayranıdur
Tekke-i dar-ı fenadan derviş-i esrar istemem
KAYNAKÇA: Manzûme-i Mürşid. Manisa Yazma Eserler Kütüphanesi. MHK 05836/07, vr. 94b-96b, Müstakîm-zâde Süleyman Sa‘deddîn. Mecelletü’n-nisâb fi’n-niseb ve’l-kunâ ve’l-elkāb. Süleymaniye Ktp. Hâlet Efendi bl. nu. 628, Tatçı, Mustafa (hzl.) (2003). Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri I-II-III. Ankara: Bizim Büro Yay.