HAYATI

XVI. yüzyıl saz şairlerinden. III. Murat döneminde yaşamış ordu şairlerinden olduğu, Ferhat Paşa’nın, 1577-1590 yılları arasında yaptığı İran Seferi’nde büyük başarı kazanarak Şah’ın oğlu Haydar Mirza’yı rehine alıp İstanbul’a getirmesi üzerine yazdığı bir şiirden anlaşılmakta, dil özelliklerinden Rumeli’de yetişmiş olduğu sanılmaktadır. Yine bir şiirinden adının Ali olduğu öğrenilmektedir. Yalnız Öksüz Ali ve Öksüz Aşık mahlaslı şiirlerin onun olup olmadığı tartışma konusudur. Öksüz Aşık’ın Dede adını da kullandığına göre, yeniçerileri arasında yaygın olan Bektaşilik ile ilgisi olsa gerek.

“Öksüz Dede, herhalde bu asrın ikinci yarısından yaşamış olan saz şairlerimizin en kuvvetlisi ev en orijinali olarak gösterilebilir; ve eserlerinde halk edebiyatının hakiki ve temiz unsurları çok barizdir” (Köprülü). Bir örnek:

“Bu söyleyen dil kudret dilidir
Cümle yaradılmış hakkın kuludur
Bev’are armağan Sah’ın gülüdür
İmirza’mı hoşça tutun ağalar”

ESERLERİ
  • Tel Tel Olmuş
  • İmirzamı Hoşça Tutun Ağalar
ESER ÖRNEKLERİ

I

Sabahtan uğradım ben bir güzele
Gördüm güzelliğin bildirip gider
Yine kul oldum da durdum selama
Kendim engelimden sakınıp gider

Ben yar ile süremedim demleri
Sayamadığım ak gerdanda benleri
Düşürmüş dağlarda mor çiğdemleri
Kolların kaldırmış sokunup gider

Sana huri derler hurisin huri
Yüzünde yanıyor Mevla’nın nuru
Mahın çevresinde aşk yıldızları
Gerdanında benler şakınıp gider

Gözünde ışıklar sevdanın nuru
Aslı melek nesli kendisi huri
Öksüz derdmendim gelmedi deyu
Dönmüş ensesinde bakınıp gider

II

Gelin hey ağalar seyran edelim
Kemter gedaların yeridir dağlar
Ter sohbetler tenha zevkler edelim
Yoktur engellerden halidir dağlar

Bir yiğit ağlıyor varsa güledir
Eğlencesi boldur ferahı boldur
Gönüllerden kasaveti kaldır
Hub havalı soğuk suludur dağlar

Cömerttir çamları döker balların
Irak ovalardan dosta selleri
Görünür üstünden yârin elleri
Yücedir yolları uludur dağlar

Yaz olıcak yaylalar yenilenür
Gider benefşesi gülü beğenür
Bununla derde düşen anda eğlenür
Mecnun aşıkın yeridir dağlar

Yaz olunca her donunu yeniler
Akar çeşmim yaşı her dem yeniler
Öksüz Aşık eder durmaz iniler
Şimdi bencileyin delidir dağlar

III

Gül budanmış dal dal olmuş
Menekşesi yol yol olmuş
Siyah zülfün tel tel olmuş
Biz şu yerlerden gideli
Gurbet ellere düşeli

Gün menekşeye karışmış
Küskün olanlar barışmış
Taze fidanlar yetişmiş
Biz bu yerlerden gideli
Gurbet ellere düşeli

Öksüz Aşık der bu sözü
Hakk’a çevirmiştir yüzü
Öldü zannettiler bizi
Biz bu yerlerden gideli
Gurbet ellere düşeli

IV

Efendim çeşm-i celladın
Öğüt ver girmesin kana
Niçin yok yere zulm eyler
Yazıktır bir Müslümana

Sensin dilberlerin hassı
Silinsin kalbinin pası
Cismimin acıdır yası
İndi karıştı ummanca

Dilber hüsnüne hayranım
Kaşın yanına kurbanım
Bugün kapında mihmanım
Yapıştım pak-i damana

Öksüz aşık seni sevdi
Pek naz etme dilber dedi
Bilürsün ki cihan mülkü
Baki kalmaz Süleyman’a

V

Badi saba eser seher vaktinde
Kumrular ötüşür dallar üstüne
Yarı gördüm gitti aklım başımdan
Yeşiller giyinmiş allar üstüne

Deli gönül yöğrük Arap atlıdır
Aşığın yüreği yedi katlıdır
Nice sevmiyeyim dili tatlıdır
Lebi şeker ezer ballar üstüne

Yalan olmaz aşıkların sözünde
Arzumanım kaldı ela gözünde
Kimi gerdanında kimi yüzünde
Dizilmiş benleri eller üstüne

Öksüz Aşık eder hayalden düşten
Gönül imdan diler yarandan eşten
Hiç eksik değildir ikiden beşten
Engeller har olmuş yollar üstüne

VI

Gül budanmış dal dal olmuş
Menevşesi yol yol olmuş
Siyah zülfün tel tel olmuş
Biz bu yerlerden gideli

Gül menevşeye karışmış
Küskün olan barışmış
Taze fidanlar yetişmiş
Biz şu yerlerden gideli

Öksüz aşık der bu sözü
Hakka çevirmişler yüzü
Öldü zannettiler bizi
Biz şu yerlerden gideli

KAYNAKÇA: Kabaklı, Ahmet (2008). Türk Edebiyatı. C.II. İstanbul: Türk Edebiyatı Vakfı Yay, Kocatürk, Vasfi Mahir (1963). Saz Şiiri Antolojisi. Ankara: Ayyıldız Matbaası, Banarlı, Nihat Sami (1971). Resimli Türk Edebiyatı Tarihi. C.1. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi.

Paylaş