HAYATI
Divan şairi. Doğum tarihi hakkında bir bilgi bulunmamaktadır. Pizrenli, Bursalı ve Karamanlı olduğu konusunda çeşitli söylentiler vardır. 1551’de İstanbul’da yaşama veda eden Ümmi Sinan, Eyüp’te Oluklubayır semtinde halifelerinden olan Nasuh Efendi’nin yaptırdığı tekkede toprağa verilmiştir. Sinan Ümmî’nin asıl adı Yûsuf Sinan’dır. Daha çok Sinan Ümmî adıyla tanınır. İbrahim Efendi adından bir adamın oğludur. Şiirlerinde mahlas olarak hem “Ümmî Sinan”ı hem “Sinân-ı Ümmî”yi kullanmıştır. Bilgin olduğu halde gördüğü bir düş üzerine Ümmi sanını aldığı belirtilir. Halvetilikten sinaniyye kolunu kurmuştur.
Sinan Ümmi’nin şiirleri, Niyazi-i Mısrı’nin şeyhi olan Ümmi Sinan’ın şiirleri ile karıştırılır. Bu iki şairin her ikisinin de Yunus Emre etkisinde, tasavvufi ve didaktik şiirler yazmaları, yalın bir dil tercih etmeleri bu duruma yol açar. Bursalı Mehmed Tahir, Sinan Ümmi’nin Divan’ı dışında Risale-i Şerife-i Ümmi Sinan adlı bir yapıtının daha olduğunu söylemektedir. Yunus Emre’nin:
“Ma’ni eri bu yolda melül olası değül
Ma’ni duyan gönüller hergiz ölesi değül”
beyti ile başlayan şiirine nazire olarak söylediği,
“Erenlerin sohbeti ele giresi değül
İkrar ile gelenler mahrum kalası değül
Bir pınarın başına bir bardağı koyasılar
Yüz yıl anda durursa kendi durası değül”
beyitlerinin bulunduğu şiiri ünlüdür. Divan’ının başında da düşünce açısından beslendiği kaynağı şöyle açıklar:
“Tevhid-i esmadan aldı dersini Ümmi Sinan
Varidat’ın pertevinde şerh olundu bu divan”
Bir beyit:
“Gelür bir bir gider bir bir kalur bir
Gelen gider giden gelmez aceb sır”
ESERLERİ
- Divan
- Risale-i Şerife-i Ümmi Sinan
ESER ÖRNEKLERİ
I
Gel berü seyr-i keramet isteyen hal üstine
Bize Allah’dan ne izzet açılur kal üstine
Gelmişüz “Kalubela’dan” zatını zikr itmeğe
Meylümüz yokdur bizüm hiç gayrı a’mal üstine
Biz şeriatla hakikat bahrınun gavvasıyuz
Gitmedük hakdur yolumuz gayrı akval üstine
Kim ki batın aleminde giydi ışkun hil’atin
İstemez gayrı libas alemde bir şal üstine
İy Huda lutf eyle sen Ummi Sinan’un yolını
Bağla ışkun zenciriyle gitmesün ‘dal üstine
II
Erenlerin sohbeti
Ele giresi değül
İkrar ile gelenler
Mahrum kalası doğal
İkrar gerek bir ere
Göz açup didar göre
Sarraf gerek gevhere
Nadan bilesi değül
Bir pınarın başına
Bir testiyi koysalar
Kırk yıl anda durası
Kendü dolası değül
Ümmi Sinan yol ayan
Olupdur bellü beyan
Dervişik yolı heman
Tac ü hırkası değül
III
Seyrümde bir şehre vardımı
Gördüm sarayı güldür gül
Sultanumun tacı tahtı
Bağı duvarı güldür gül
Gül alurlar gül satarlar
Gülden terazi tutarlar
Gülü gül ile tartarlar
Çarşı pazar güldür gül
Toprağı güldür taşı gül
Kurusı güldür yaşı gül
Has bahçesinün içinde
Serv ü çınarı güldür gül
Gülden değirmeni döner
Anun ile gül öğünür
Akar suyu döner çarkı
Bendi pınarı güldür gül
Al gül ile kırmızı gül
Çift yetişmiş bir bağçede
Bakışırlar hara karşı
Han ezhan güldür gül
Gülden kurulmuş bir çadır
İçinde ni’meti hazır
Kapıcısı İlyas Hızır
Nanı şarabı güldür gül
Ümmi Sinan gel vasf eyle
Gül ile bülbül derdini
Yine bu garib bülbülün
Ah u figanı güldür gül
IV
Sır elünde sevdüğüm ya Rab hayalündür senün
İlm-i sırdan irdüğüm ya Rab visalündür senün
Nesl-i Azer yapduğı büthaneden eyler güzer
Secde-gahı canumun ya Rab cemalündür senün
Zikr-i zatun feyziyadur can mülkine ab-ı revan
Kalbümi tahir Rab zülalündür senün
Cümle mahlukun içinde gizli yir yok gözüyle
Kande baksan gördüğüm ya Rab kemalündür senün
Dir sana Ümmi Sinan her kim ki vahdet buldise
Işk elünden sunduğun ya Rab nevalündür senün
V
Dilerse gözümi giryan iden dost
Dilerse bağrumı biryan iden dost
Dilerse hak ile yeksan iden dost
Dilerse lutf ile ihsan iden dost
Dilerse gönlümi handan eyleyen
Dilerse canumı canan eyleyen
Dilerse sırrımu ayan eyleyen
Dilerse damlayı umman iden dost
Dilerse su gibi akup çağladan
Dilerse yel gibi esüp söyleden
Dilerse firkata salup ağladan
Dilerse vaslını asan iden dost
Dilerse şah iken kılan gedalar
Dilerse zecr idüp kılan cefalar
Dilerse hor iken viren safalar
Dilerse kul iken sultan iden dost
Dilerse deryalar gibi kaynadan
Dilerse gemiler gibi oynadan
Dilerse naleler virüp inleden
Dilerse nutkını pinhan iden dost
Dilerse gezdüren arş u semayı
Dilerse bozduran nam-ı fenayı
Dilerse geydüren şal ü kabayı
Dilerse cismini uryan iden dost
Dilerse ışkını cana kuran fak
Dilerse söyleden sırr-ı Enelhak
Dilerse varumı alup iden yok
Dilerse kim Ummi Sinan iden dost
KAYNAKÇA: Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009).