HAYATI
Divan şairi. 1674’te İstanbul, Kabataş’ta dünyaya geldi. 1736’da İstanbul’da Aksaray’da bulunan evinde vefat etti. Cenaze namazı Sünbüli Seyyid Nureddin tarafından kıldırıldı ve Cerrah Mehmet Paşa Cami yakınındaki Canzabiye mescidi bahçesinde toprağa verildi. Seyyid Vehbi’nin asıl adı Hüseyin’dir. Babası büyük bilginlerden İmamzade Mehmet Efendi’nin kethüdası Hacı Ahmet Efendi’dir. Anne tarafından soyu Hasan Hüsameddin Efendi’ye ulaşır. Bu sebeple gençliğinde “Hüsami” mahlasını kullanmıştır. Vehbi’nin “seyyidliği” de bu soydan gelmektedir. Sonraları Hüsami mahlasını değiştirmek istemiş, hocası Ahmet Neyli ona Vehbi mahlasını uygun görmüştür. Şair de bu mahlasını beğenmiş ve ölene kadar Vehbi mahlasını kullanmıştır.
İyi bir öğrenim görerek yetişen Seyyid Vehbi, Hocazade Seyyid Osman Efendi’den mülazım alarak müderris oldu. Ayrıca Kazasker Abdulbâki Arif Efendi’den hat dersleri aldı. Hoca Hatun ve Şerife Hatun medreselerinde müderrislik yaptı. 1725’te Tebriz ikinci kez fethedilince oranın ilk kadısı oldu. Ardından Kayseri, Manisa ve Halep kadılıklarında bulundu. Halep’te bulunduğu sırada hacca gitti. Hac dönüşü hastalanan Seyyid Vehbi, Aksaray’daki evinde vefat etti.
Seyyid Vehbi, çağının “Reis-i Şairan”ı Osmanzade Taib tarafından “Mana Ülkesi Sultanı” olarak övülmüş, hayatında şöhrete ulaşmış bir isimdir. Devrinin ilk önemli tezkiresi Safayi ve Selim de onun şairliğinden övgü ile bahsetmiştir. Kuşkusuz o divan edebiyatının zirve isimlerinden biri değildir. Başlangıçta Nabi etkisinde şiirler yazdı. Nedim yetişip özellikle gazelde çağdaşlarının dikkatini çekince Vehbi de onun etkisinde kaldı. Bu etki onun gazellerine tahmis yazacak seviyededir.
ESERLERİ
- Divan
- Sürname
- Sulhiye
- Hadîs‑i Erba‘în Tercümes
- Leylâ vü Mecnûn
ESER ÖRNEKLERİ
SEYYİD VEHBİ DİVANI’NDAN
GAZELLER
GAZEL I
Beni bir hale kodu hicri ki ağyar ağlar
Halime dost değil düşmen-i gaddar ağlar
Ra’d feryada gelir berk gamıyla tutuşur
Dud-ı ahım görüp ol ebr-i güher-bar ağlar
Çağlayan dağda ırmak değil göz yaşıdır
Yüreği taştan iken derdime kuhsar ağlar
Katre-i eşke döner nağme-i fer nalemden
Saz-ı meclisteki zir ü bam-ı evtar ağlar
Çeşm-i yârin o da Vehbi gibi dil-hastasıdır
Eşkdir jale değil nergis-i bimar ağlar
GAZEL II
Yanıp yakılmaz isem hal pek müşevveş olur
Niyaza başlasam ol şem’-i hüsnüm ateş olur
Hayal-i zülfün ile olsa aşıkın ber-dar
Felekte hale-i meh ana resiman olur
Gelince cazibe feryadı sineye biliriz
Ki beynimizde rakib ile çok keşakeş olur
Görünmez ademe olmaz karin insana
O şuh-ı vahşi ne aceb peri-veş olur
Yazarsa bu gazeli kilk-i haver ey Vehbi
Sahife-i meh-i taban aceb münakaş olur
KAYNAKÇA: Dikmen, Hamit (1991). Seyyid Vehbî ve Divanının Karşılaştırmalı Metni. Doktora Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi. 564, 324