HAYATI
Tarih yazarı. Fıncıklı’da dünyaya gelen yazarın doğum tarihi hakkında herhangi bir bilgi yok. 1779’da İstanbul’da vefat etmiş ve Eyüp’te gömülmüştür. Hayatı ile ilgili bildiklerimiz sınırlıdır. Tam adı Şamdanizade Fındıklılı Süleyman Efendi’dir. Tokat tüccarlarından olan Şamdancı Hacı Mehmet Efendi’nin oğludur. Bu sebeple Şamdanizade olarak tanınmıştır. Babası Tokat’tan göç ederek İstanbul’a yerleşmiştir. Medrese öğrenimi gördü ve ilmiye sınıfına girdi. İsmail, Pravişte, Beypazarı, Ankara ve Tokat kadılıkları görevlerinde bulundu. Son olarak da Akdeniz adalarından birine sürgüne gönderildi.
ESERLERİ
- Şamdanizade Fındıklılı Süleyman Efendi Tarihi
- Müri’t-tevarih
ESER ÖRNEKLERİ
TARİH’DEN
Derviş Efendi’den menkûl: Âstâne’ye gelen elçilere vezirin ettiği gibi bir kapıdan ben ve bâb-ı âhardan baş-vekîl girip, ayak üzere görüşdük ve iskemle üzerine ku’ud ettiğimizde tatlı ve kahve ile ikrâm ve üç gün mü- rûrunda İmparatoriçe’nin Peyk ve Solak makamına rikâbında yürüyenler gelip, bizim rikâbımızda, bizi İmparatoriçe sarayı’na götürdüler. Derûn-ı sarayda bir kebîr dîvân-hâne ve bir tarafında ricâl-i devleti ve bir tarafında nisâ-yi devleti ve cümlesi kıyamda, hatta İmparatoriçe dahi üç kademeli iskemlede kıyam üzere iken, nâm-ı pâdişâhiyi yâd ederek, nâmeyi sunduğumda, temenna eyleyüp, aldıkdan sonra, bizi geri çekip, misâfir odasmda tatlı ve kahve verdiler. Çün Petroburkhî nâm kıral bu şehri binâ ettikde, şehri kendi ismine mensub kılıp vasat-ı şehirden ceryan eden nehir Bahr-i muhite munsab olmağla İngiliz ve Felemenk ve Danimarka sefineleri nehr-i mez- bûr ile gehp, İmparator saray burnunda top şenliği eder. Ba’dehu bir yortu gece[si] kıraliçe bizi da’vet ile vardığımızda, çeyrek sâ’at ayak üzere bizimle sohbet edüp, şehrimizi beğendin mi? ve sana ikram olunuyor mu? ve odalarımı se.yjan eyle deyüp, biz dahi varıp, odalarını tâ yatağına varm- ca seyrettik. Bir kaç zaman sonra bahçe seyrine da’vet edüp, bahçede iki adam beli kalınlığı su fıskiye gibi çıkar, sıçrar ve su san’atı ile sazlar kendü kendüye çalınır ve bir havz derûnunda, bir ördek ve bir kaz ve bir kelb tasvirleri ki, kelb kazı, ve kaz ördeği kovalar ve her biri vak, vak, vak ve kak, kak, kak ve hav, hav, hav deyü lisanlarınca çağırup, ağızlarından ve burunlarından dahi su çıkar. Doksan beş gün meks ve rahat ettik. Ba’dehu, icâzet olundukta, Petroburkh’dan üç yüz sâ’at olan Kiyev’e ve Kiyev’den üç yüz sâ’at olan Âstâne-i sa’âdet’e geldik dedi.
KAYNAKÇA: Mehmet Nermi Haskan, Eyüp Sultan Tarihi, İstanbul 2008, II, 419-420