HAYATI
Şair. 15 Şubat 1962 günü Razgrad / Bulgaristan’da dünyaya geldi. Asıl adı Şinasi Şentürk’tür. İlk ve eğitimini Aydın’da tamamladı. Liseyi Kuleli Askeri Lisesi’nde okudu. 1986 yılında Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Daha sonra İstanbul’a geldi ve burada uzun yıllar İngilizce öğretmeni olarak çalıştı. Şiirleri 1988’den itibaren Ada, Argos, Mavi Derinlik, Milliyet Sanat, Sombahar, Ludingirra, Varlık, Kaşgar, kitaplık vd. dergilerde yer aldı.
ÖDÜLLERİ
1998’de Kültür Bakanlığı 75. Yıl Şiir Başarı Ödülünü aldı.
ESERLERİ
Şiir:
- Soluğan (1998)
- Arzu Evi (2005).
ESER ÖRNEKLERİ
“Mahellenin Gülü Solar” Zaman Bize Yaklaşırken
bıraksın beni taksın mor çiçekler eyvallah
taksilere binsin kara camlar içinden baksın o yosma
rujlu kahkahalarla patinajlarla ordan geçerken
rüküş kenar bakkalları bisküvi koksun eyvallah
toz kapsın çocukluğum ve görgüsüz, saksılı, yeşil sakallı
evler heyecanlansın ve duygulu sokağım
evlerin camlarından, karısından zılgıt yemiş
bir ayyaş gibi baksın… yalpalasın. sokağım yalpalasın
uzaklaşırken yeniyetmeliğimizden
trombon sesli eskicinin
teraazi las-tik jim-nass-tik! diye ebe seçerken
mahallenin mahcubiyetinden
aksın yüreğimizden çekirdek çitleyen kız kokuları
kalbimizden buharlaşan bir zamanda
trombon sesli eskicinin kavisli sesi
bir yavrukurt bandosuna karışırken
uçakların egzoz izi dağılırken
henüz saçlarımız uçuşurken
mezun olmamışken aşktan, taze aşk acısından
bıraksın beni taksın mor çiçekler eyvallah
Bisikletli Kız’ın Arkadaşları
-Haydar Ergülen için-
selesinden uçuşan şeytanarabaları
kadar sessiz bir sevinçle,
bisikletli kız oradan, korkumuzun
sol yanından geçerdi, gelecekten ödünç alınmış
bir zarâfetle…
tahterevalliden inemiyorduk
ey saçlarımızı uçuran rüzgâr-zaman
paslı demire yapışan ellerimizde
korkumuzu tutuyorduk
çok güzeldik, ama bunu bilmiyorduk!
hayat karnemizde masum
carpé diem çocukluğun “hepsi pekiyi”
bir hevesle ikimizin ağzından söyleyelim;
bisikletli kızın sağ yanından geçmişe
‘belleğin cilveli bir oyunuyla’ akan
ve kızın asla hatırlamayacağı
bir çakımlık uzun bir an
tahterevallinin kahkahalarımızı yavaşlattığı
rüzgâr sızdırmayan cam bir zaman
koridorundan geçiyorlar
belleğimizin amatör film karelerinden
rüzgârlı kahkahalı mini etekli
kızın anlara bölünmüş çağları, o aynı bisikletle!
(her pedalda bacakları güzelleşerek…)
henüz değmemiş mi on üç on dört
yaşı kuytu boynuna?…
o zaman camından sızamamış mı?
camcı çırağıydım ben o zaman
elmasla cam keserdim. cam sesi
taa iç kulağı kamaştıran cam sesi!
caddede büyükçe bir cam taşıyan sarışın
bir çocuk düşünün Haydar Bey
bu şiirde her şey o camdan görünüyor
(kadrosuz) kız bisikletleri utangaç eteklerle
şeytanarabalarıyla altın çağa akarken
ağızları vişneli dondurma
gibi -serin- gülüşen kız çocukları…
üstlerinden geçen bulutlardan başka
hiçbir şey bilmeyerek…
az sonra başka bisikletliler
sökün edecek yokuş aşağı
korkumuzun tam ortasından!
cam zaman koridorunun öbür ucundan
onlara bakmak! “ölümün gözleriyle”! 3
çocukların “bir unutuş hızında” yavaşlayan
k a h k a h a l a r ı ve
tahterevallileri donmuş olacak
bir okul koridorunda bir gün sonra yüz yıl sonra…
Temmuz, 1998
Mevsimsiz.net
KAYNAKÇA: Mehmet Çetin / Tanzimattan Günümüze Türk Şiiri Antolojisi (c. 4, 2002), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009).