HAYATI
Şair ve yazar. 1958 yılında Eskişehir’de dünyaya geldi. İlk, orta ve lise eğitimini Eskişehir’de tamamladı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri Bölümü’nden mezun oldu. Milli Gazete, İnsan Yayınları ve bir havayolu firmasında çalıştı. Şiirleri Aylık Dergi ile Yeni Devir gazetesinin kültür-sanat sayfasında yer aldı.
ESERLERİ
Biyografi:
- Hz. Hamza (1984)
- Bilal-i Habeşi (1984).
Şiir:
- Ah Güzel Bir Gün (1985)
- Yusufun Kuyusu (2013)
- Ölüm ve Ayna (2014)
- Dağların Açık Yarası (2019).
Deneme:
- Kitabın İzi (2019).
ESER ÖRNEKLERİ
Akdenize Düşen Çocukların İlk Sözleri Gibi
Üstad Nuri Pakdil’e
1.
baharı çağrıştıran güneş
içimde mısır rüzgarları
gazze’den fırtınalar
güneşi sarsan bulut yoğunluğu
ve sabah çayı esenliğe bir simge
besmele ile varılan geçitlerde
sisler boğazında ilk baharı
yeşil vadilerde yazı ve kalemi
kitap aydınlığında inancı ve gücü
zindeliği sırtlanır çıkarız dağa
tufan öğretisiyle
kitap bildirgesiyle
nuh’un kaybolmuş denizine
karanlığı koyarak ardımıza
iz sürerek denizleri
musa’nın izini sürerek geçeriz
dua ile kalkarız yer sofralarından
doğuda baharı çağrıştıran güneş
batıda koyu bir ıssızlık
korku dolu bir sessizlik
kudüs rüzgarıyla içimizde
kelimeleri ağlatan dağ sızısı
göçebe ovaların çoban yıldızı
hangi dağda hangi mağarada
sesini güvercinler uçurur
doğudan kuzeye batıdan güneye bir ses
ayın güneşin ve çoban yıldızının
yazgısı gibidir güvercinlerinki
suyla toprak gibi denizin yazgısı gibi
yaz kış sıcak soğuk yüce bir dağ
ilk baharda dağ sonbahar da yine dağ
şimdi de yarın da sürekli dağ
kıyamet saatine kadar dağ
davut’un dağı isa’nın dağı
su gider yol yürür bulutlar denize düşer
denizin içinden varılan bir yoldur dağ
göçebe çobanların yolunda
yağmur biterse bil ki
beşinci mevsimdir; dağ zamanı
2.
inci dizisi ses tellerinde kızıllık
tan ağarmadan sesime ince bir ayar
samanyolu kuşağından doğar
kuşluktan sonra bahar
en olgun çağında senin
ölülerin toz bulutundan rüzgarlar
en olgun zamanda çoğalır düşler
işte güneş ve başak
yeniden çoğaldığımız
ve yeniden açıldığımız sığ iklimlerde
fırtınalı denizlerde
yeni baharın rüyasındayız
açıldıkça büyüdüğümüz
akdeniz rüyalarındayız
bu yol kudüs’e mi gidiyor
‘kudüs’te havalar nasıl bayım’(*)
kudüs’te konaklamalıyız
(*) nuri pakdil
3.
kentlerin eski kalıntılarında sabahlayıp
ovalardan dağlardan kudüs’ten
gazze gecesinden ve golan sabahından
refah tünellerinden dualardan
aksa mescidinin gözyaşlarından
denizlerden bir haber bekleyen benim
her sabah ‘bir haber’
ve taze bir haber bekleyen
hatıralar kadar taze düşler kadar yeniyim
ayın üzerinden güneşin resmini çekip
denizin üzerinde bir sal gibi yüzdüren
yazgının esiri,yıldızların tutsağıyım
özgür filistin şarkısı okuyan
kudüs çocuklarının arkadaşıyım
boğazında ırmakların
su tutan eller doruklarında dağın
göğe tutunan dağda korunan
yeni yüzler aramaktayım
4.
kader,tırmanırken yokuşları
en çok yorulan kalbim şimdi serin
sırtında çoban sürüleri dağlarla serin
içimde taşıdığım aşk bir dağ lalesi
bir de sen,göğsümde
kır çiçeği gibi taşıdığım kalp
kudüs kalbi,mescid_i aksa kalbi
dağ havası,lalesi,suyu ve gizemiyle dolu
ikindi sularında serin gönlüm
sabırla doldur kalbimi ey yüce dağ
sabır güzelliğinden bir pay rabbim
sabır deryandan bir ihsan bahşet
ey kalbimin sızısı,kudüs
ya da cebimde pusula gibi
teneşir vaktini bekleyen hazır kalbimi
kalbimin titreşimlerini
ört ırmağa akan düşlerimi
hira’nın gölgesinde büyüyen
duygularım açık ve net
sen karanlıkların
korkularımın üzerini ört
5.
ne sahiller sınır ötesinde
el değmemiş topraklarda su
ve ırmaklarda ruhu yücelten taş
ayak izi silinmiş deniz canlıları
günahtan korkan cam ve su parçacıkları
ne insani yardımlar
ne siyasi nutuklar
aşk içimde sönmeyen bir yangın
kapımda bir pare aşk
kanımda direnişin sembolü
sonsuzluk bereketi bolluk
ve sürekli hareketlilik
ayın etrafında güneşe karşı
refah gibi aydınlık kudüs gibi güneş
dağ gibi yüce
muhalif olmanın gücü
yeniden yürüyüşe katılan
duygularım değil
gözlerinin içinde gülerken ağlayan
karşı duruşun verdiği haz
göz pınarlarından göğsüme damlayan
sürekli damlayan kandır
gökte bir çatırtı ayetlerden bir ses
yeni bir kuş sürüsü sesi
yeni bir ikindi sesi
yağmurun toprağa
toprağın rüzgara karıştığı an
okyanusta deprem kıvılcımı; dağ zamanı
6.
sabah ki şimdi yeniden dağdan
tekbir sesi gibi gelir kapıma
kentin en uç noktasından gelir deniz
yeni bir ses gibi gelir
günahlardan arınarak gelir
yeni bir şehid sesi gibi gelir
toprağı kımıldatarak gelir
okyanusun beri kıyısında
silinmiş bir beyazlıktır akdeniz
simsiyah sahillere vurmuş cesetler
sarhoş balıkları doyuran bir balık gibi
yeni bir doğumun habercisi gibidir
yitik bir mehtaptan
yeni bir günbatımını uçuran
ikindi serinliği gibidir
sabahın ulu çağrısıdır alıp getiren seni
‘yitik cennet’in sesi
gökkuşağı rengin vurdu
akdeniz rüzgarın
kudüs gözlerin vurdu beni
7.
soğuklardan kaçıp gelmiş bir bedenleyim
rahat görünse de bu yüz
gergin bir yüz bana ait olmayan bir yüz
ben bu yüz değilim
kırılmış aynalarda görünen yüz ben değilim
o yüz de benim değil
bendeki yüz
mermer bakışlarla kararmış yüz
benim yüzüm
kudüs yüzü
miraç yüzü
KAYNAKÇA: İhsan Işık / Yazarlar Sözlüğü (1990, 1998) – Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) – Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006).