HAYATI
Şair ve yazar. 1908 yılında Sinop’ta dünyaya geldi. 21 Haziran 1980’da Ankara’da yaşama veda etti. Gençliğinde Muhip Atalay imzasını kullandı ve bazen soyadını “Dranas” olarak yazdı. Çocukluğu kısmen Sinop’ta, kısmen de İstanbul’da geçti. İlköğrenimi Sinop’ta, orta ve lise eğitimini ise 1930’da Ankara Erkek Lisesi’nde tamamladı. Hakimiyet-i Milliye gazetesinde çalışırken (1930-35) bir süre Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde devam etti. Öğrenimi yarıda bıraktı ve İstanbul’a gelerek Güzel Sanatlar Akademisi’nde kütüphane memuru oldu. Edebiyat Fakültesi’ne girdi, ancak yeniden Ankara’ya dönerek CHP Genel Merkezi’nde Halkevleri Kültür ve Sanat yönetmenliği görevini üstlendi. Askerliğinin ardından Çocuk Esirgeme Kurumu Neşriyat Müdürlüğüne getirildi. 1950 seçimlerine DP listesinden milletvekili adayı olarak katıldı, ancak kazanamadı. Daha sonra Devlet Tiyatrosu Edebi Heyet Üyeliği (1951), Çocuk Esirgeme Kurumu Başkanlığı (1957), Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Üyeliği ve İş Bankası Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı.
Ahmet Muhip Dıranas’ın ilk şiiri, lise öğrencisi iken Muhip Atalay imzası ile Milli Mecmua dergisinde yayınlanan Bir Kadına adlı şiiridir. Şiirleri daha sonra Servet-i Fünun, Görüş, Ülkü, Sanat ve Edebiyat ve Varlık dergilerinde yer aldı. Fransız sembolizminden yola çıkıp Türk şiir geleneğinden ustalıkla yararlandığı şiirleri ile Cumhuriyet döneminin en büyük şairleri arasında yer aldı. Gölgeler adlı oyunu 1947 yılında düzenlenen CHP Piyes yarışmasında ikincilik ödülünün sahibi oldu. 1947 yılında “Gölgeler” adlı oyunu ile CHP Piyes Yarışması’nda ikincilik ödülünün sahibi oldu.
ESERLERİ
Şiir:
- Şiirler (1974)
- Şiirler / Ahmet Muhip Dıranas: Yaşam Öyküsü-Sanatçı Kişiliği ve Tüm Şiirleri (Haz. Orhan Ural, 1982).
Oyun:
- Gölgeler (1947)
- Finten (Abdülhak Hâmit’in aynı adlı oyununun yeniden sahneye uygulanması, 1959)
- Oyunlar [Gölgeler ve Çıkmaz, 1977).
Deneme:
- Yazılar (Toplu Yazıları, 1937-75 arası yayımlanmış 242 yazı, haz. Münire Dıranas (1994; yeni bas. 2001).
Sadeleştirme:
- Kırık Saz (Tevfik Fikret’ten seçme şiirler, 1975).
Çeviri:
- Fransa’da Müstakil Resim (A. Basler-C. Kunstler’den C. S. Tarandı ile, 1938)
- Abdal (Dostoyevski’nin Buda’sından oyunlaştıranlar: F. Neziére-S. W. Bienstoek, 1940)
- Yaşadığımız Devir (K. Çapek’ten, 1942)
- Anna Bolton (L. Bromfield’en, 1945)
- Ecinniler (3 c. Dostoyevski’den S. Lünel ile, 1958-63)
- Cehennem Kayası (E. Dimt’den, 1963).
ESER ÖRNEKLERİ
ŞEHRİN ÜSTÜNDEN GEÇEN BULUTLAR
Bakıp imreniyorum akınına
Şehrin üstünden geçen bulutların.
Belki gidiyorlardır yakınına
Rüyamızı kuşatan hudutların.
Evler, ağaçlar, sular, ben ve bu an
Sanki bulutlarla bir, akıyoruz;
Onların hevesine uyaraktan
Cenup ufuklarına bakıyoruz.
Biz de hafif olsaydık bir rüzgârdan,
Yer alsaydık şu bulut kervanında,
Güzel’e ve Yeni’ye doğru koşan
Bu sonrasız gidişin bir yanında;
Dağlara, denizlere, ovalara
Uzansaydık yağarak iplik iplik,
Tohumları susamış tarlalara
Bahar, gölge ve yağmur götürseydik.
Bakıp imreniyorum akınına
Şehrin üstünden uçan bulutların.
Gidiyor, gidiyorlar yakınına
Rüyamızı kuşatan hudutların.
YOLDAN GEÇENLER
Bir rüyada yürür gibi geçerler
Evimin önünden her akşam üstü
Yüzleri bir duman gibi dağınık
Sönmüş saçlarında son damla ışık
Bir korkuları var gibi her akşam
Evimin önünden geçerler onlar
Ne sesleri ıslık çalan bir rüzgâr
Ne de omuzları yalçın bir dağdır
Ümit gözlerinde ölü bir bakış
Sayha bir bükülüş dudaklarında
Bulamadıkları nedir ki yaz, kış
Dolaşırlar şehrin sokaklarında…
Onlar – omuzları ne yalçın bir dağ
Ne sesleri ıslık çalan bir rüzgâr –
Bir rüya içinde gibi her akşam
Kopan ve uzayan şekiller ile
Sanki nehir gibi akmaktadırlar
Derinden ruhları çağıran sese.
YAŞARKEN
Ağaçların daha bu bahçelerde
Bütün yemişleri dalda sarkıyor;
Umutların mola verdiği yerde
Geceler bir nehir gibi akıyor.
Baksan bir uzaklık var hangi yana,
Hangi eşyaya dönsen boş bir ayna;
Varmak istediğim uzak limana
Gemiler beni almadan kalkıyor.
Gelmedi gün daha, çalmadı saat,
Daha uçurmuyor beni bu kanat;
Sabırsızlanma, ey kapımdaki at!
Güneş daha gözlerimi yakıyor.
TESTİ
Dolu bir testiydim ben,
Başaşağı ettiniz beni;
Eh, boşalıverdim derken…
İyi mi ettiniz yani?
Sevgiler vardı içimde
Ezgiler vardı, iyilikler…
Boşaltıverdiniz, hem de
Düşürüp kırmaktan beter.
Hoş, yine bir testiyim ben,
Yine varım ama bomboş
SERENAD
Yeşil pencerenden bir gül at bana,
Işıklarla dolsun kalbimin içi.
Geldim işte mevsim gibi kapına
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.
Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak
Ben aşkımla bahar getirdim sana;
Tozlu yollarından geçtiğim uzak
İklimden şarkılar getirdim sana.
Şeffaf damlalarla titreyen, ağır
Koncanın altında bükülmüş her sak.
Seninçin dallardan süzülen ıtır,
Seninçin karanfil, yasemin zambak…
Bir kuş sesi gelir dudaklarından;
Gözlerin, gönlümde açan nergisler.
Düşen öpüşlerdir dudaklarından
Mor akasyalarda ürperen seher.
Pencerenden bir gül attığın zaman
Işıkla dolacak kalbimin içi.
Geçiyorum mevsim gibi kapından
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.
OLVİDO
Hoyrattır bu akşamüstüler daima.
Gün saltanatıyla gitti mi bir defa
Yalnızlığımızla doldurup her yeri
Bir renk çığlığı içinde bahçemizden,
Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan
Lavanta çiçeği kokan kederleri;
Hoyrattır bu akşamüstüler daima.
Dalga dalga hücum edip pişmanlıklar
Unutuşun o tunç kapısını zorlar
Ve ruh, atılan oklarla delik deşik;
İşte, doğduğun eski evdesin birden
Yolunu gözlüyor lamba ve merdiven,
Susmuş ninnilerle gıcırdıyor beşik
Ve cümle yitikler, mağlûplar, mahzunlar…
Söylenmemiş aşkın güzelliğiyledir
Kağıtlarda yarım bırakılmış şiir;
İnsan, yağmur kokan bir sabaha karşı
Hatırlar bir gün bir camı açtığını,
Duran bir bulutu, bir kuş uçtuğunu,
Çöküp peynir ekmek yediği bir taşı…
Bütün bunlar aşkın güzelliğiyledir.
Aşklar uçup gitmiş olmalı bir yazla
Halay çeken kızlar misali kolkola.
Ya sizler! ey geçmiş zaman etekleri,
İhtiyaç ağaçlı, kuytu bahçelerden
Ayışığı gibi sürüklenip giden;
Geceye bırakıp yorgun erkekleri
Salınan etekler fısıltıyla, nazla.
Ebedi âşığın dönüşünü bekler
Yalan yeminlerin tanığı çiçekler
Artık olmayacak baharlar içinde.
Ey, ömrün en güzel türküsü aldanış!
Aldan, geçmiş olsa bile ümitsiz kış;
Her garipsi ayak izi kar içinde
Dönmeyen âşığın serptiği çiçekler.
Ya sen! ey sen! Esen dallar arasından
Bir parıltı gibi görünüp kaybolan
Ne istersin benden akşam saatinde?
Bir gülüşü olsun görülmemiş kadın,
Nasıl ölümsüzsün aynasında aşkın;
Hatıraların bu uyanma vaktinde
Sensin hep, sen, esen dallar arasından.
Ey unutuş! kapat artık pencereni,
Çoktan derinliğine çekmiş deniz beni;
Çıkmaz artık sular altından o dünya.
Bir duman yükselir gibidir kederden
Macerası çoktan bitmiş o şeylerden.
Amansız gecenle yayıl dört yanıma
Ey unutuş! kurtar bu gamlardan beni.
KÖPÜK
Oyun bitti ve her şey yerini buldu.
Akşamla ebedi kızlar anne oldu.
Aynalara bakma, aynalar fenalık;
Denizi, sonsuz olanı düşün artık.
Bir gün beni hatırlayabilirsin ancak,
Güzelsem soyabilirsin çırılçıplak;
Oradayım hep ben, orada, derinde,
Gemilerin ihtiyar köpüklerinde.
EVRENİ SEVMEK Kİ…
Aç mısın kardeşim, gel olanı bölüşelim,
Ama şiirlerimle seni doyuramam ki;
Ta, yıldızlara değin uzansa bile elim,
Daha ötelerine, daha…buyuramam ki.
İnsanı insan diye sevmişim, hep severim;
Ve onu tanrılara karşı bile överim.
Ben bütün bir evreni sevmişim; alın terim
Var evrende; öz, üvey diye ayıramam ki.
Güzellikleri alır satarım, gelişim bu.
Güzel tellalıyım ben; alan var mı? neşem bu.
Güzel’le yüceltirim insanlığı, işim bu,
Çirkini, kabayı ve hamı kayıramam ki.
İnsanoğulluğunu kulluk diye almışın!
Düşüncenin orakla biçilmesine karşın
Bir geleceğin dulda düşlerine dalmışın;
Bu derin aldanıdan seni uyaramam ki.
Kim zafere erecek? Zafer ne? Bir akşamda
Güneşi bağlamaksa geceye karşı, ya da
Haykırmaksa, gür… varım, bir güldür açan, ama
Kini bir hançer gibi kından sıyıramam ki.
Hep Tanrı mı gerek, ey tapınağı dünyanın,
Özgürlükler üstünde?… Bir yüce aramanın
Yıldızsal kulesinden sesleniyorum: kalkın!
Duyuramam ki ama beni, duyuramam ki…
KAYNAKÇA: Necatigil, İsimler, 128-129; Nebioğlu, 229; “Hisar’dan Biyografiler: A. Muhip Dranas”, Hisar, S. 28 (Nisan 1966); Acaroğlu, 89-90; Kurdakul, Sözlük, 210; Karaalioğlu, 167-168; M. Miyasoğlu, “Dranas, Ahmet Muhip”, TDEA, II, 285-286; Şiirler/Ahmet Muhip Dıranas-Yaşam Öyküsü, Sanatçı Kişiliği ve Tüm Şiirleri, (haz. O. Ural) Ank., 1982; Ş. Kurdakul, “Ahmet Muhip’in Şiiri”, Çağdaş Eleştiri, S. 6 (Ağustos 1982); Özkırımlı, TEA, II, 373; E. Öz, “Dıranas’la 1962 Yılında”, Milliyet Sanat, Ağustos 1980; Turgut Uyar, Bir Şiirden, İst., 1983; İ. Geçer, Cumhuriyet Döneminde Türk Şiiri, Ank., 1990, s. 154-160; A. Özkırımlı, “Şiirimizde Mutlu Bir Rastlantı”, O Güzel İnsanlar, İst., 1998, s. 97-99; Özgüç, II, 202-204.