HAYATI
Şair ve yazar. 12 Ocak 1968 günü İstanbul’da (nüfusta Tokat’ın Almus ilçesi) dünyaya geldi. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul’da tamamladı. 1990’da Gazi Üniversitesi Bolu İTİA’dan mezun oldu. 1997’den itibaren İstanbul’da ilköğretim öğretmenliği yaptı. Poetik’us şiir dergisini yirmi üç sayı (1995-1997) çıkardı. 2003’te yeniden yayımlanmaya başlayan Şiir Ülkesi dergisinin yayın kurulunda yer aldı.
Yılmaz Arslan’ın ürünleri Öğrenci Postası, Yeni Demokrasi, Ada gibi dergilerde yer aldı. Sonraki dönemlerde şiir ve yazıları Evrensel Kültür, Berfin Bahar, Düşlem, Morca, İnsancıl, Pencere, Gerçek Sanat, Kıyı, H.Gösteri, Edebiyat ve Eleştiri, Amida, Öküz, Varlık, Ötekisiz, Islık, Bahçe, Yeni Biçem, İblis, Cumhuriyet Kitap Eki, Yeni Gündem vd. dergi ve gazetelerde yer aldı. 1985 yılında Dayanışma dergisinin düzenlediği Hasan Hüseyin Korkmazgil Şiir Yarışması’nda Birincilik Ödülünün, 1995 yılında Balıkesir Belediyesi Sabri Altınel Şiir Yarışmasında övgüye değer birinci şair ödülünü ve Rıfat Ilgaz Cide Şiir Yarışması Birincilik Ödülünün sahibi oldu. 2002 Orhon Murat Arıburnu şiir yarışmasında birinciliği Enver Topaloğlu ile paylaştı.
ESERLERİ
Şiir:
- Su Mektupları (1995)
- Çocukluğun Bahçesindeki Sedir Ağacına Övgü (2001).
Çocuk Kitabı:
- Nasrettin Hoca’nın Uzay Serüvenleri (2001)
- Uzaylılar Kırmızı Bisikleti Kaçırdı (2002)
- Maviş Bilgisayar Korsanlarına Karşı (2002).
ESER ÖRNEKLERİ
AHMET ERHAN ŞİİRİ/AT AVRAT SİLAH
Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun
Sırtımdan kaç güneşi aşırtarak yürüdüm. Yok.
…Damarlarımdaki alkolü kolonyayla sildim.
Yok. Yükseklik korkumu dirseğimle dürterek
Kentin bütün üstgeçitlerinden geçtim
Evlerde kabuk bağlayan yaralarımı dışarıda rüzgar örseliyor
Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun
Yok. Sevgilim. Olamadım. İçkilere daha bir dadandım.
1182734. Mesai saatlerinde aranılacak. Yok.
Artan her günüm sanki ölüme ekleniyor…
Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun
Kiraz dalına asılmış bir mendil gibi kaldım
bekliyorum tarihin kaçınılmaz fırsatlarını
Yok. Sevgilim. Duasız bir din arıyorum. Yok.
Leyli bir uyku. Alnı örselenmemiş bir insan
Gece yatıya gelen bir umut. Gündüz giden bir ehli müslüman
Yağıyorum durup durup bütün yağmurlarımı.
Türklerin anayurdundayım. Yalnızım. Alkol. Yok.
Savunduğum herşeyin savunmaya geçtiği. Tanrım.
Yok. Boğulsam cezir oluyor, yaşasam med.
Artık evcil olan kelimeler aranıyorum;
Oda. Pipo. Kitap. Çocuk. Ev. Aile. İş. Otobüs.
Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun
Ancak otuzüç gün üç gece ağlasam avunurum
Yok. Küçük Asya’dayım. Ninem Rum. Dedem Yüzbaşı.
Kanım A Rh pozitif. Çok bira içince negatifleşiyor.
Yok. Sevgilim. Bilemedim iki taşı çatıp bir yapı kurmayı.
Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun
Kanım çekiliyor dünyayı böyle düşündükçe
Yok. Sanki durup dururken saçlarım seyreliyor.
Sıcak oldu. Genleştim. Konformist filan oldum.
Yenik bir hayvan büyütüyorum koynumda. Yok.
Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun
At. Avrat. Ve silah. Su. Ateş. Ve toprak.
Bütün dinleri böyle kandırarak dinimi buldum
Öldüğüm gün davula üç kez vurulacak. Tören. Yok.
Kalbim. Bir ayrılığı çalıyor kampana. Tren.
Yok. Seni istasyonlarda kaç kere öptüğümü sayamıyorum.
Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun
365’le 35’in çarpımı neyse ona göre kurdum kendimi
Ondan ötesini ister eksilt ister çoğalt
Devrim misin nesin ver artık şu adresini. Yok.
İnkılap! İnkılap! İnkılap! İnkılap!
KALAŞNİKOF, RASKOLNİKOF’UN NEYİ OLUR?
zembereği boşalmış zamandan
kahkahasını boşaltmış adama
ahşap bir gemiyle gelirim
gerilir elinde zıpkınıyla Kaptan Ahap
Beyaz Balina, kılçığı bırakılmış bir hinterlandsa
idillere sardığım kalbim, ben şimdi deliririm!
ah kan kardeş!
Kalaşnikof, Raskolnikof’ un neyi olur?
bizde bir Neyzen vardı, sövdüklerinin
her şeyi olurdu…
olmaz kalbin rüzgargülüne atlar akraba
hançeremde ağu, hançerimde kan
çıkar mıyım bu şiirle çıkmaz bir sabaha
sonra susmak, anlamanın uç beyi mi olur?
kaç kişiydik söyle, zaman’ ı kirleten
arzunun ırgalanmış ormanında kar gibi/
bir şair kasabalılıktan nasıl kurtulur?
hatırlamıyorum yakılmış köylere ait
bir şeyler söylemediğimi
dur orada tank paleti gibi vınlayan yüreğim
hayatı güzelleyen aşklar üretiyor beynim şimdi
buradaki tek ve huysuz soru şudur:
Raskolnikof ne ve Kalaşnikof kimdi?
KAYNAKÇA: Ahmet Uysal / Poetik’us ve Şiirin İncelmiş İpliği (Düşlem dergisi, sayı: 10, Şubat 1998), Altay Ömer Erdoğan / Zaman En İyi Terzidir (Radikal Kitap, sayı: 18, 20.7.2001)