HAYATI
1892 yılında Edremit’te dünyaya geldi. 17 Ocak 1954 günü İstanbul’da hayatını kaybetti. Sevüt Tekin, Münekkidin-i Askeri, Elif Ha-Se-Te ve Hikayeci imzalarını da kullandı. İlköğrenimini jandarma binbaşısı olan babası Mustafa Habib Bey’in görevi sebebi ile ailesiyle birlikte bulunduğu Edremit’te yaptı. Bursa İdadisi’ni bitirdikten sonra 1913 yılında Darülfünun Hukuk Şubesi’nden mezun oldu. Bursa İdadisi’nde edebiyat öğretmeni olan, Servet-i Fünun edebiyatının tanınmış şairlerinden olan Hüseyin Siret Özsever’ten aldığı edebiyat zevkinden dolayı edebiyat öğretmeni olarak çalışmak istedi. Maarif Nezareti’nin açtığı sınavı kazanarak 1914’te Kastamonu Lisesi’ne edebiyat öğretmeni olarak atandı. 1918’de görevini İzmir’e naklettirdi. İzmir’in işgali üzerine Balıkesir’e geçti. Burada Milli Mücadele’ye katıldı. Daha sonra maarif vekilleri olan Mustafa Necati ve Vasıf Çınar tarafından çıkarılan İzmir’e Doğru dergisini yönetti. Yunanlıların Balıkesir ve Bursa’yı işgali üzerine tekrar Kastamonu’ya gitti. Burada Ahmet Hamdi ve Hüsnü Açıksöz’ün çıkardığı Açıksöz gazetesinde 1922 yılına kadar başyazılar yazdı. Daha sonra görevi Ankara Erkek Lisesi’ne nakledildi. 1923’te Vasıf Bey’in maarif vekilliği sırasında Edirne maarif müdürlüğüne atandı. Maarif eminlikleri örgütü kurulunca önce Antalya, daha sonra Adana bölgesinde maarif emini olarak görev yaptı. Adana’da iken Adana Mıntıkası Maarif Mecmuası (sonra adı Çukurova’da Memleket olarak değişmiştir) adından bir dergi çıkardı. Maarif eminliklerinin kaldırılması üzerine Galatasaray Lisesi’ne edebiyat öğretmeni olarak atandı. 1943 yılında Sinop milletvekili olarak meclise girdi. 1946’da emekliye ayrılarak kendini tamamen yazı çalışmalarına verdi. 1954 yılında gırtlak kanserinden vefat etti.
İsmail Habib Sevük’ün asıl tanınması Türk Teceddüt Edebiyatı Tarihi adlı yapıtı ile olmuştur. Tanzimat sonrası Türk edebiyatını konu olan ve bir süre okullarda ders kitabı olarak okutulan yayımlandığı yıllarda oldukça ilgi görmüş, Mehmet Rauf, Fazıl Ahmet Aytaç, Ahmet Haşim, Cenap Şehabettin gibi dönemin önemli edebiyatçılarının katıldığı eleştiri ve tartışmalara sebep olmuştur. Üslubunun akademik olmamasından ve daha çok bir ders kitabı özelliği taşımasından dolayı eleştirilen yapıt, tüm bu eleştirilere karşın, sıcak anlatımı ile, öğrencilere yeni edebiyatı sevdirmede büyük pay sahibi olmuştur. Ahmet Hamdi Tanpınar, Türk Teceddüt Edebiyatı Tarihi adlı eser için “Teceddüd Edebiyatı, o devir için bugün zannedildiğinden çok mühimdir. Bu kitapla o zamana kadar ancak dar çevrelerin tanıdığı bir yığın kir, temayül ve insan birdenbire cemiyet hayatında tam yerini alıyordu. Ayrıca kitap yakın maziye ait bir yığın kıymet hükmünü değiştiriyordu” değerlendirmesini yapar.
Dönemin edebiyatçıları tarafından klasik şiirden çok iyi anladığı belirtilen İsmail Habib Sevük’ün her hafta evinde düzenlediği edebiyat toplantıları şairler ve yazarlar için bir tür akademi niteliği taşımıştır. Makale ve deneme türünde kaleme almış olduğu yazılarının büyük bir kısmı kitaplaştırılmamış olan yazar, anı ve gezi türünde de eserler vermiştir.
ESERLERİ
ARAŞTIRMA-İNCELEME: Türk Teceddüt Edebiyatı Tarihi (1925, Edebî Yeniliğimiz adıyla, 2 cilt, 1931-32; Tanzimat’tan Beri adıyla, 2 cilt 1940), Neler Dediler: Türk Teceddüt Edebiyatı Tarihi Hakkında Tenkitler ve Cevaplarım.(1928), Avrupa Edebiyatı ve Biz (2 cilt, 1940-41), Edebiyat Bilgileri (1942).
ANI-GEZİ: Tuna’dan Batıya (1935), O Zamanlar 1920-1923 (Millî Mücadele yılları anıları, 1936; yeni bas. 2003), Atatürk İçin (1939), Yurttan Yazılar (1943).
DİĞER: Türk Güreşi ve Elli Yıl Önce Garp Alemindeki On Yıllık Türk Kasırgası (1948), Dil Davası (1949), Mevlâna (1954), İmtihan Veren Millete (yay. haz. M. Eski, 1989), Kurtuluş Savaşı’nda Yunanlılar ve Anadolu Rumları Üzerine Makaleler (yay. haz. M. Eski, 1999).