HAYATI

1929 yılında Nallıhan, Ankara’da dünyaya geldi. Ankara Kız Lisesi’ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. TRT Ankara Radyosu’nda dramaturg, radyo tiyatrosu müdürü ve program uzmanı olarak çalıştı. 1970 yılında TRT’den ayrılarak radyo ve sahne için oyunlar, ayrıca roman ve öyküler kaleme aldı.

İlk yazıları Ulus gazetesinde yayımlanan tiyatro eleştirileridir; ilk şiiri Gölgeler Ekim 1948’de Kaynak’ta çıkmıştır. Sevim Uzgören ile birlikte kaleme aldıkları Bir Oyun Yazalım adlı oyunu 1953’te sahnelendi. Oyunlarında, toplumun sorunlarına, güncel gelişmelere duyarlı bir yazarın yaklaşımı gözlemlenmektedir. Özellikle psikolojik ve toplumsal kurumların baskısı altında kalan insanların yaşadıkları aldatıcı değerlere boyun eğmek zorunda kalışlarını aile-birey ilişkisi içinde yalın bir dille ortaya koyar. Korku, ölüm, barış, kadın-erkek ilişkileri, özveri, yaşlılık, gençlik, başkaldırı, özgürlük gibi evrensel temaları, yazarın güncel kaygıları ve dünyaya bakışıyla, toplumsal gelişmelerle iç içe ele alır.

Evcilik Oyunu Adalet Ağaoğlu’nun kadın-erkek ilişkilerine geniş açıdan baktığı ilk oyunlarındandır. Yazar bu oyunda yaşamdaki olumsuzlukların anlatımını cinsellik ve kadın-erkek ilişkisi temelinde ele alırken aynı zamanda yaşamın bütün anlamlarına da gönderme yapar. Yaşlı bir karı kocanın, tombala oyunu çerçevesinde geçmişlerini ve bugünlerini değerlendirip tartıştıkları oyunun adı ise Tombala’dır; yaşlılık döneminin düşünsel birikiminden uzak, yalnızca küçük zeka oyunlarıyla sınırlayan toplumsal yaşama yöneltilmiş bir eleştiri olan söz konusu oyun Türk Dili dergisinin 189. Sayısında yayımlanmış ve 1969’da sahnelenmiştir.

Çatıdaki Çatlak, orta sınıfın alışkanlıklarını, değer yargılarını ekonomik ve toplumsal gelişmeler karşısında giderek yitiren, ancak bunun pek de farkında olmayan ya da farkına vardığında geçmişi ve bugünü ile hesaplaşmaktan korkan insanları anlatır. Kahramanların kendilerini farklı göstermek adına bu gerçeklerden kaçma isteği, sonunda yaşamlarına egemen olur. Sınırlarda oyunu Çatıdaki Çatlak ile birlikte 1969 yılında basılır. Oyun her biri kendi içinde bütünlüğe sahip üç perdeden oluşur. Ancak barış temasının temel düşünce olduğu perdeler arasında zaman-olay-kişi-konu ilişkilerine dayalı bağlantılar vardır. Barış temasının düşle-gerçek, istenenle-ele geçen ikilemleriyle bakan oyun, birbirlerine bir türlü ulaşamayan insanları anlatır.

Üç Oyun adı ile basılan kitabın ilk oyunu Bir Kahramanın Ölümü adını taşımaktadır. Yazar bu oyunda toplumsal olayların kahraman yaptığı bir kişinin insan yanını ortaya koymaya çalışır. İki erkek oyun kişisini konuşmalarına dayalı Bir Kahramanın Ölümü bir iç hesaplaşmayı anlatır ve insanın toplumsal bir varlık oluşuyla yalnız kalışı arasındaki çelişkileri gösterir. Bu kitapta yer alan ikinci oyun Çıkış’ta ise yazar, düşsel bir odada baba-kız ilişkisinden yola çıkarak, ev-dış dünya ikilemini simgesel ve soyut bir düzlemde ele almaktadır. Ev güvenli bir yaşam sağlasa da bir çeşit tutsaklık yaşatır. Dışarısı ise karanlık ve fırtınalı olsa da özgürlüğü sunar.

Kendini Yazan Şarkı adlı oyunu 1976 yılında İstanbul Şehir Tiyatroları’nda sahnelenir ve 1977’de Evcilik Oyunu ile birlikte basılır. Oyunda yeni bir dünya kurma ülküsü içindeki gençlerin düşünceleriyle gerçekler arasındaki ayrım, yaşam-ölüm çizgisinde yaşadıkları korku, özlem, sevgi, dayanışma geleceğe umutla bakışlarını anlatır. Kendini Yazan Şarkı ülke gençliğine aydın kaygısı içinde yaklaşan bir oyundur.

Sonraki dönemlerde neredeyse yirmi yıl kadar yazın yaşamına roman ve öyküleriyle devam eden Adalet Ağaoğlu, Çok Uzak Fazla Yakın adlı oyunu ile oyun yazarlığına yeniden döner. Oyunda, iki kız kardeşin birbirlerinin –dolayısıyla kendilerinin- geçmişleri ile hesaplaşmaları ışığında ülkenin, ekonomik, toplumsal ve siyasal gelişmelerine bağlı olarak sağa sola savrulan küçük burjuva değerleri tartışılır. Bu oyununda Adalet Ağaoğlu, öykü ve romanın olanaklı kıldığı ayrıntıları anlatımlardan oldukça yararlanır. Böylece konuşma örgüsü onun kişilerinin duygusal, düşünsel yapısını geliştirirken, oyuncuya ve yönetmene geniş olanaklar sağlamaktadır. Bu yaklaşım biçimi de Ağaoğlu’nun oyun yazarlığının ötesinde, tiyatroyu bir bütün olarak ele alan ve çalışmasında bunu yansıtan bir tiyatro insanı kimliği sağlamaktadır. Yazarın Duvar Öyküsü adını taşıyan son oyunu 1992’de basılır.  Bu son iki oyun dışındaki tüm oyunları 1982’de Oyunlar adı altında bir kitapta toplanmıştır.

Adalet Ağaoğlu 1970’lerden itibaren toplumsal değişime koşutluk içinde roman ve öykü yazarlığına yönelerek, bu alanda da kendine önde gelen bir yer edinmiştir. İlk romanı olan Ölmeye Yatmak’ta Cumhuriyet döneminin egemen ideolojisinin, küçük burjuva toplumsal kesimleri üzerindeki etki ve tutarsızlıklarını anlatılır. Bu romanda yazar toplumbilimsel bir bakış açısı sergilemektedir. Yazar, daha sonra Ölmeye Yatmak, Bir Düğün Gecesi ve Hayır romanlarını Dar Zamanlar Üçlemesi olarak adlandırmıştır.

Fikrimin İnce Gülü romanında ise yazar, ülkedeki olumsuz ekonomik ilişkilerin savurup Almanya’ya fırlattığı Anadolu insanının, bir yandan onu Anadolu insanı kılan temel değerlerine, direnme gücüne ve altı yüz yıllık imparatorluktan kalan niteliklerine nasıl yabancılaşıp değiştiğini, bir yandan da maddesel ve töresel şartlarıyla köylülük olgusuna ve değişim ve yabancılaşmanın yozlaştırdığı köylüye ne ölçüde güvenebileceğini gerek toplumsal çözümlemelerle, gerek ileriye yönelik yönelişlerde bu insan tipinin ne ölçüde temel alınabileceği ortaya koymaktadır.

Adalet Ağaoğlu’nun üzerinde en çok tartışılan romanı olan Bir Düğün Gecesi, Fethi Naci’nin deyimi ile, sevgisizliklerin, yıkılışların, kuşkuların, kaçışların, kendinden hoşnutsuzların romanıdır; toplumsal çözülüşlerin ağır bastığı bir dönemde, umarsız ve yalnız bireylerin, yine kendileri gibi umarsız ve yalnız bireylere bel bağlamaya çabalamalarının romanı, nicedir beklene bir eleştiri romanıdır.

Adalet Ağaoğlu daha sonraki romanlarında da siyasal roman örnekleri vermekle birlikte, bilinç akışı yönetimini kullanır. Üç Beş Kişi adlı romanında bu özelliği belirgin olarak somutlaşır. Romanda, varlıklı bir aile eksen alınarak, bu ailenin yaşantısı ve çevre ilişkileri içerisinde, 1960-80 arası yaşanan çalkantılı dönem aktarılır. Yazar bu romanda da nesnel gerçekliği arka planda bireylerin değişimini aktarmaya çalışır. Türkiye’de hem kadın, hem yazar olmanın çağrışımlara dayalı anlatımı anı-roman adı verdiği Göç Temizliği 1985’te yayımlanır. Hayır…, Ölmeye Yatmak’la Bir Düğün Gecesi’nin üçüncü halkasını oluşturan romanın adıdır. Ruh Üşümesi adlı yapıtında erotizmi ana izlek olarak seçen Adalet Ağaoğlu, bu kitabında sahici bir sevişmenin ve sevmenin anlarda mümkün olduğunu belirtir; “bu an’ı körelmeden, körleşmeden, kabuk bağlamadan yaşayabilmenin önüne gerilen ne varsa, bütün olanakları kullanarak aşmalıyız” der.

Adalet Ağaoğlu’nun yapıtları Almanca, Slovakça, İngilizce, Hollandaca ve Bulgarca dillerine çevrilir. Yaşamak adlı oyunu Fransız ve Alman radyolarında yer almıştır. Fikrimin İnce Gülü adlı romanı “Sarı Mercedes” adlı ile 1993 yılında Tunç Okan tarafından filme alınmıştır.

Üç Oyun ile 1974 TDK Tiyatro Ödülünü, Yüksek Gerilim ile 1975 Sait Faik Hikâye Armağanını, Bir Düğün Gecesi ile 1979 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülünü, 1980 Orhan Kemal Roman Armağanını, 1980 Madaralı Roman Ödülünü, Çok Uzak Fazla Yakın ile 1992 Türkiye İş Bankası Edebiyat Büyük Ödülünü, 1995 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülünü, Romantik Bir Viyana Yazı ile 1996 Aydın Doğan Vakfı Edebiyat Ödülünü, 1997 NTV Yılın Yazarı Ödülünü ve 1999 Aziz Nesin Ödülünü aldı. Adalet Ağaoğlu, Türkiye Yazarlar Sendikası (kurucu), İnsan Hakları Derneği (sonradan ayrıldı) ve Edebiyatçılar Derneği Onur üyesidir

ESERLERİ

OYUN: Bir Piyes Yazalım (S. Uzgören ile, 1953), Evcilik Oyunu (1964), Tombala (Türk Dili dergisi, Haziran 1967), Çatıdaki Çatlak (Sınırlarda ile birlikte, 1969), Üç Oyun (Bir Kahramanın Ölümü, Çıkış, Kozalar, 1973), Kendini Yazan Şarkı (Evcilik Oyunu ile birlikte, 1977), Oyunlar (sekiz oyun, 1982), Çok Uzak Fazla Yakın (1991), Duvar Öyküsü (1992), Şiir ve Sinek (1992), Oyunlar I-II (1993), Toplu Oyunlar (1996).

ROMAN: Ölmeye Yatmak (1973), Fikrimin İnce Gülü (1976, Almanca’ya çevrildi), Bir Düğün Gecesi (1979, Çekçe ve Bulgarcaya çevrildi), Yaz Sonu (1980), Üç Beş Kişi (1984),Göç Temizliği (anı-roman, 1985), Hayır… (1987), Ruh Üşümesi (1991), Romantik Bir Viyana Yazı (1993).

ANI: Damla Damla Günler (c. 1, 2004).

HİKÂYE: Yüksek Gerilim (1974), Sessizliğin İlk Sesi (1978), Hadi Gidelim (1982), Hayatı Savunma Biçimleri (1997), Toplu Öyküler I (2001), Toplu Öyküler II (2001).

DENEME-ELEŞTİRİ-SÖYLEŞİ: Geçerken (1986), Gece Hayatım (anlatı, 1992), Karşılaşmalar (1993), Başka Karşılaşmalar (1996), Öyle Kargaşada Böyle Karşılaşmalar (2002).

DERLEME: Güner Sümer / Toplu Eserleri I-II (1983), Seçmeler (1993).

ÇEVİRİ: Mezarsız Ölüler (J. P. Sartre’dan, 1962), Kafkas Tebeşir Dairesi (B. Brecht’en,1963), Durand Bulvarı (Armand Salcrou’dan, 1967), Amerikano Manyaklar (Razvani’den, 1973). OYUN: Sınırlarda (1966), Bir Kahramanın Ölümü (1968), Çıkış (1970), Kozalar (1971)

 

 

 

 

 

 

Paylaş