HAYATI

Yazar. 20 Mart 1968 günü Ankara’da dünyaya geldi. Sibel Türker adını da kullanıyor. Ruhiye Hanım ile Yaşar Kayalı’nın kızı. Ankara Maltepe İlkokulu’nu ve Anıttepe Lisesi’ni bitirdi. AÜ Hukuk Fakültesi mezunu. Ankara’da yaşıyor; evli, bir çocuğu var. İlk şiiri (“Bir Düşüşün Çakıltaşı Nedeni”) Sombahar dergisinde çıktı (1993). Radikal İki ve Milliyet Sanat’ta yazıları yayımlandı.

ÖDÜLLERİ

  • Öykü Sersemi ile 2005 Yunus Nadi Öykü Ödülü
  • Ağula ile 2006 Haldun Taner Öykü Ödülü

ESERLERİ

Öykü:

  • KalpYazan, İst.: Doğan Kitap, 2003
  • Öykü Sersemi, İst.: Doğan Kitap, 2003
  • Ağula, İst.: Doğan Kitap, 2005

Roman:

  • Şair Öldü, İst.: Doğan Kitap, 2006
  • Meryem’in Biricik Hayatı, İst.: Doğan Kitap, 2008.

ESER ÖRNEKLERİ

HAYATI SEVME HASTALIĞI’NDAN

Mesela orospular en büyük borçlu kesimdir. Etleri çürüyene dek bilmedikleri bir borcu faiziyle katbekat öderler. Şairler mesela. Tuhaf bir yetenekle donatıldıkları için ömür boyu dizelere mahkum edilmişcesine borç öderler. Mutsuzlar. Mutsuz oldukları için utanarak ve hep gülümsemeye çalışarak…

Diyelim siyah renkten başka takıntılarınız da var. Mesela çok çok sevdiğiniz kitapları, ne denli kalın olursa olsunlar kasete okuyorsunuz. Günler, geceler, hatta aylarca sürebilir bu kayıt seansları. Olsun. Sesinizi mi, okuduğunuz kitabı mı garantiye alıyorsunuz; belli değil.

Allahım, bu kadınlar yeni bir hayata ne çok düşkündürler? Erkekler her zaman eski ve tutarlı bir hayata razıyken, eski ve içine sıçılmış hayatlarından kurtulmak isteyen ne çok kadın vardır!

Hey kadınlar! Akşamın bu saatinde, bir yer altı treninin içinde aslında birer aşk yolcusu olduğunuzu bilmiyor muydunuz? Hepimiz, istisnasız hepimiz biraz dövülüp ezileceğiz. Yolculuğumuz bittiğinde ise bu akşam treninden kozayı delip çıkan kelebekler gibi mutlu ve özgür ve bilmiş ve tükenmiş ama hayatta kalarak yerüstünün ışıklarına doğru aceleyle uçuşarak çıkıp gideceğiz. Nereye mi ey kadınlar! Karanlık inlerimize tabii ki.

Fakat takıntıları asıl ateşleyen şey, bu boşunalıktır zaten, değil mi? Takıntı duygusunun odağında ince bir yay gizlidir. Siz o odağa doğru hamle yaptığınızda, sizi geldiğiniz mesafe kadar geriye fırlatır. Bu da sizi yeryüzünde bir çizgi film kahramanı yapmaya yeter. Asla yaklaşamazsınız ve bu sizde daha çok hırs ve acı uyandırır. Hep arkaya, hep geriye atılırsınız. Tanrı’nın yeryüzüne kondurduğu böyle şakacı yaylar vardır. Biri ufuk çizgisi, diğeri insanoğlunun yaptığı seks. Her ikisini de elde etmek mümkün değil.

KAYNAKÇA: İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009).

Paylaş