HAYATI

21 Mart 1915’te İstanbul’da dünyaya geldi. 28 Aralık 1964 günü İstanbul’da hayatını kaybetti. Yerel gazetelerdeki makalelerinde Semine Meral imzasını da kullandı. Sağlık müdürlerinden Doktor Nazif Bey’in oğludur. İlköğrenimini Isparta’da, lise öğrenimini İstanbul Pertevniyal Lisesi’nde tamamladı. 1936 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Konya’nın çeşitli ilçelerinde ve Zonguldak’ta savcılık, yargıçlık görevlerinde bulundu. Adli görevinden ayrılarak İstanbul’a yerleştikten sonra, 1950 yılına kadar serbest avukat olarak çalıştı. 1950 seçimlerinde Demokrat Parti listelerinden milletvekili seçilerek meclise girdi, ancak 1954 seçimlerinden önce vekillik görevinden ayrılarak İstanbul İkinci Noter’i oldu ve ölüme kadar bu görevini sürdürdü.

Zonguldak’ta ikamet ettiği yıllarda haftalık Yeni Zonguldak ve Ocak gazetelerini yönetti ve bu gazetelerde Semine Meral takma adı ile makaleler yazdı. “Tangonun Ölümü” adlı romanı Yeni Zonguldak gazetesinde tefrika edildi. İlk öyküsü Çocuk Sesi adlı çocuk dergisinde; kendisince sanat değeri taşıyan İlk öyküsü olan “Renkli Fener” ise Varlık dergisinde yayımlandı.

Umran Nazif Yiğiter, eserlerinde Anadolu insanının, özellikle Orta Anadolu ve Karadeniz yöresi insanının sorunlarını dile getirmiştir. Taşra yaşamından edinmiş olduğu izlenim ve gözlemlerden yola çıkarak, işçileri, köylüleri, küçük memurları ve amir-memur ilişkisini anlatmıştır. Gerçekçi bir tutumun egemen olduğu öykülerinde toplumsal yapıdaki bozuklukları, bu yapı içindeki bireyin sorunları ile yoksulluklarını, umutlarını, çelişkilerini, iç dünyalarını yansıtmıştır. Anadolu kasabalarındaki gündelik yaşamı yansıtmış olduğu bu öykülerinde yer yer kendini gösteren gülmece öğesi, eserin duygulu anlatımını etkili kılan bir unsuz olarak okuyucunun karşısına çıkmıştır.

Tahir Alangu, Umran Nazif Yiğiter hakkında şu değerlendirmeyi yapar: “Umran Nazif’in, olup biten karşısında bir sanatçı karamsarlığı ve pasiiğine gömülerek, yaşamanın saçmalığını, olayları ve kişileri yakalarından tutup kaldırarak, bizim görebileceğimiz bir şekilde göstermesi, oldukça hüzün verici bir manzara. O artık yalnız anılara değer veriyor. Acı, buruk, elem verici olsalar bile onları yüceltiyor. Yaşamanın asıl lezzeti, yaşarken değil, onları sonradan gerilere dönüp, yeni yaşantılarla karşılaştırınca beliriyor. O zaman içimizde bir umut uyanıyor: belki bugünkü yaşantılarımız da, anıların koynunda yıkanıp ortaya çıktıktan sonra, bütün pisliklerinden, saçmalıklarından, bize verdikleri pişmanlıklardan sıyrılacaklardır. Bu soy bir görüş, Umran Nazif’e, çağdaşları arasında ayrı bir yer kazandırmalıdır.”

ESERLERİ

HİKÂYE: Kara Kasketli Amele (1933), İçimizden Birkaçı (1941), Yaşamak İçin (1948), Gar Saati (1951), Tepedeki Ev (1954), Aşk Üçgeni (1962).

ROMAN: Tango’nun Ölümü (Zonguldak’ta çıkan Ocak gazetesinde tefrika edildi, 1942).

İNCELEME: Kömür Havzasında Amele Hukuku (1943).

 

Paylaş