HAYATI

Şair ve besteci. 1850’de İstanbul’da dünyaya geldi. 6 Aralık 1936’da İstanbul’da yaşama veda etti. Edirnekapı Şehitliği’nde toprağa verildi. Sultan Abdülmecit dönemi saray hekimlerinden Sakızlı İsmail Paşa’nın kızı. İstanbul şehreminlerinden Yusuf Razi Bel ile mimar Vedat Tek’in annesidir. Çok küçük yaşta saraya alındı, yedi yıl aralıksız yaşadığı bu çevrede öğrenim gördü ve piyanoya başladı. Batı müziği bilgileri edindi. Öğrenimini 1861’den sonra babasının vali olarak atandığı Girit’te aldığı özel derslerle sürdürdü; Yunanca ve Fransızca öğrendi; ayrıca Farsça ve Arapça dersleri aldı. 1870’te İzmir vilayeti mektupçusu Sırrı Efendi (daha sonra Paşa) ile evlenince yaşamını eşinin vali olarak görev yaptığı yerlerde, kimi zaman da İstanbul’da geçirdi. Saray çevresiyle ilişkileri hiçbir zaman kopmadı. Evi zamanın ünlü sanatçılarının bir araya geldikleri bir müzik çevresi durumundaydı.

Leyla Hanım imparatorluk dönemini yaşayıp Cumhuriyet’e yetişebilen son müzisyenler kuşağının tanınmış bir temsilcisidir. Besteci Medeni Aziz Efendi ile Nikoğos Ağa en çok yararlandığı hocalarıdır. Günümüzde bilinen elli dolayındaki yapıtının büyük çoğunluğu şarkı formundadır. Üslubu, dönemin duygusallığını ve romantizmini yansıtır. Hece ölçüsüyle yazıp türkü tarzında bestelediği parçaları ise halk sanatına duyduğu yakınlığı gösterir. “Yaslı gittim şen geldim…” diye başlayan marşı da çok sevilmiş, okullarda, resmi törenlerde sık sık çalınıp okunmuştur.

Eşiyle gittiği Girit, İzmir, Kastamonu, Rusçuk, Trabzon vilayetleri üzerine gezi notları ile harem ve saray anılarını 1920-22 yıllarında Vakit ve İleri gazetelerinde yayımlamıştır. Zamanın geleneklerine uymayan açık ve cesur şiirleriyle dikkatleri çekmiş, bu nedenle adı bazı dedikodulara karıştırılmıştır. Bunun yanı sıra Mevlevi tarikatına mensup olan Leyla Hanım tasavvufi ve dini şiirler de yazmıştır. Ancak esas olarak şiirleri kişisel duygularını yansıtan birer kalem denemesi olarak değerlendirilmiş, Leyla Hanım da bunların çoğunu şarkılarında güfte olarak kullanmıştır. Bostancı’daki köşkünün yanmasıyla, gençliğinde yazmaya başladığı anıları ve şiirlerinin yanı sıra bestelediği şarkıların notaları da yok olmuştur. Harem ve saray anıları 1974’te Sadi Borak tarafından derlenip yayımlanmıştır. “Harem-i Hümayun ve Sultan Sarayları” adlı bölüm ise oğlu Yusuf Razi tarafından le Harem impérial et des sultanes au XIXème siécle adıyla Fransızcaya çevrilerek 1915’te Paris’te basıldı. Daha sonra Almanca ve Çekçeye de çevrildi. Anıları, Türk müziği tarihinin yanı sıra, Batı müziğinin saraydaki durumuna ve genel olarak Türk sanat ve kültür tarihine ilişkin pek çok konuda içerdiği zengin bilgilerle, önemli bir kaynak kitaptır.

ESERLERİ

Anı:

  • Haremin İçyüzü, (haz. S. Borak) İst., 1974

Şiir:

  • Solmuş Çiçekler, İst., 1928

KAYNAKÇA: İbnülemin, Şairler, II, 880-885; İ. M. K. İnal, Hoş Sadâ, İst., 1958, s. 215-216; Necatigil, İsimler, 243; M. Rona, 50 Yıllık Türk Musikisi, İst., 1969, s. 18; “Saz, Leyla”, TDEA, VII, 471-472; M. Güntekin, “Saz, Leyla”, DBİA, VI, 475; ay, “Saz, Leyla”, YYOA, 505-506

 

 

 

Paylaş