HAYATI

Şair. 1903’te Çankırı’da dünyaya geldi. 2 Aralık 1992’de İstanbul’da yaşama veda etti.  Asri Baba imzasını da kullandı. Ankara İlköğretmen Okulu’ndan mezun oldu. İlkokul öğretmeni olarak çalışmaya başladı. Yeterlik sınavını vererek ortaokul öğretmeni oldu. 1925-35 arasında Türkçe-edebiyat öğretmeni ve yönetici olarak Kastamonu Lisesi’nde görev yaptı. Bu arada dışarıdan bitirme sınavlarına girip lise diploması aldı (1931). 1935’te İstanbul’a, Kabataş Lisesi’ne atanınca, İÜEF Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi (1939). 1935-50 arasında Kabataş Lisesi’nde çalıştıktan sonra Galatasaray Lisesi’ne geçti ve buradan emekliye ayrıldı (1969).

İlk şiiri Çankırı’da yayımlanan Hak Yolu dergisinde çıktı. Sonraki yıllarda Çınaraltı, Sanat ve Edebiyat, Hareket, Ün, Şadırvan, Zeytin Dalı, İstanbul, Edebiyat Dünyası, Çağrı, Galatasaray dergilerinde şiirlerini yayımladı. Defne hececilerden bir sonraki kuşağın şairlerindendir. Ömer Bedrettin Uşaklı, Ahmet Kutsi Tecer çizgisinde bir sanatçı olarak değerlendirildi. Yeni bir şiir dili aradı; kendi deyişiyle “henüz üzerine eğilmediğimiz atalardan miras kalan hazinelerini, bugünün imkânları, bugünün aydınlığı içinde yaşıyan, sıcak, bizden, samimi ve tatlı canım Türkçe’nin şiirdeki yerini denemek ve sesini, teneffüsünü duymak ve duyurmak” başlıca kaygısı oldu. Bunu da büyük ölçüde başardı; “saz şiiri geleneklerine bağlı şiirinde yerli motifleri, işlenmiş ince bir halk diliyle kullandı. Ölçülü-uyaklı, özgün bütün şiirlerinde duyarlılığın gücü, dilinin yoğunluğu ile, saz şairleri dünyasından modern şiirin estetiğine göre, en iyi yararlanmasını bilen şairlerimizden oldu” (Necatigil). Son şiirleriyle Varlık dergisinde göründü (1976-79)

ESERLERİ

Şiir:

  • Denizden Çalınmış Ülke, Ank.: MEB, 1971
  • Sessiz Nehir, Ank.: MEB, 1985
  • Kardelenler, İst.: Tunç Mtb., 1988

Araştırma:

  • Dede Korkut Hikâyeleri Üzerine Edebi Sanatlar Bakımından Bir Araştırma, Ank., TDK, 1988
ESER ÖRNEKLERİ

SENİN YANINDA

Senin yanındayken, avuçlarımda
Suda sabun gibi eriyor zaman
Ve sanki yağ gibi kayıp gidiyor
Bir balık ellerimin arasından
Al, yeşil sedefler akıyor ağdan
Bana ram oluyor suların sırrı
Sade bir şeyler var parmaklarımda
Pul pul, pırıl pırıl ve senden ayrı

ZİLLER ÇALACAK

Zil çalacak… siz derslere gireceksiniz bir bir
Zil çalacak… ziller çalacak benim için
Duyacağım evlerden, kırlardan, denizlerden
Ta içimden birisi gidecek uça ese
Ama ben, ben artık gidemeyeceğim

Zil çalacak… siz geminize, treninize gireceksiniz
Zil çalacak, ziller çalacak benim için bir bir
Duyacağım iskelelerden, istasyonlardan bütün
Ta içimden birisi koşacak ardınızdan
Ama ben, ben artık gelemeyeceğim

Sonra bir gün bir zil çalacak yine
Hiç kimseler, kimsecikler duymayacak
Ne sınıflar, ne iskeleler, ne istasyonlar, ne siz
Ta içimden birisi kalacak oralarda
Ben gideceğim

KAYNAKÇA: Necatigil, İsimler, 124; Nebioğlu, 207; Karaalioğlu, 161; Kurdakul, Sözlük, 205.

Paylaş