HAYATI
Tezkire yazarı. 1667’de İstanbul’da dünyaya geldi. 1732’de İstanbul’da yaşama veda etti. Kabri, Emir Buhari Dergahı Mezarlığı’ndadır. Asıl adı Mehmet. . Dedesi simkeşbaşı Mehmed Ağa, babası dönemin şairlerinden Simkeşzâde diye tanınan Hasan Feyzi Efendi’dir.
Medrese eğitimi görerek yetişen Şeyhi Mehmet Efendi, 1684’te Ebu Saidzade Feyzullah Efendi’ye mülazım oldu ve sonraki yıllarda müderrislik yaptı. Babasının vefat etmesi üzerine müderrislik görevini bıraktı ve onun yerine Emir Buhari Dergahı’na şeyh oldu. Burada dersler veren Şeyhi Mehmet Efendi, ölüme kadar bu görevi sürdürdü.
ESERLERİ
- Vekayi-i Fuzala: Şeyhi Mehmet Efendi’nin en önemli eseridir. Bu eser, Nevizade Atai’nin zeylinin zeylidir.
- Takvîmü’t-tevârîh: Katip Çelebi’nin aynı adlı eserine yazılan bir zeyldir.
Şeyhi’nin şiirlerine ise dönemin mecmualarında rastlanır.
ESER ÖRNEKLERİ
VEKAYİ-İ FUZALA’DAN
NEF’İ
Erzeni’-Rumi Ömer Bey’dir. Divan-ı Humayün-ı Sultani’de Ma’den Mukata’acısı olmuş idi. Tab’ı hicve tezyife mail olmağın bin kırk dört Şa’banında Cizye Muhasebecisi iken gazab-ı husrevaniye mazhar olmağla katl olunup deryaya atıldıktan zamanesi şu’arasından beri vech-i ta’miye bu tarih demiştir.
Beyt:
Nagehanı geldi bir eksikli dedi tarihin
Ah kim kıydı felek Nef’i gibi üstada
Tarih-i diğer:
Geçti Siham-ı Kaza
Türki vü Farisi mürettep ve mükemmel divan-ı eş’arı vü hiciv ü hezeliyyatda Siham-ı Kaza nam manzum güftarı vardır. Bu eş’ar divan-ı belagat-şi’arından intibah olundu:
Her ma’na-i latif ki candan nişan verir
Ta’bir edince tab’ım anı nazma can verir
Her nazm-ı dil-firib ki benden sudur eder
Lafzı cemal-i şahid-i ma’naya an verir
Tab’ım arus-ı ma’naya meşşatalik eder
Endişem ayine kalemim sürme-dan verir
Velehü:
Cuylar mı devr eden turfe çemenzarın yahut
Mai pervaz ile nat’ olmuş yeşil hara mıdır
Vasf-ı buy-ı hulkumu satr-ı hat-ı şiir de ya
Mevc-i derya-yı suhanda anber-i sara mıdır
Ma’ni-i rengin lafz-ı abdarımda yahut
Sagar-ı minaya konmuş lale-gün sahba mıdır
Velehü:
Dil-teşne cihan meşreb-i pakindeki lütfa
Güya çemen-i aleme bir ab-ı revandır
Güya ki gülistan-ı suhandır bu kasidem
Her nüktesi bir gonce-i bi-har ü hazandır
Her mısra’ı ya bir sanem-i nev-hat-ı mevzun
Endişe-i bari kim ana muy-miyandır
KAYNAKÇA: Nihad Sâmi Banarlı, Resimli Türk Edebiyâtı Târihi, İstanbul 1983, I, 380