HAYATI

Şair. 1956 yılında Çorum’da dünyaya geldi. Gazi Eğitim Ens. Türkçe Bölümü’nü bitirdikten sonra İÜEF Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ndeki öğrenimini son sınıfta bıraktı. Öğretmenlik yaptı. 1984’te öğretmenliği bırakarak gazetecilik yapmaya başladı. Beş yıl İngiltere’de yaşadıktan sonra Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi’nde editör. İstanbul’da yaşıyor. İlk şiirleri 1978’de Türk Edebiyatı dergisinde çıktı. 

ÖDÜLLERİ

  • İnsan Bir Yalnızlıktır ile 1990 Behçet Necatigil Şiir Ödülü 

ESERLERİ

Şiir:  

  • Sürgün Sevdaları, Ank.: Birlik, 1984 
  • İnsan Bir Yalnızlıktır, İst.: Bebekus’un Kitapları, 1990 
  • Seferberlik Şiirleri, İst.: Anadolu Sanat, 1994 
  • Disconnectus Erectus 2+1, İst.: Altıkırkbeş, 1995 
  • Londra Şiirleri, İst.: YKY, 2000 
  • Mecusi Şiirleri, İst.: Altıkırkbeş, 2004 
  • Şiirler, (Toplu Şiirler), İst.: İş Bankası, 2007 

Araştırma:  

  • Batılı Gezginlerin Gözüyle İstanbul, İst.: Kültür A.Ş., 2006 
  • Türk Yazarların Gözüyle Dünya Kentleri, İst.: Kültür A.Ş., 2006 

Deneme:  

  • İyi Okuma, İst.: Gendaş, 2002 

Roman:  

  • Öyküler Seni Söyler, İst.: Oğlak, 2003 

Söyleşi:  

  • Olaylar ve İnsanlar’ın Peşinde Bir Ömür, Hasan Pulur Kitabı, İst.: İş Bankası, 2006 

ESER ÖRNEKLERİ

Cinnetten Cennete 

cesetlerinden cinnetler devşirdiğim bu kent 
-ben ölürüm ah gülüm- cennete döner bir gün 

ömrümün hikayesi buğulu bir intihar 
bu titrek aydınlığım apansız söner bir gün 

dünya değirmeninde kavrulmuş bir türküyüm 
yarı açık perdeler yüzüme iner bir gün 

canlı geldi bedenim cesur bir cinayete 
tabutum toparlanır acılar diner bir gün 

koy kıblene kalbini secde vur tabut üzre 
ömrümüz musallada bu hüznü yener bir gün 

zaten neyimiz kaldı bu yorgun bedenimiz 
körpecik omuzlara usulca biner bir gün 

babam kimin katili ben kimin maktulüyüm 
şol böcek aşireti belki de siner bir gün 

eziyeti banadır gözü kanlı gecenin 
ben ölürüm bu dünya cennete döner bir gün 

‘İnsan Bir Yalnızlıktır’ 

Mecusi Günleri

mecusiyim,mecusisin,mecusi- ateş yakar
çekilip mağaraya gelincik olmak da var
bağbozumu düşleri yanardağlar ararken.-
Akşam ki bir çocuktur saçları kısa kırpık
Avucunda aşklardan esirgenmiş bir çığlık
Terk edilir masalar sabaha vakit varken.-
Ama siz gülümseyin, nedir ki hayat başka
Nar tarlası düşleri apansız gelir aşka
O gündüz değirmeni iplikleri sararken.-
Ölüm de öyle işte yoklar dal uçlarını
Katlansak da nafile çözüp sonuçlarını
Akşamlar atlasını cesetlere sorarken.-

2

Siz son mecusisi bütün güzel dinlerin
Biz ise öylesine peygamber telaşında
Kıyısında kolayca kırılan ipliklerin.-
Sahi,sevincinizle katılınca geceye
Bir deli pınar olur kururdu akan sular
Gölgesi az gelirdi şizofren kirpiklerin.-
Kayıt-kabul şartları hangi din inkâr eder
Gülümser bir ucundan bindiğiniz trenler
Acının orta yeri hücrenizden de derin.-
Biz ki dolunayların som altın ipeğinden
Kefenler dokumuştuk bir bakış özleyince
Bakınca görülen ne, bilmeyin bilinmeyin.-

3

Yaşantılar eskitir zamanın goncasını
Ağır elmas göğüsler kendini yinelerken
O peygamber İsa mı vurunca asasını
Ömürlere serptiği binlerce çakır diken.-
Kimdi kuzey kışlası, kimdi acıya yelken
O ürkek dirimlerim kaydını tutan kimdi
Bir cesedin dumanı omzunuzda tüterken
Kaç cinayet sırada, sayılmıyor ki şimdi.-
Ama siz gülümseyin tanrılar kurban ister
Tanrılar kurban ister ve bulur kendisini
Bütün eller semada nolur yüzünü göster
Ve bir kez olsun duyur yeryüzüne sesini!
Siz ilk mecusisi bütün güzel dinlerin
Belki son akşamdır bu, öyle dost öyle serin.-
Bilmeyin bilinmeyin.-

KAYNAKÇA: Necatigil, İsimler, 210; Işık, 339

Paylaş