HAYATI
Öykü ve roman yazarı. 1875’te İstanbul’da dünyaya geldi. 25 Temmuz 1929’da Büyükada’da verilen bir baloda kalp krizi geçirerek yaşama veda etti. Tanzimat dönemi maliye ve evkaf nazırlarından Musa Safveti Paşa’nın torunu, maadin müdürü Ahmet Ziya Bey’in oğludur.
1892’de Galatasaray Sultanisi’nden mezun olan Safveti Ziya, Hariciye Nezareti’nde katiplik, Şüra-yı Devlet üyeliği, Anadolu Şimendiferleri neşriyat müdürlüğü yaptı. Cumhuriyet’in ilanından sonra Hariciye’de teşrifat umum müdürü olarak görev yaptı. Safveti Ziya, son olarak Prag elçiliğine atandı. Elçilik görevinin verilmesinden iki ay sonra hayatını kaybetti.
Edebiyat yaşamına Servet-i Fünun dergisinde 26 Aralık 1896’da yayımlanan “Onların Ruhu” adlı öyküsü ile giren Safveti Ziya daha sonra aynı dergide çıkan “Hanımın Mektupları” adlı küçük öyküsü ile dikkat çekti. Yazarın, asıl tanınmasını sağlayan yapıtı ise İstanbul’un o dönem kozmopolit çevrelerini konu alan “Salon Köşelerinde” adlı romanıdır. Kendi kişiliğinden izler de taşıyan bu romanda, kahramanı aracılığıyla, Türklerin de Avrupalılar gibi salon hayatına uyum sağlayabileceklerini kanıtlamaya çalışır. Bu yönü ile romanın Türkiye’nin çağdaşlaşma tarihi içinde bir yeri olduğu söylenebilir. Safveti Ziya’nın bir diğer önemli romanı ise Beyoğlu’ndaki gece hayatı ve eğlence alemlerine dalan sorumsuz gençlerle ilgili olan “Haralambos Cankıyadis” adlı romanıdır.
Safvet-i Ziya, kız kardeşi Behice Ziya ile 1911’de 140 sayı çıkan ve günlük yayımlanan Ziya adlı bir dergi çıkardı. Yazar, dil ve üslup yönünden daha çok Hüseyin Cahit ve Mehmet Rauf’ta etkilenmiştir. Son kitapları ise görgü ve protokol kuralları ile ilgili eserlerdi.
Safvet-i Ziya’yı yakından tanıyan ve ona anılarında geniş yer veren Halit Ziya Uşaklıgil, onu şu sözlerle anlatır: “Onu son yıllarında değil, gençlik yıllarında tanınmış olmalıydı ki tamamıyla anlaşılmış olsun. İnce hatta zayıf, her zaman şık, her zaman canlı, Beyoğlu salonlarında, Boğaziçi seyir yerlerinde kıskanılan, o zamanın en iyi vals eden, en güzel Fransıca ve İngilizce konuşan, Türk aleminin sivrilmiş güzel kadınlarına yanaşmak en kurnaz çareler bulan bir genciydi. Ciddi olarak ne varsa hepsine pek gevşek bağlarla bağlı olan bu gençten, Edebiyat-ı Cedide’ye bağlanmış olmak pek beklenmezdi, fakat ona bağlanmak işinin en son mikyasında karışmış, hele şahsen bizlere, bu arada bana pek bağlanmıştı: ben de ona”. Mustafa Nihat Özön ise Son Asır Türk Edebiyatı Tarihi adlı kitabında Safveti Ziya’nın karakterinin eserlerine yansıdığına dikkat çeker, ki bu Halit Ziya’nın yorumundan daha da ilginçtir: “Bu ruhî hali Safveti Ziya’nın eserlerine Edebiyatı Cedide’nin en cılız mahsülleri hüviyetini vermiştir.”
ESERLERİ
ROMAN:
- Salon Köşelerinde (1912)
HİKÂYE:
- Bir Tesadüf (1900)
- Bir Safha-i Kalb (1912)
- Hanım Mektupları (1913)
- Kadın Ruhu (1914)
- Silinmiş Çehreler Beliren Simalar (1924)
OYUN:
- Haralambos Cankiyadis (1912)
DİĞER:
- Adab-ı Muaşeret Hasbihalleri (1927)
- Dahili Teşrifat Rehberi (1928)
- Nasıl Giyinmeli (1929)
KAYNAKÇA: Tahir Alangu / Servet-i Fünûn Edebiyatı Antolojisi (1958), Cevdet Kudret / Türk Edebiyatında Hikâye ve Roman (2. bas. 1970), TDE Ansiklopedisi (c. 7, 1976-98), Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), TBE Ansiklopedisi (2001), Mehmet Nuri Yardım / Edebiyatımızın Güleryüzü (2002), İhsan Işık / Yazarlar Sözlüğü (1990, 1998) – Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) – Encyclopedia of Turkish Authors (2005) – Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2007, 2009) – Ünlü Edebiyatçılar (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 4, 2013) – Encyclopedia of Turkey’s Fomous People (2013)