HAYATI

1907 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. 6 Ekim 1968 günü İstanbul’da hayatını kaybetti. Siyavuş Paşa soyundan Ahmet Esat Bey’in oğludur. 1928 yılında Darülfünun Hukuk Fakültesi son sınıfındayken devlet bursu ile Fransa’ya gönderildi. Dijon ve Lyon üniversitelerinde felsefe ve psikoloji eğitimi gördü. Yurda döndükten sonra Ankara Gazi Terbiye Enstitüsü’nde felsefe öğretmeni olarak görev aldı. 1933’te üniversite reformundan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde psikoloji-pedogoji doçenti olarak atandı.

İlk şiirlerini Güneş ve Hayat dergilerinde yayımladı. 1928 yılında Yaşar Nabi, Muammer Lütfi, Ziya Osman Saba, Vasfi Mahir Kocatürk, Cevdet Kudret ve Kenan Hulusi Koray ile birlikte “Yedi Meşaleciler” topluluğunu oluşturdu. Topluluğun Yedi Meşale adı ile çıkardığı ortak kitapta “Kukla Oyunu” bölümü altında on bir şiiri yayımladı. Aynı grup tarafından çıkarılan Meşale dergisinde ise on dört şiiri çıktı. Daha sonra şiirlerini Hayat, Muhit ve Varlık dergilerinde yayımladı. On yıl kadar süren şiir hayatını bıraktıktan sonra Tan, Ulus, Yeni Sabah ve Haber gazetelerinde fıkra yazarlığı yaptı, tiyatro yazıları ve denemeler kaleme aldı. 1967 yılında Meydan Larousse Ansiklopedisi’nin hazırlık çalışmalarına katıldı. Yazarlık hayatını eğitim, folklor ve psikoloji üzerine araştırma ve incelemeler yayımlayarak sürdürdü. Yaptığı çevirilerle, özellikle manzum olarak yaptığı, Cyrano de Bergerac çevirisi ile beğeni topladı.

Ekspresyonist bir ressam tutumuyla eşya ve görünüm tasvirlerinde yeni, canlı şiirler yazan Siyavuşgil, şiiri bırakmasının nedenini, daha çok her şeyin açıklandığı mantığa ait olan bağların yerine, duygu ve serbest çağrışım bağlarının egemen olduğu “şiir kafasını” bazı mesleklerin değiştirdiğini ve bu yüzden mesleğine sadık kalabilmek için şiirde yaratıcı olmanın zevkinden kendisini mahrum ettiğini belirterek açıklamaktadır.

Mehmet Kaplan Sabri Esat Siyavuşgil hakkında“Masal da olduğu gibi burada da gerçek, hayal vasıtasıyla değiştirilmiş bir başka şekle sokulmuştur. Şiirin dokusunu teşkil eden benzetmelerin fonksiyonu, dış âleme ait objelerin reel vasıarını
belirtmek değil, bilakis masalımsı varlık haline getirmektir. (…) ‘Odalar ve Sofalar’da mekân sabit ve belirli olmakla beraber eşyanın uyandırmış olduğu hayal ve intibalar durmadan değişiyor. Bu yapı ve doku özelliği her beytinde ayrı bir mecaz kullanan divan şairlerine benzer. Fakat divan şairlerinin mazmunları basmakalıp olduğu halde Sabri Esat’ın benzetmeleri daima yeni, orijinal ve hayret vericidir” değerlendirmesini yapmaktadır.

ESERLERİ

ŞİİR: Yedi Meşale (Ortak, 1928), Odalar ve Sofalar (1933).

İNCELEME: İstanbul’da Karagöz ve Karagöz’de İstanbul (1938), Psikoloji ve Terbiye Bahisleri (1940), Tanzimat’ın Fransız Efkâr-ı Umumiyesinde Uyandırdığı Yankılar (1940), Karagöz: Psiko-Sosyolojik Bir Deneme (1941; Fransızca, 1951; İngilizce, 1955), Folklor ve Millî Hayat (1943), Roman ve Okuyucu (1944), L’ame Turque a Travers les Nouvelles (Hikâyeler Boyunca Türk Ruhu, A. Benk ile, 1953), Un Point Sur La Carte (Sait Faik Abasıyanık’tan Fransızcaya çevirdiği 41 hikâye, Hollanda, 1962).

ÇEVİRİ: Bilgi ve Hata (E. Mach’tan, 1935), Yeni Terbiye’nin Prensipleri (A. Malche’den, 1939), Ak törlük Hakkında Aykırı Düşünceler (Diderot’dan, 1943), Değirmenimden Mektuplar (A. Daudet’den, 1943), Dr. O’Grady’nin Gevezelikleri (A. Maurois’den, 1943), Gil Blas de Santillane’ın Maceraları (Lasage’den, 4 c, 1945-46), Tiyatro ve Bizler (F. Strowsky’den, 1946), Ruy Blas (V. Hugo’dan, 1948), İki Başlı Kartal (J. Cocteau’dan, 1949), Madame Bovary (G. Flaubert’ten, N. Ataç ile, 1967).

 

Paylaş