HAYATI
XVI. yüzyıl divan şairlerinden. 1592’de İstanbul’da dünyaya geldi. 1629’da Kahire’de hayatını kaybetti ve burada gömüldü. Asıl adı Mehmet Ali Çelebi’dir. Şeyhülislam Yahya’nın yeğenidir. Dayısı tarafından yetiştirilen Rızayi, ilmiye mesleğine girdi ve Süleymaniye müderrisliği görevine dek yükseldi. 1628’de Mısır kadılığına atandı ve ölümüne kadar bu görevde kaldı.
Rızayi, Baki ile Nef’i arasındaki devirde Divan şiirini sade ve samimi, fakat sanatkarzade bir eda ile işleyenlerdendi. Bu devrin bütün şahsiyetleri gibi, o da lafız oyunlarına fazla yer vermemektedir. Fakat mana sanatlarına verdiği önem şuurludur. Bu hususta da yine Baki’nin diğer cephesine bağlı kalmakta, onunla birlikte Nev’i’nin ve hürmetle andığı Şeyhülislam Yahya’nın etkisi altında görülmektedir. Bir kısım klasik mazmunları terk edememiştir. Mısralarının büsbütün hayalsiz kalmasını da istememektedir. Bu endişe ile pek çok kere Na’ili’ye uzanır şekilde şiirlerini külfetlice bir sanatkar üslubuna büründürmektedir.
ESERLERİ
- Divan (basılmadı)
- Nakdü’l Mesail fi Cevab is-Sal (fetva kitabı)
- Avdü’ş-Şebab (çeviri)
ESER ÖRNEKLERİ
KASİDE
Recâ-yı lutf iderüz fasl-ı nev-bahâr-ı keremdür
Ki her taraf yine pür-berg-i sebz ü ‘işret ü demdür
Recâ-yı lutf iderüz mevsim-i revâc-ı safâdur
Hasâd-ı her elem ü kaht-ı gam-güsâr-ı sitemdür
Recâ-yı lutf iderüz sûr-i pür-sürûr-ı vefâdur
Dem-i nisâr-ı pey-â-pey zamân-ı feyz-i be-hemdür
Recâ-yı lutf iderüz ‘îd-i devlet-i dil ü cândur
Libâs-ı ‘îd ile etfâle köhne resm-i keremdür
Recâ-yı lutf iderüz sâgar-ı murâd sürülsün
Dem-i neşâta pey-âpey zamân-ı devlet-i Cem’dür
Recâ-yı lutf iderüz her kesüñ murâdı görülsün
Geh-i nisâr u salâ-hânı-i sîmât-ı ni’amdur
Recâ-yı lutf iderüz maslahat ne ise görülsün
Zamân-ı yek-nazar-ı iltifât-ı şâh-ı keremdür
Zamân-ı ‘işret ü âyîn-i şehr-i ‘ayş u safâdur
Dükân-ı sâmi’a âvîzedâr-ı dürr-i ni’amdur
Zamân-ı vefret-i şâdîde kaht-ı Yûsuf añlamaz
Zebân-zed-i şu’arâ şimdi hep hikâyet-i Cem’dür
Zamân-ı midhat-ı cûd u ‘atâ-yı fahr-ı cihândur
Zamân-ı pâk-edâ-yı gınâ-yı fahr-ı ümemdür
Zamân-ı menkabet-i mefhar-ı zemîn ü zamândur
Zamân-ı mahmidet-ı zât-ı pür-sıfât-ı himemdür
Zamân-ı cünbiş-i çapük kümeyt-i kilk-i senâdur
Dem-i sitâyiş-i nâzük-hisâl-ı feyz-i şiyemdür
İmâm-ı saff-ı rüsül muktedâ-yı cümle-i ‘âlem
Nuhust-fıtrat-ı gil evvelîn-i mevce-i yemdür
‘Aceb mi sâye-i lutfına ilticâlar idersem
Huceste-nâm hümâ-himmeti keremde ‘âlemdür
‘Aceb midür kerem ü lutfını recâ eder isem
Penâh-ı ‘âlem ü ‘âlem-penâh-i lutf u keremdür
KAYNAKÇA: Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1990). “Rızâî Mehmed Ali Çelebi”. C. 7. İstanbul: Dergâh Yay. 330, Topçu, Mümin (hzl.)(1997). Dîvân-ı Rızâyî (Tenkitli Metin). Yüksek Lisans Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi. 32