HAYATI
On altıncı yüzyıl divan şairlerinden. Doğum tarihi hakkında kesin bir bilgi bulunmayan Revani’nin Edirne’de dünyaya geldiği bilinmektedir. 1524’te Bursa’da vefat etmiş ve Kırkçeşme’de kendisi tarafından yaptırılan, günümüzde ortadan kalkmış olan, mescidin bahçesine gömülmüştür. Adı İlyas Şücâ olup Abdullah isminde bir sipahinin oğludur. “Revânî”yi mahlas olarak seçmesinin sebebi ise Tunca nehri kıyısındaki bahçeler arasında ikametinin ve bu ırmağın tatlı akışının kendisinde uyandırdığı duyguların etkisi olduğu dile getirilmektedir.
II. Beyazıt döneminde İstanbul’a gelen Revani Çelebi, ilk surre eminini Mekke ve Medine’deki yoksul halka dağıtmak amacı ile hazırlanan parayı götürdü. Görevini kötüye kullanmakla suçlanınca da gözden düştü. Ulufesi kesilen Revani, tımar hizmetine verildi ve Trabzon’a gönderildi. Burada şehzade Selim’e (Yavuz) bağlandı. Bir ara Yavuz’un gazabına uğradı ve varına yoğuna el kondu. Durumunun kötüye gittiğini görünce Mısır’a gitmek üzere yola çıktıysa da, kızgınlığı geçen şehzade, ardından adamlar gönderdi ve Revani’yi yoldan çevirtti. 1512’de Yavuz İstanbul’a tahta çıkmak için geldiğinde Revani Çelebi onun yanındaydı. Yavuz Sultan Selim’in padişahlığı döneminde önemli devlet memurluklarında bulundu.
İçkiye ve içkili meclis eğlencelerine düşkün olan Revani Çelebi, şiirlerini devrine göre canlı ve açık bir ifade ile yazmıştır. Fakat bu şiirlerde devrin modası olan mazmunculuk hakimdir. Hemen hemen her beyitte ya bir teşbih, bir hüsn-i tahlil, bir tevriye, bir cinas ya da herhangi bir şekilde bir nükte vardır. Revani Çelebi’ye göre sanatın bütün amacı nükteli bir söz etmekten ibarettir.
Asrının değerli bir şairi olan ve çağdaşları tarafından çok beğenilen Revani Çelebi, kendinden sonraki yüzyıllarda ününü koruyamamıştır. Çünkü gazellerin zevkini, pek çok benzeri ile birlikte, Baki’nin eskittiği gibi, İşret-name’sinin tadında da 17. yüzyıl daha zarif ve daha düzgün edalı Sakinameler geride bırakmıştır.
ESERLERİ
- Dîvân
- İşret-nâme
ESER ÖRNEKLERİ
Bir tane güzel sevdi cihan içre Revani
Kim sevr boyu lale ruhu gonca femi var
*
Subh-dem gördüm mahallende sana sunmag içün
Bir kızıl gül almış ey dilber eline afitab
*
Mest olup gördüğüne mevi evler iken ah kim
Görmeze urdun bana geldükde ihmal eyledün
*
Yokdürür çünki sarılmağa Revani çare
Eneğün okşayalum barı dudağın emelüm.
DİVAN’DAN
GAZEL I
Nevbahar oldı nice evde karar eyleleyüm
Su gibi bağa varup seyr-i kenar eyleyelüm
Lalel-veş kalkup ayak toluların içelüm
Gül gibi ayş edelüm bezm-i bahar eyleyelüm
Cehd edüp Rumeli dilberlerini sayd edelüm
Biz de beğler gibi alemde şikar eyleyelüm
Aldı gam çünki Stanbul’da gönül kal’asını
Varalum biz de Kalata’yı hisar eyleyelüm
Çünki bu yerde Revani sana yokdur rağmet
Gel kalender olalum terk-i diyar eyleyelüm
GAZEL II
Bahar oldı yine lale ele cam aldı rindane
Benefşe şeb- külahını kıvırmuşdur levendane
Habab-ı mey gibi zahid şeraba verüben tacın
İçüp rind-i cihan olmuş gezer meyhane meyhane
Tutup meclisde dildan güc ile busesin almış
Kosun billahi ey saki haramiliği peymane
Murabbalar geyüp sufi müselles nuş ider dayim
Geçüp meyhane sadrında oturmuşdur levendane
Revani arif ol elden komağıl hatem-i camı
Bilürsin kalmadı baki cihan mülki Süleyman’a
KAYNAKÇA: Ahmet Atillâ Şentürk / Osmanlı Şiiri Antolojisi (1999), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009).