HAYATI
Şair. 19 Eylül 1931 günü Giresun’da dünyaya geldi. Tam adı Özcan Oğuz Yalım. Halime Hanım ile banka memuru İbrahim Oğuz Yalım’ın oğlu. Kastamonu Lisesi’ni (1952) ve AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni (1958) bitirdi. Muğla maiyet memurluğuna atandı (1960), bir yıl sonra istifa etti. Elif Kitabevi’nde (Sahaflar Çarşısı), Ankara’da Bilgi Kitabevi’nde çalıştı. Yusufçuk (24 sayı, 1979-80) dergisinde sorumlu yönetmenlik ve yabancılara özel Türkçe öğretmenliği yaptı; 1995’te emekli oldu. İzmir Çiğli’de yaşıyor; boşanmış, üç çocuk babası. İlk şiiri (“Baş Dönmesi”) 1953’te Kaynak’ta çıktı. Şiirlerini Varlık, Arayış, Yeni Ufuklar, Yelken, Türk Dili, Oluşum, Yusufçuk, Dize, Edebiyat ve Eleştiri dergilerinde, mizah öykülerini Zübük’te yayımladı. Bazı şiirleri İngilizceye çevrildi.
ESERLERİ
Şiir:
- Aramıza Gül Girdi, Ank.: Tan, 1982
- Yaşadık mı?, Ank.: Doruk, 1992
Mizah:
- Brezinta Öyküleri, Ank.: Hacan, 1988
Derleme:
- Türkçe’de Eş ve Karşıt Anlamlılar Sözlüğü, Ank.: Bilgi, 1983
- Türkçe’de Yakın ve Karşıt Anlamlılar Sözlüğü, Ank.: İmge, 1998
- Konularına Göre Dünyanın En İyi Fıkralar ve Nükteler Antolojisi, İst.: Papirüs, 1999.
ESER ÖRNEKLERİ
Şiir De Göçer
hiçbir yerin yerlisi değilim
benden yollarda söz edilsin
kara trenlerde geçsin adım
uykulu yaylılarda düşüm görülsün
çünkü bir yanım sana gelirken dostum
bir yanım hep bir yerlere gider
hiçbir yerin yerlisi değilim
belki bulutlarla soydaşım
uçuyorum -yağmurumu
acılara yağdırmaya koşuyorum
yakılan şiirlere -bir de sana dostum
yağmurumu yağdırmaya koşuyorum
(şiir yansa bile
ne mavi bir bulut olur
o da yağar acılara)
hiçbir yerin yerlisi değilim
gurbeti olanın sılası olur
ne sılam ne gurbetimsin ey dost
şiirim yerine -karanlık odalarda-
yırtılır kanatılır ya etim -sen
hem şiirim hem etimsin
hiçbir yerin yerlisi değilim
şiirlerden gelip şiirlere gidiyorum
yolum içlenmenin gökkuşağı
benden sana
Yaşadık Mı?
Yenilen bir ordunun demirbaşından
Silindi silinecek
Bir asker kaputu sırtında
Sol kolu katlanmış iğnelenmiş
Ağarmış rengi her geçen yazla
Güz güz dökülmüş düğmeleri
İçinde – ıssızlığın bile koyup gittiği –
Koyaklar boyu peribacaları
Sevginin güzelliğin peribacaları
Dostlukların peribacaları
Silindi silinecek
Yenilen bir ordunun demirbaşından
Üstünden akadursun sular zamanın
Elini gülüne koy – de bana
Üzüle üzüle aşına aşına
Sonunda ne kalır yaşamaktan?
Yaşamdı yaştı derken
Bir lokma aşa indirgenince – de bana
Geriye ne kalır yaşamaktan?
KAYNAKÇA: Çankaya, VI, 3915-3918; Ö. Yalım, “Kim Bu Özcan Yalım?”, Pencere, Mart-Haziran 1997.