HAYATI
Divan şairi. İstanbul’da dünyaya geldiği bilinen Na’ti’nin doğum tarihi hakkında herhangi bir bilgi yok. 1718’de felç geçirerek yaşama veda etti. Sinan Paşa medresesinin yanında kardeşi Afvi Bey ile birlikte gömüldü. Asıl adı Mustafa. Defterdar Hüseyin Paşa’nın oğludur. Yaşamı üzerine ayrıntılı bir bilgi yok. Silahdaran katibi iken hayatını kaybetti.
Yapıtlarından iyi bir öğrenim gördüğü anlaşılan Na’ti’nin düzenlenmiş Divan’ı olduğu Osmanlı Müellifleri’nde kayıtlıdır. Bursalı Mehmet Tahir, ayrıca Kaside-i Emali tahmisi olduğunu, Kemalpaşazade’nin tıpla ilgili bir yapıtını (El-Rucuü’ş-Şey ila Sibah fi’l-Kuvvet Ale’l-Bah) genişleterek çevirdiğini belittir. Varka vü Gülşah mesnevisi ile, Hılye-i Aşere-i Mübeşşere adlı manzum yapıtı da (Peygamberin, sağlıklarında cennete gideceklerini müjdelediği on kişi ile ilgili) eklenmelidir.
ESERLERİ
- Divan
- Varka vü Gülşah
- Hılye-i Aşere-i Mübeşşere
ESER ÖRNEKLERİ
NA’Tİ DİVANI’NDAN
Der-Na’t-ı Şerif-i Seyyidü’l-Mürselin
Nur etti dehri tal’at-ı sultan-ı enbiya
Tuttu cihanı devlet-i sultan-ı enbiya
Alayiş-i fenaya eder mi hiç iltifat
Anda k’ola muhabbet-i sultan-ı enbiya
Sad hamd ü sad sena o kerim ü rahime kim
Na’ti kıldı ümmet-i sultan-ı enbiya
EDHEM Ü HÜMA’DAN
Edhem Cananını Hayat Bulmuş Gördükde Ettiği Evza-i Garibe
Yine ey bülbül-i ol güya
Güller açıldı erdi vakt-ı safa
Çünki hicranı eyledin tahrir
Kıssa-i vuslatı da kıl takrir
Her hazanın olur sonunda bahar
Hicre peyrev olur visal-i nigar
Hazret-i ferd ü kadir ü ahkem
Usr ile yüsri eylemiş tev’em
Hemdem-i Edhem oldı çün güyan
Eyledi macerayı cümle beyan
Ahır oldı çü kıssanın nakli
Edhem’in geldi başına aklı
Semt-i tabuta toğrı kıldı nazar
Gördi içinde yok o meh-peyker
Su-be-su gar içine kıldı nigah
Gördi bir guşede durur ol mah
Teb ü hayret edip vücudına kar
Lerze-nak oldı cism-i Edhem-i zar
Geh durup geh oturdı hayret ile
Bilmedi hiç ne kıldı dehşet ile
Geh tutuldı dili olup hayran
Gah mecnun misali etdi figan
Dedi ey mahrem-i vefa-ayin
Eyle bu kıssayı bana tebyin
Mahtabım mıdır benim görinen
Yohsa habım mıdır benim görinen
Ruz-ı mahşer mi etdi yohsa zuhur
Gördi didem cemal-i yâri çü nur
Ruz-ı mahşer ise ne hoş gün bu
Ki görindi gözime ol gül-ru
Habım ise beni uyandırmaya
Uyarup hecr odına yandırma
Düşüm ise eger tecelli-i yar
Etme ta haşre dek beni bidar
Bakayım gün yüzine şad olayım
Ben de bir kerre ber-murad olayım
Ne güzel düş olur bu hab-ı şerif
Ki gözüm gördi bir cenab-ı şerif
Düş değil bu beşaret-i cennet
Müjde-i makdem-i dem-i vuslat
Böyle bir düş görülmez alemde
Böyle bir zevke erilmez alemde
Kalayım haşre dek bu hab içre
Geçsin ömrüm bu ab u tab içre
Yoksa bu gördüğüm hala midir
Cinniyandan bana bir al midir
Söyle bir bir hikayet eyle bana
Baz-geşti rivayet eyle bana
Dedi ey Edhem-i hüceste-nihad
Vuslat-ı Dilruba mübarek-bad
Müjde ey aşık-ı hümayun-fal
Arz-ı hüsn etdi sana ruy-ı visal
Oldu tevfik-i lutf-ı Rabbani
Yerine geldi ol mehin canı
Bu sözi eyledi çü Edhem guş
Kıldı derya-misal cuş u huruş
Çok cünun eyledi sürurundan
Haltlar söyledi sürurundan
Gah nale gehi figan etdi
Bilmedi hiç hayretle netdi
Gah derya-ı dehşete taldı
Gah kendini yerlere çaldı
Gah nur-ı camele dikdi gözin
Gah medhuş olup yitirdi özin
Gah dört yana eyledi tek u pü
Gah şevk ile urdı nare-i hu
KAYNAKÇA: Kurnaz, Cemâl ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî – Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C.II. Ankara: Bizim Büro Yay.