HAYATI

Yazar ve şair. Edirne’de doğduğu biline Muhyi’nin doğum tarihi ile ilgili bilgi yok. 1605’te Mısır’da vefat etmiştir. Asıl adı Mehmet Muhyiddin’dir. Defterdar Ekmekçizade Ahmet Paşa’nın kardeşidir. İlmiye mesleğine girdi ve 1573’te Edirne kadısı oldu. Mısır’da görevli kardeşinin yanına gitti ve burada İbrahim Gülşeni’nin torunu olan Şeyh Ali Safveti’ye bağlandı, Şeyhin damadı ve halifesi oldu.

Bursalı Mehmet Tahir’in yirmiyi aşkın yapıtının adını verdiği Muhyi’nin düzenlenmiş Divan’ı olduğunu da bildirir. Yapıtlarının niteliği üzerine bilgi verilmemekle birlikte tasavvufla, gülşenilikle ilgili oldukları anlaşılmaktadır. Şeyd-i Ebrar (Muhammet peygamber, dört halife, Hasan ve Hüseyin’in kerametleri), Menakıb-ı Şeyh İbrahim Gülşeni adlı yapıtları dikkate değerdir.

ESERLERİ
  • Divan
  • Ahlâk-ı Kirâm (yay. haz. Abdullah Tümsek, 2004)
  • Risâle fî Beyâni Esmâi’l-Hüsnâ
  • Nefehâtü’l-Mesîhi’l-Anberî
  • Şerhü’l-Müstezad el-Muammeyât
  • Muammâ-yı Mersiye-i Gülşenîzâde
  • el-Mukattaât
  • er-Rubâiyât
  • Gazelnâme
  • el-Mesâdirü’s-Seniyye
  • eş-Şemsiyye
  • el-Ayniyye
  • Hüsn ü Dil
  • Şerhu Erbaîn
  • Keşfü Sırru’l-A’yân fî Hurûfi sırrı satri li Ebi’l-İhsân
  • Şerhu Hadîsi Cibrîl
  • Silsiletü’l-Aşk
  • Füyûzu’l-Mevlâ
  • Hakku’l-Yakîn fi’l-Hikâyâti ve’n-Nesâyih
  • Hedyü’harameyn
  • Nefehâtü’l-Eshâr
  • Menâkıb-ı Gülşenî
  • Meşâhidü’l-Vücûd
  • Kitâb-ı Meâb.
ESER ÖRNEKLERİ
MENAKIB-I İBRAHİM GÜLŞENİ’DEN

Rum’da Vakı’ Olan ve Sultan Süleyman Mer’um İle Meşahiy ü Ulema-yı Rum ile Geçen Ahbarı İkaanındadur

İcmal-i hikayet ve icaz-ı rivayet budur ki çün İstanbul’a dahil olurlar, cümle-i meşayih ü ulema ve gayrihim ziyaret ederler. Kimi muhabbet ü iradet ile ve kimi inkar ve adavet ile ziyaret ederler. Amma Gülşeni hazretleri eski İbrahim Paşa Cami’i ki Çıkrıkçılarbaşındadur Cuma güni ba’da’l-Cuma ve ba’zı eyyamda ba’de’z-zuhr, gâhi ba’de’l-asr hakayık-ı kelam u mucid-i allam ve dakayık-ı ekval-i meşayıh-i izam, beyan ederler ki, kondukları mekan ana karib idi. Eger inkar u muhabbet ev eger inkar u adavet ile gelenler cümleyi isti-dadlarına göre hidayet bulurlar idi. Amma ulema-ı kibar ve umera-yı zevi’l iktidarun ba’zısı tedbil-i süretle gece ile gelüp mesail-i müşkile arz ederler idi. Hüsn-i vech ile cevablarının alup giderler idi. İbrahim Paşa, eğer Kemalpaşa-zade ve eğer Fenari Muhyiddin Efendi, eger Kadin Efendiye ibram edüp varun bir tarik ile ola ki muhalif kelamını istima edesüz ki padişah hakkından gele ki ben henüz geldügini padişaha arz etmedüm deyü ikdam eder.

Müniri Halife fakire nakl eyledi ki bir gece Mevlana Kemal Paşa-zade hazretleri Şeyhe gelür. Henüz vasıl olmadın hulefaya Şeyh buyurur ki, Karşu çıkun ki alem-i ulema teşrif etse gerek. Siz dahi sohbet ü hidmeti ile müşerref olun. Pes Mevlana Müniri Fususi Muslihiddin Halife çün sabıkan Müfti-i Sakaleyn Mevlana Kemal Paşazade danişmendi olmış imiş, gece karanulıgında gördükde demiş ki Mevlana Müniri bir devlete ve izzete ermişsin ki ulema-yı kiram degül, meşayıh-ı fehham dahi bu hidmetinize reşk eder. çün Molla hazretleri şeyhle mülakat etdi, pir hazretleri külli ta’zim edüp dua zahiren ve batınen olıcak zamandur deyüp Fatiha okudı ve musahabetle meşgul oldılar. Şeyh muttazı zahir-i ayat tefsirinde müteallik kelimat ederdi, amma Mevlana hazretleri hemişe hakayık te’vilatından beyan ederdi. Cümleden “Mü’münune bi’l gayb’dan kelimat etdiler. Ba’dehü rü’yete ihsandan her ne yerden söylerler idi, samine bir zevk hasıl olurdu ki isti’dadlarınca ol hali müşahade ederler idi.

KAYNAKÇA: Bursalı Mehmed Tahir / Osmanlı Müellifleri I (1972), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009).

Paylaş