HAYATI

Roman yazarı. 1 Eylül 1956 günü İstanbul’da dünyaya geldi. Fatma Nüzhet Hanım ile işçi Mustafa Ünver’in oğlu. Deniz Astsubay Hazırlama Okulu’nu bitirdikten sonra 10 yıl Deniz Kuvvetleri’nde görev yaptı. İstanbul’da yaşıyor, bekâr. Kuzguncuk’ta geçen çocukluk yıllarını anlattığı ilk romanı Bir Kuzgun Yaz anlatımının sıcaklığıyla dikkat çekti.

ESERLERİ

Roman:

  • Bir Kuzgun Yaz, İst.: Okuyanus, 2002
  • Pus, İst.: Okuyanus, 2003
  • Kırmızı Fener Sokağı, İst.: Okuyanus, 2005
  • Tabu, İst.: Cinius, 2007
  • Mad, İst.: Cinius, 2008.

ESER ÖRNEKLERİ

KIRMIZI FENER SOKAĞI’NDAN

Bak Azmi, bazı insanlar vardır akşam eve gelip, sıcak bir çorba içip ardından televizyonu seyrettikten sonra yatıp uyumadan önce de eşiyle birazcık sevişmek fazla fazla yeter onlara. Bütün yaşam budur onlar için. Bazı insanlarsa bu kadarıyla yetinemezler, biraz daha fazlasını isterler. Örneğin iş çıkışı bara uğrayıp bir duble içki almak, haftada bir eşiyle dışarıda yemeğe çıkmak, eve eş dost davet etmek, senede bir seyahat, karşılıklı bir iki ihanet. İşte bunlar da onları ayakta tutmaya yeter. Ama yeryüzünde benim gibi özel insanlar da vardır ve bu kadarla asla yetinemeyiz. Üstelik bizler bu dünyanın gerçek insanlarıyız. Diğerleri gerçek değildir. Nedenini sorarsan; gerçek olamayacak kadar sıradanlar da ondan. Sıradanlık gerçeklikten çok uzaktır. Üstelik dünyanın ihtiyacı olmasaydı bizim gibiler de olmazdı. Bizler bu boktan dünyanın gerçek zevki ve rengiyiz. Fantezileri olmayan birisi bana göre insan bile değildir. Benim gibi zevkleri ve fantezileri olan on milyonlarca, yüz milyonlarca insan var ve biz bu dünyaya gerekliyiz. Geçmişte de vardık, bugün de varız, yarın da olacağız.

Oysa içinde bir şeyler yıllar öncesinden kopup gitmiş, derinliklerinde bir yerlerde çok hassas bir denge bozulmuştu. Artık yaşamında olsun, iç dünyasında olsun hiçbir şeyi yerli yerine oturtamıyordu. Ne kadar çabalasa da olmuyordu. Kendisini, sapı kırıldıktan sonra tutkalla yapıştırılmış bir porselen çaydanlığa benzetiyordu. Böylesi bir çaydanlığa ne kadar güvenilirse ona da o kadar o kadar güvenilirdi ancak. ne zaman aynı yerden tekrar kırılıp yerlerde parçalanacağını kimse bilemezdi. Yardıma ihtiyacı vardı. Her türlü yardımı kabule hazırdı. Bir şeyler arıyordu.

KAYNAKÇA: M. Danalı, “İstanbul’un Son Mutlu Yaz’ı” (söyleşi), Milliyet (18 Mart 2002)

Paylaş