HAYATI
Divan şairi. 1584’te Şam’da dünyaya geldi. 1635’te Şam’da yaşama veda etti. Zeynettin Nahcivani (Nahcıvanlı) oğludur. Asıl adı Ahmet. Öğrenimini Şam’da yapan Mantıki, daha sonra Salihiye medresesinde müderrislik yapmaya başladı. Sonraki yıllarda müderrislikten azledilince şu dörtlükte 1619’da Halep valisi Öküz Mehmet Paşa’ya sığındı:
“Şam’da bilmediler kıymetimi
Hicat ettim Halebü’l-Şahba’ya
Harların çifte-i iz’acından
İltica ettim Öküz Mehmet Paşa’ya”
Bunun üzerine görevine iade edildi. Bir ara İstanbul’a gelen Mantıki önce Halep, sonra da Şam kadılığı görevlerine getirildi. Hicve olan düşkünlüğü ölümüne yol açtı. Şam müsellimin (nahiye müdürü) şikayeti üzerine öldürüldü.
“O güne kafirin katli niçün muhtac-ı fetvadır” dedirten Mantıki Ahmet Efendi, çağının önemli şairlerinden biri olarak kabul edilir.
ESERLERİ
- Divançe (basılmadı)
ESER ÖRNEKLERİ
DİVANÇE’DEN
GAZEL I
Evrakını tağıtdı saba Mushaf-ı gülün
Kaldı okunmadı nice evradı bülbülün
Benzer ki fasl-ı dey sebeb oldı bürüdete
Bir yerde görmez olduk ikisin gül ü mülün
Bir şemme bulmadı eser-i zülf-i yardan
Girdi nesim eğerçi urukına sünbülün
Pirane-ser üşenme reh-i aşka düşmeden
Zahid elinde yok mu asa-yı tevekkülün
Bir boynu bağlu bende geçer Mantıki sana
Düşse aceb mi payine manend-i kakülün
GAZEL II
İsterse söyünsün feleğin meş’al-i mahı
Dünyaya yeter sinemizin şu’le-i ahı
Şimden gerü “Ya Hü” sizi ey sabr u tahammül
Sultaı gamın kalbe hücum etdi sipahı
Zahid yüreğin taş ise de gör tayanur mı
Bir kez hele gözden geçir ol tir-i nigarı
Bir gün düşürür aşk seni çah-ı belaya
Elden koma ey dil resen-i zülf-i siyahı
Haküster-i pervaneyi gör neyledi şem’a
Tacı zer iken bir memede etdi melahi
Her nesnede hem rengine var idi ta’allük
Şimdi sezesem kah-ruba cezb ide kahı
Görmez gözümüz Mantıkiye h’ab-ı feraget
Bad-ı seher-i gaflet eğer esmese gâhi
GAZEL III
Terdür dil-i mestânemüzün şimdi ayagı
Mey-hânede benzer ki kübe geçdi ayağı
Dehrün sıkılup duhter-i rez muhtesibinden
Hum kûşesine sinmiş iken atdı kapağı
Cân agzuma geldi heves-i la’l-i lebünle
Dâd ey şeh-i hûbân nice bir bâde yasağı
Tâb-ı teb-i hicrânını gördüm gice andum
Şem’ün eriyüp akdı gözinden içi yagı
Cân gitse de gitmez eser-i dâg-ı mahabbet
Pervâne-i aşkun yanar üstinde çerâgı
Erbâb-ı riyâ-kâr dil-i âlemi tutdı
Şevk âteşinün Mantıkiyâ söndi ocagı (Kaya, 1991:141)
Mantıkî’nin İmam Pendî Hakkındaki Hezliyesi
Mefâilün Feilâtün Mefâilün Feilün
Gül-i riyâz-ı imâmet Cenâb-ı Pendî kim
Müezzin olsa revâ andelîb ana her ân
Sadâ-yı dil-keşine mutrib-i hıred meftûn
Horûs-ı arş safîr-i bülendine hatrân
O hastaya ki mübârek eli isâbet ide
Şehîdlerle ider azm-i gül-sitân-ı cinân
Kanı anun gibi müstagnî-i ganî-dil kim
Tokınmamış ola dâmânına dem-i kurbân
KAYNAKÇA: Kaya, Bilge(1991). XVII. Yüzyıl Divan Şairi Mantıkî Ahmet Efendi ve Divançesi. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Hacettepe Üniv.