Warning: "continue" targeting switch is equivalent to "break". Did you mean to use "continue 2"? in /home/turkede/public_html/wp-content/themes/Divi/includes/builder/functions.php on line 5079
M. Talat Uzunyaylalı Kimdir? Hayatı ve Eserleri | Türk Edebiyatçılar İnternet Ansiklopedisi

HAYATI

Roman yazarı. 1 Ocak 1955 günü Erzurum’da dünyaya geldi. Asıl adı Talat GEYİK. Ticaret Lisesi’ni (1973) ve Marmara Üni. Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu Radyo-TV Bölümü’nü (1982) bitirdi. Yeni Asya, Millî Gazete, Yeni Devir ve Sebil gazete ve dergilerinde düzeltmen, muhabir, sayfa sekreteri olarak çalıştı (1975-81). Askerliğinden sonra Erzurum’a döndü, Anadolu Ajansı Bölge Müdürlüğü’nde çalıştı (1984-99). Emekli olduktan sonra Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev aldı. Evli, dört çocuk babası. Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti ve Basın Konseyi üyesi. İlk yazısı 1973’te Erzurum’da Hür Söz gazetesinde çıktı.

ÖDÜLLERİ

  • 1986 Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti Haber Ödülü (birincilik).

ESERLERİ

Roman:

  • Senatörün Kızı, 1986
  • Aydınlığı Bulan Adam, (ilk adı Molla) 1987
  • Sabrın Suskun Sesi, İst.: Beka, 1992
  • Taht ve Baht, İst.: Beka, 1995
  • Efsane Kadın Nenehatun, İst.: Nesil, 2006

Çocuk Kitabı:

  • Aldatılan Leylekler, 1989

ESER ÖRNEKLERİ

ALDATILAN LEYLEKLER VE KARGALARIN ZOR GÜNÜ’NDEN

Doğu Anadolu bölgesi Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra artık bir daha savaş ve istila görmedi, ama geçmişin acılarını hafızalarından silip atamayan büyükler, böyle bir ihtimali her zaman akıllarında tutarak, çocuklarının oyunlarını savaş esprileriyle süslediler. Bizim oyunlarımızda vurmak, saldırmak, kaçmak, saklanmak çok belirgin bir şekilde vardı.

Bu kötü evlatların hesabını Allah’a nasıl verecekti? Bir insanın dünyada geriye bırakacağı en iyi miras hayırlı bir evlattı. En kötü miras da bunun tersiydi.

EFSANE KADIN NENE HATUN’DAN

Pasin Ovası’nın kuzeyini bir duvar gibi kesen Kargapazarı Dağları’nın doruklarında saçaklanmış bulut kümelerini Sabah güneşinin ışıkları kırmızının tonlarında boyamayı sürüyordu.

İlk kez Palandöken Dağı’nın yüksek tepesi Ejder’ in zirvesinde görülen kar, birkaç gün içinde sür’atle aşağılara, dağın eteklerine ve Erzurum Ovası’na inmişti. Araplar düzü ve şehir iyiden iyiye beyaza bürünmüştü. Nerde eski Erzurum kışı… Şimdi kar yok neredeyse…

Türk’ün bu süngüsü ne korkunç bir şeydir, bir kez kınından çıkmaya görsün, onun önünde hiçbir kuvvet duramaz.

Cümle şehitlerimiz adına.. Amin.

” Allah’ım !.. diye inledi , ” Bu yiğit evlatlarını cennetinin en iyi yerine koy Allah’ım .”

KAYNAKÇA: Işık, 619.

Paylaş