HAYATI

Şair. 10 Aralık 1954 günü Artvin’in Şavşat ilçesinde dünyaya geldi. Üsküdar Kız Lisesi’ni bitirdi (1974). Türkiye Birlik gazetesinin kültür sayfasını yönetti (1975). İstanbul’da yaşıyor. İlk şiirleri Doğan Kardeş ve Çevreye Işık dergilerinde yayımlandı (1967-70). Sesimiz, Direniş, Türkiye Yazıları, Güney, Demokrat, Varlık, Broy, Gösteri, Milliyet Sanat, Karşı, Atika, Şiir Ok’u, Düşler, Yaşasın Edebiyat gibi dergi ve gazetelerde yayımladığı şiirlerle adını duyurdu. Şiirlerinde toplumsal özlemlerin gerçekleşmemesine duyulan öfkeyi ve yaşanan çelişkileri dile getirdi. Halk deyişlerinden yararlanarak kurduğu şiirlerinde yer yer kendine özgü imge dünyası ile dikkat çekti.

ÖDÜLLERİ

  • “Kırlangıç Yıldızı” adlı dosyayla 1988 Enver Gökçe Şiir Yarışması (ikincilik).

ESERLERİ

Şiir:

  • Ateşte Parmak Uçları, İst., 1988
  • Kırlangıç Yıldızı, İst.: Papirüs, 1989
  • Mayıs Şarkıları, İst., 1989
  • Acı Toplayan İpekli Çardak Kuşu, İst.: Edebiyat Gazetesi, 1990
  • Saklısu, İst., 1993
  • Kerem Tarihi, İst., 1993
  • Atı Düşünmek, İst., 1994.

ESER ÖRNEKLERİ

Aşkın Gülüşü

işte sana geliyorum
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın…
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek
senin olayım

sakızağacının kokularına bürünsün saçlarımız
diri gövdemiz yürüsün kuşlara doğru
unutulmuş şarkılar bulsun…
gülüşün badem ağacının çiçek açmış dalları
ölümü alsın elimizden.

bir gemi getirdim kapına: birlikte gidelim.
sen içli, uzun geceli kadınlar için yaratılmışsın,
uzun sabahlar için
buğday tarlaları, usulbaşlı geyikler, yollar için…
göğsüne düşür beni: yeryüzünün şarkılarını dinleyeyim orada
gecikirsek alıp başını gider aşkın usul ırmağı -küskün-
dönmez bir daha

Camlar Kırıldı

umutlu bir göçebeyiz
açık havalarda kurarız çadırımızı
aç şimdi kollarını
bir kuş çoğalıyor havada

vurulmuş bir sesiz
kirpikleri ıslak çıkarız sabaha
sar şimdi kollarını
sevdadır günü büyüten.

toprağı bakışlamış alnımız
yürür gülün ve terin içine doğru
(camlar kırıldı
artık hüzünden alamazsın beni
‘ağlayıp yandığım bir senin için’) .

bir kuş çoğalıyor havada
gözlerim taştı gözlerim
lal olup kalmadığım bir senin için.

Rüzgar Vurgunu

yalnızdı, önceden de yalnızdı
gözlerinden tutunur bir karanfil dünyaya
dünyanın ortasında yalnızdı.

bir kez buluşmamıştı uçurtması bulutlarla
dünyanın ortasında yalnızdı.

güneşin altında ısınmaz yüreği
bütün kışlarda yalnızdı.

solgun ve ürkek yaşadı
seslerde yalnızdı.

bakışlarında yalnızdı, duruşlarında
anılarında yalnızdı/şarkıları yoktu:
akşamüstlerinde en çok yalnızdı…

KAYNAKÇA: Kurdakul, Sözlük (1999), 610; B. Tamsöz, Kadın Şairler, Ank., 1994, s. 252-256; M. Aydın, Ne Yazıyor Bu Kadınlar, Ank., 1995, s. 254-255

Paylaş