HAYATI
XVII. Yüzyıl yazarlarından. Göriceli Koçi Bey olarak da bilinir. Asıl adının Mustafa olduğunu sanılıyor. Bir Arnavut devşirmesinin oğlu olduğu ileri sürülen Koçi Bey’in hangi tarihte saraya alındığı ve nasıl yetiştiği hakkında elimizde yeterli bilgi bulunmuyor. Bilinen I. Ahmet döneminden IV. Murat dönemine kadar Enderun’da bulunduğu, Murat zamanında has odaya alındığı ve padişahın musahibi olduğudur. 1631’de ünlü risalesini IV. Murat’a sunduktan sonra padişahın en yakınları arasına girmiş ve Bağdat seferine katılmış, onun ölümü üzerine de padişah Deli İbrahim’in musahipliği görevini üstlenmiş, 1640’tan sonra da memleketi olan Görice’ye yerleşmiş ve vefatına kadar burada yaşamıştır. Mezarı Görice’ye bağlı Plament köyündedir.
Özellikle IV. Murat üzerinde büyük etkisi olduğu ve önemli görevlerde bulunduğu anlaşılan Koçi Bey’in yaşamı hakkında kesin ve doğru bilgilere sahip değiliz. Her iki padişahın da danışmanlığını yapmış olmasına karşın, yaşadığı çağ ile ilgili kaynaklarda Koçi Bey adına rastlanmaması ilginçtir. Risalelerinde kendisinden söz etmemekle birlikte, yaşadığı dönemin sorunlarını iyi bilen, iyi bir eğitim görmüş, yalın ve düzgün bir anlatımı olan, doğru bildiğini sakınmadan söyleyen bir kişi olduğu anlaşılmaktadır.
Osmanlı devletinin tarihini, teşkilatını ve geleneklerini çok iyi bilen yazar, Koçi Bey Risalesi adlı yapıtında XVII. Yüzyıldaki bozukluğun kaynakları ile sebeplerini araştırmış ve bu sorunları düzeltme yollarını göstermiştir. Devletin muhtelif sahalarına ait etütlerinden meydana gelen eserini bir risale halinde dönemin padişahı IV. Murat’a sunmuştur. Daha sonra IV. Murat’ın ölümü üzerine padişah olan Sultan İbrahim’in son derece bilgisiz ve tecrübesizdi. Devlet ve padişahlık ile ilgili sorularını Koçi Bey’e sormak istedi. Koçi Bey de sorulara cevap olmak üzere muhtelif yazılar yazarak padişaha sundu. Bu arada faydalı bilgiler ve öğütler de verdi. Böylece Osmanlı devletinin pek çok özelliği Koçi Bey gibi yetkin bir kalemin elinden yazıya aktarılmış oldu. Daha sonra yazarın bu yazıları Koçi Bey Risalesi’ne eklendi. Bu eser, hem dil ve üslup, hem de fikir ve tarih bakımından çok değerlidir.
ESERLERİ
- Koçi Bey Risalesi: çağının tarihsel ve toplumsal sorunlarını yansıtan eseri.
ESER ÖRNEKLERİ
KOÇİ BEY RİSALESİ’NDEN
“…(M. 1582) tarihine gelince reaya fukarasından her bir nefer başına kırkar akça cizye ve kırkar akça ve ellişer akça cizye ve kırkar akça hane avarızı ve iki koyundan bir akça resm-i ganem alınıp ziyade alınmazdı.
…Halen ulufeli kul taifesi ziyade olup, kul ziyade oldukça teklif (vergi) ziyade olup, teklif ziyade oldukça reayaya taaddi ziyade olup alem harab olmuştur.
…Vel-hasıl şimdiki halde reaya fukarasına olan zulm ü taaddi bir tarihte ve bir ıklıde ve bir padişah memleketinde olmamıştır. Memalik-i İslamiyyeden bir memlekette zerre kadar bir ferde zulm olsa, rüz-i cezada mülükten (hükümdarlardan) sual olunur. Vükeladan sorulmaz: ve “anlara sipariş ettim” demek huzurü Rabb-il-aleminde cevap almaz… Küfr ile dünya durur, zulm ile durmaz. Adalet tül-i ömre (uzun ömre) sebeptir ve intizam-ı ahval-ı fukara padişahlara mücib-i cennettir. Bu dediklerim kelam benim değildir, ulema ve meşayih kavlidir. I’timad buyurulmazsa anlardan sual oluna. Ahval n böyledir. Baki emr ü ferman saadetlü sultanım hazretlerinindir.
KAYNAKÇA: İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007) – Ünlü Bilim Adamları (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 2, 2013) – Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013), Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), Bursalı Mehmed Tahir / Osmanlı Müellifleri III (1975).