HAYATI

Tarihçi ve divan şairi. Tam adı Abdülaziz Karaçelebizade. 1591’de İstanbul’da dünyaya geldi. 1658’de Bursa’da yaşama veda etti. Rumeli kazaskeri Hüsamettin Hüseyin Efendi’nin oğludur. Çok erken denilebilecek bir yaşta babasını kaybettiği için abisi tarafından büyütüldü.

Karaçelebizade, medrese eğitimini tamamladıktan sonra 1612’den başlayarak çeşitli medreselerde müderrislik yaptı. 1619’da Sahn-ı seman müderrisliğine atandı. Bursa ve Edirne Süleymaniyelerine gönderildiyse de yeniden İstanbul’a alındı. Aynı yıl Fatih Camisi’ndeki ulema ayaklanmasına katıldığı için Bursa’ya Molla Hüsrev Medresesi’ne gönderildi. IV. Murat’ın tahta çıkışı üzerine bağışlandı ve İstanbul’a döndü (1624). Sonraki yıllarda Yenişehir, Mekke ve Edirne kadılıkları görevlerinde bulundu. 1634’te İstanbul’un güvenliği ile görevlendirildi. Kentte baş gösteren yağ kıtlığı karışıklıklara yol açınca IV. Murat’ın gazabına uğradı ve denize atılarak öldürülmesi için ferman çıkarıldı. Bindirildiği gemi Büyükada’ya yaklaşırken koruyucusu Sadrazam Damat Bayram Paşa’ın padişahı kandırarak kopardığı ikinci ferman imdadına yetişti ve Karaçelebizade Kıbrıs’a sürüldü. Bağışlanması uzun sürmedi, yine aynı yıl (1634) içinde Rumeli kazaskerliği görevine getirildi. Ulaşmak isteği şeyhülislamlık makamı iyi kötü her yola başvurarak 1649’da bu rütbeyi aldı. İki yıl sonra da Bahai Mehmet Efendi’nin azledilmesi üzerine fiilen şeyhülislam oldu. Dört ay sonra gözden düşerek Sakız Adası’na sürüldü. 1653’te Bursa’ya yerleşmesine izin verilen Karaçelebizade, oldukça karışık ve baş döndürücü bir hızla geçen yaşamı son bulduğunda Bursa’daydı.

Karaçelebizade, divan geleneğine bağlı şiirler yazdıysa da, günümüze tarihçi ve yaşadığı dönemin önde gelen bilim insanlarından biri olarak kaldı. Tarih ve fıkıh alanında verdiği yapıtlar şairliğini ikinci plana itti. Katı yürekli, yalnız kendini düşünen, entrikacı bir adam olduğu tüm kaynaklarda belirtilmekte, ama kendi alanında bilgisinin derinliği ve dönemin belli başlı uleması arasında bulunduğu da kabul edilmektedir. En önemli yapıtları arasında sayılan tarihi, sanatlı divan nesrinin tüm özelliklerini taşımakla birlikte yaşadığı dönemin olaylarını yansıtması açısından da önemli bir eserdir.

ESERLERİ
  •  Ravdat-ül-Ebrâr
  • Mirât-üs-Safâ fî Ahvâl-il-Enbiyâ
  • Süleymânnâme
  • Hilyet-ül-Enbiyâ
  • Zafernâme
  • Ahlâk-ı Muhsinî Tercümesi
  • Hall-ül-İştibâh an Ukdet-il-Eşbâh
  • Kitâb-ül-Elgâz fî Fıkh-il-Hanefiyye
  • Kâfi
  • Gülşen-i Niyâz
  • Ferâyih-un-Nebeviyye fî Siret-il-Mustafaviyye
  • Dîvân-ı Eşâr
  • Risâle-i Kalemiyye
  • Nefehât-ül-Üns

KAYNAKÇA: Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, (1954) Osmanlı Tarihi III. Cilt, 2. Kısım , XVI. Yüzyıl Ortalarından XVII. Yüzyıl Sonuna kadar), Ankara: Türk Tarih Kurumu (Altıncı Baskı 2011 ISBN 978-975-16-0010) say.470-472

Paylaş