HAYATI

28 Şubat 1886’da İstanbul’da dünyaya geldi. 1 Nisan 1978 günü Ankara’da hayatını kaybetti. Adını İsmayıl, İsmail biçimlerinde de yazdı. Mucurlu Baltacıoğlu İbrahim Ethem ile Düzceli Hamdüne Hanım’ın oğludur. Öykücü Tuna Baltacıoğlu ile ressam Fadime Baltacıoğlu’nun babasıdır.

İlköğrenimini İstanbul’un farklı okullarında yaptı; Fevziye Rüştiyesi ve Vefa İdadisi’ni bitirdi. 1904 yılında Darülfünun Tabiiye Şubesi’ne girdi. Burada öğrenciyken aynı zamanda Divan-ı Hümayun kaleminde memur olarak çalıştı. 1908’de okulu bitirdikten sonra Darülmuallimin’de hat ve tedris derslerini verdi. Daha sonra pedagoji ve el sanatları konularında incelemeler yapmak üzere Avrupa’ya gitti: Fransa, İngiltere, Belçika, İsviçre ve Almanya’daki öğretim kurumlarında çeşitli araştırmalarda bulundu. Türkiye’ye döndükten sonra Darülmuallimin’deki görevine devam etti. Orta ve Yüksek Öğrenim genel müdürü, Maarif Müdürlüğü Teftiş Heyeti başkanı, Edebiyat Fakültesi reisi ve Darülfünun emini olarak görev yaptı. 1933 yılında yapılan üniversite reformunda kadro dışı kaldı. Daha sonra Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nde pedagoji profesörlüğü yaptı. Afyon ve Kırşehir milletvekili olarak mecliste bulundu. Yeni Adam ve Din Yolu dergilerini çıkardı.

İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu, yüz otuzu aşkın eserinde eğitimden pedagojiye, dekorasyonda mimariye, hattatlıktan çeşitli el sanatlarına, resimden bahçıvanlığa kadar pek çok konuda önemli araştırmalar yaptı. Hat sanatında her tür yazıyı yazdı ve “alev yazısı” (muavvec hat) olarak adlandırdığı yeni bir yazı biçimi geliştirdi. Durkheim ve Bergson gibi düşürlerden etkilenen Baltacıoğlu toplumun üç temel kurumu olarak değerlendirdiği dil, dil ve sanatın bir geleneğe bağlandığı ve bu geleneğin de Batılılaşma ile bir sentez oluşturduğu düşüncesini benimsemiştir.

“Prensiplerini dostluklarından önemli sayan, mantığını duygularından öne alan bir insanın hiçbir konuda ödün vermez bir kişilikte olması doğal. Bu ödün vermeyişin, pişmanlıklara değilse de acılara yol açışı da. Oğlu Tuna, babasıyla otuz yıl süren dargınlığını şöyle özetliyor: ‘1946 yılında çok sevdiğim Yeni Adam’dan uzaklaştım. Buna neden aile içindeki bazı özel sorunlardı. Babamla olan ilişkimiz kesildi. Yaklaşık otuz yıl dargın kaldık. Sanırım 1976 yılıydı, Mahmut Yurter aramızı buldu. Zaten ikimiz de bunun çok yanlış bir şey olduğunu düşünüyorduk. Mahmut Yurter’le birlikte Ankara’ya babamın evine gittik, eşim de yanımdaydı. Babamla sarıldık ve barıştık. Babamın o gün bana söylediği bir sözü hiçbir zaman unutamadım. Dargınlığımızın bu kadar uzun sürmesini anlayamadığını bunu ancak psikologların çözebileceğini söylemişti.’ Bu satırlar, aile içi çekişmeleri bile bilimsel yorumlamaya yatkın bir kimliği anlatıyor bence. Belki de Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu’nu, Almanların tanımladığı sözcükle ‘görevsever’ diye tanımlamak gerekir. ‘Göreve inanmak, onu ödün kabul etmeyen mutlak bir emir olarak tanımak, işin sonuna kadar gitmek’  gereğine inanan bir görevsever.” (Sennur Sezer)

ESERLERİ

İNCELEME:

  • Talim ve Terbiye’de İnkılap (1910)
  • El İşlerinin Öğrenim Metodu (1914)
  • Terbiye Konferansları (1914)
  • Terbiye ve İman (1915)
  • Terbiye İlmi (1916)
  • Maarifte Siyaset (1918)
  • Kalbin Gözü (1922)
  • Rousseau’nun Terbiye Felsefesi (1925)
  • Umumi Pedagoji (1930)
  • Demokrasi ve Sanat (1931)
  • Özel Öğretim Metodları (1932)
  • Terbiye (1932)
  • Resim ve Terbiye (1932)
  • İçtimaî Mektep (1932)
  • Mürebbilere (1933)
  • Tarih ve Terbiye (1933)
  • Sanat (1934)
  • Felsefe (1938)
  • Toplu Tedris (1938)
  • Tiyatro (1941)
  • Türk’e Doğru (1942)
  • Batı’ya Doğru Okullar (1944)
  • Öğretmen (1944)
  • Çocukların Terbiyesi (1948)
  • Rüyamdaki Okullar (1949)
  • Gençler İçin En Büyük Tehlikeler (1950)
  • Kur’an Tercümesi (1957)
  • Türklerde Yazı Sanatı (1958)
  • Büyük Tefsir (1964)
  • Tarihe Doğru (1964)
  • Ziya Gökalp (1966)
  • Cinsel Eğitim (1967)
  • İzmir Konferansları.

ANI:

  • Hayatım (yay. haz: Ali Y. Baltacıoğlu  (1999).

OYUN:

  • İnanmak (1939)
  • Ölüler (1939)
  • Sait Çelebi (1939)
  • Hayvanlar (1939)
  • Akıl Taciri (1940)
  • Kafa Tamircisi (1940)
  • Andaval Palas (1940)
  • Kütük (1946)
  • Dolap Beygiri (1949)
  • Karagöz Ankara’da (1949)
  • Küçük Şehit (1961).

HİKÂYE:

  • Yalnızlar (1942).

ROMAN:

  • Batak (1942)

KAYNAKÇA: Kurdakul, Sözlük (1999), 159; Z. Biberyan, Babam Aşkale’ye Gitmedi, İst., 1998

Paylaş