HAYATI
Divan şairi. Eğridere’de dünyaya geldiği bilinen İbrahim Efendi’nin doğum tarihi hakkında herhangi bir bilgi yoktur. 1655’te İstanbul’da vefat etmiş ve tekkesinin türbesine gömülmüştür. Tüccarlıktan zengin olmuş birinin oğludur. Çocukluğunda “varlığımı ben dosta verdim gayri varım kalmadı” dizesini söylemesi üzerine “Bu oğlan, şeyh” dediğini, “Oğlanlar şeyhi” sanının buradan geldiğini, Gaybi Sunullah, kendisinden aktararak bildirir. İstanbul’a gelerek Seyyit Seyfullah Nizamoğlu’nun halifelerinden olan Hakikizade Osman Efendi’ye bağlandı. Yedi yıl hizmetten sonra Fatih’in Sekbanbaşısının Aksaray’da yaptırdığı tekkeye şeyh oldu. Aziz Mahmut Hüdayi, Abdülahad Nuri ve Hüseyin Lamekani’den feyz aldı. Halk arasında Oğlanlar Şeyhi adı ile ünlenmiş, tekkesine de Oğlanlar Tekkesi denilmiştir.
Tasavvufi, öğretici şiirler yazan İbrahim Efendi’nin, aruz vezni ile yazdığı manzumelerinden başka, Yunus tarzında, lakin biraz daha sanatlı ve ıstılahlı pek kuvvetli eserleri de vardır (F. Köprülü). Vahdet-i vücut ve insan-ı kamil düşüncesi bütün şiirlerinin en belirgin özelliğidir.
ESERLERİ
- Dîvân
- Müfîd ü Muhtasar
- Kasîde-i Dil-i Dânâ
- Kasîde-i Mîmiyye
- Usûl-i Muhakkıkîn (Vahdetnâme / Tasavvufnâme)
ESER ÖRNEKLERİ
I
Yaban yerde ne gezersin
Gel ademe er bu deme
Hayvan gibi ne yelersin
Gel ademe er bu deme
Nüsha-i vahdet ademdir
Nefha-i kudret bu demdir
Ademden gayrı ademdir
Gel ademe er bu deme
Ayine-i Hak ademdir
Görünen yüzde bu demdir
Her nefes ism-i a’zamdır
Gel ademe er bu deme
Ademdir rahmet-i Rahman
Ademdir gevher-i her kan
Alem cisimdir adem can
Gel ademe er bu deme
Ademdir Hakk’a giden yol
Hakk’ı istersen adem ol
Ademe cümle eşya kul
Gel ademe er bu deme
İbrahim sen ademe gel
Kamu müşkilin olur hal
Adem-i ma’nadan el al
Gel ademe er bu deme
II
Her gevherin kanını
İnsan içinde iste
Bu remzin beyanını
Kur’an içinde iste
Dem bu demdir dem bu dem
Gel ademe ol hemdem
N’idüğün ism-i a’zam
İrfan içinde iste
Talib isen gevhere
Sal özünü bu bahre
Dürr-i giran-mayeyi
Umman içinde iste
Ak kara gördüm deyu
Düşte kalıp aldanma
Gümanı ko nurunu
Iyan içinde iste
Dil tahtının hanını
Canların cananını
Saadet çevganını
Meydan içinde iste
Derviş sen bu sözleri
Akl ile bilemezsin
Gerçeklerin remzini
İrfan içinde iste
III
Cümle renkler döne döne
Geldi ademe boyandı
Her yüzden seyran eyleyip
Geldi bu deme dayandı
Bu demde Hak varlığını
Sırat-ı müstakimi bul
Mi’rac kılan bu nefesten
Hak’tan gayrıdan usandı
Ehl-i Hakk’a bu söz ıyan
Her rengin aslı cevherdir
Cevher adem rengin giyip
Evvelki renkten utandı
Cümle şeyde seyran eden
Cevhere özün kan eden
Her zerrede Hakk’ı gören
Gümansız Hakk’a dayandı
Bir gerçek er İbrahim’e
Hep bildiğin unutturup
Yokluk denizine daldı
Anda biraz suya kandı
IV
İncinme hiç zahid bana ademden gayrısın bilmem
Her nefesde budur sözüm bu demden gayrısın bilmem
Varlık ile işin bitmez gönülden gümanın gitmez
Kulağım çok söz işitmez ademden gayrısın bilmem
Bir tecellidir bu cihan ehl-i Hakk’a bu söz ıyan
Bi-nişandan olmaz nişan kıdemden gayrısın bilmem
Her nefes ol tecelliye uğradığın duyar mısın
Ben bildiğim budur heman keremden gayrısın bilmem
Sür gider gönülden tozu görünsün gönlünün gözü
İbrahim’in budur sözü ni’amdan gayrısın bilmem
V
Bize her ne sorarsan
Ademden sor ademden
Sırat-ı müstakimi
Bu demden sor bu demden
Hızr’a sor hayat bu demdir
Kadr ü berat bu demdir
Feyz-i necat bu demdir
Her dem ayrı kıdemden
Yokluk bir ayinedir
Görünür varlık anda
Yokluktaki varı gör
Ayine-i ademden
On sekiz bin alemin
Nüshası ademdürür
Bu nüshayı alim ol
Kurtul derd ü elemden
Yüz bin şükür İlahi
İlmine alim ettin
İbrahim’e bildirdin
Adem’den ü alemden
VI
Hakk’ın feyzi aleme
Dübdüzdür anlar isen
Bu görünen mevcuat
Bir yüzdür anlar isen
Enbiyanın geldiği
Dört kitabın indiği
Her lisanın dediği
Bir sözdür anlar isen
Hak veçhini görmeğe
Gözgü düşmüş ademe
Bu ayinede alem
Bir tozdur anlat isen
Arife bir söz ıyan
Bozulup bozudulan
Dost ile baki kalan
Bir gözdür anlar isen
İbrahim’in yüzünden
Adem kimdir bilmeğe
Bu muamma bir özge
Rumuzdur anlar isen
KAYNAKÇA: Gökbulut, Süleyman (2003). Olanlar Şeyhi İbrahim Efendi’nin Vahdetnâme/Usûl-i Muhakkıkîn’i Işığında Tasavvufî Görüşleri. Yüksek Lisans Tezi. İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi, Gölpınarlı, Abdülbaki (1992). Melâmîlik ve Melâmîler. İstanbul: Gri Yay, Bursalı Mehmed Tahir / Osmanlı Müellifleri I (1972), Bilal Kemikli (Müfîd ü Muhtasar neşri, 2003), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 200