HAYATI

Türk gazeteci, yazar, çevirmen, siyaset adamı.  7 Aralık 1875’te Balıkesir’de dünyaya geldi. 18 Ekim 1957’de İstanbul’da yaşama veda etti. Feriköy Mezarlığı’nda toprağa verildi. Bazı yapıtlarını Akşamcı, Ahmet Şerif, Hâki, Hemrah, Münif Fehim, Safved Suat imzaları ile kaleme aldı. Maliye’de aşar müdürü Ali Rıza Efendi ile Fatma Neyyire Hanım’ın oğlu. Şair ve oyun yazarı Hüseyin Suat ağabeyidir.

İlköğrenimini Serez’de tamamlayan Hüseyin Cahit Yalçın, yükseköğrenimini İstanbul’da yaptı. Mekteb-i Mülkiye’yi bitirdikten sonra Maarif Nezareti mektubu kaleminde memur olarak çalışmaya başladı. Vefa ve Mercan idadilerinde yöneticilik yaptı. Tevfik Fikret’in ayrılması üzerine, Servet-i Fünun dergisinin yöneticilik görevini üstendiyse de, 1901’de “Edebiyat ve Hukuk” adlı yazısının bir cümlesi yüzünden dergi kapatılınca, Meşrutiyet’in ilanına kadar yazı hayatından çekildi. Meşrutiyet’in ilanı ile memurluktan ayrıldı. 1908’de Tevfik Fikret ve Hüseyin Kazım ile birlikte Tanin gazetesini çıkarmaya başladı. Bundan sonraki yaşamı daha çok gazeteci ve politikacı olarak geçti. Sonraki yıllarda İttihat ve Terakki Fırkası’na giren Hüseyin Cahit Yalçın, Meclis-i Mebusan’da İstanbul vekili olarak bulundu. 1912’de 31 Mart olayında Tanin matbaası basıldıktan sonra Ahmet Muhtar Paşa kabinesinin dış politikasını eleştirmesi üzerine hapse girdi. İki kez Düyun-u Umumiye dayinler vekilliği yapan Hüseyin Cahit, Mütareke yıllarında İngilizlerce tutuklanarak Malta’ya sürüldü. Üç yıl kaldığı Malta’da İngilizce ve İtalyanca öğrendi. 1922’de sürgünden dönünce Tanin’i yeniden çıkarmaya başladı. 1925’te bu kez de Cumhuriyet hükümetini eleştirdiği için gazetesi kapatıldı ve Çorum’a sürüldü. İstanbul’a dönünde gümrük komisyonculuğu yaptıysa da bu işte başarılı olamadı. Daha sonra bir arkadaşının aracılığı ile Sanayi ve Maadin Bankası İdare meclisine atandı. 1933’te I. Türk Dil Kurultayı’nda dil devrimi konusundaki resmi politikaya karşı çıkınca bankadaki görevinden oldu. Bunun üzerine tüm yazıları kendisi tarafından yazılan Fikir Hareketleri dergisini çıkarmaya başladı. 1938’de Atatürk’ün ölümünden sonra yeniden politikaya atanan Hüseyin Cahit, İstanbul ve Kars vekili seçilerek iki dönem TBMM’de bulundu. 1948’de Ulus gazetesinin başyazarlığı görevini üstlendi. Bu gazetede kaleme aldığı yazıları nedeni ile Demokrat Parti hükümetince tutuklandı.

Günümüzde daha çok gazeteciliği ile anımsanan Hüseyin Cahit Yalçın, edebiyata öykü ve romanla girdi. 1896’da Servet-i Fünun’da yayımlanan ilk öyküsünün adı Roneka’dır. Gazetecilik yapmaya başladığı 1908’e kadar öykü ve roman olarak verdiği ürünler, Nadide dışında, Servet-i Fünun edebiyatı çerçevesine girer. Konu, dil ve anlatım özelliği olarak ortak bir damga taşır. Hüseyin Cahit’in Servet-i Fünun döneminde yayımladığı Hayat-ı Hakikiye Sahneleri adını taşıyan edebi fıkralar ile düzyazı şiirleri, aynı günlerde Tevfik Fikret’in şiirlerinde dile getirilen, hayat karşısında ezilmiş, zavallı bir kısım insanların anlatıldığı ve okuyucuda büyük bir acıma duygusu uyandıran anlatımlarla doludur. İlk romanı Nadide, Ahmet Mithat’ın romanlarının etkisi altında yazılmış, romantik ve eğitici özellikler taşıyan acemice bir yapıttır. Bir genç kızın tutkuları uğruna işlediği cinayetin anlatıldığı roman, dönemin bazı âdet ve geleneklerini işlemesi bakımından aynı zamanda sosyolojik bir değer taşımaktadır.

Hüseyin Cahit, Meşrutiyet’in ilanından sonra bir gazeteci ve düşünce adamıdır. “Oğlumun Kütüphanesi” adı ile yayımladığı çeviri dizisi, on dört ciltlik Fikir Hareketleri bir dönemin, sosyoloji, psikoloji ve edebiyat alanındaki düşünsel yanını oluşturur. Hüseyin Cahit, ölümüne kadar liberal düşünüşün savunucusu olur. Yazar, çeşitli alanlara uzanan çeviri ve telif olarak altmışa yakın yapıtın da sahibidir. Bunlardan, politikacılık ve gazetecilik anılarını kapsayanlar tefrika olarak kalmıştır.

ESERLERİ

Roman:

  • Nadide, Âlem Mtb., 1308/1891
  • Hayal İçinde, İst.: Edebiyat-ı Cedide Ktp., 1317/1901

Öykü:

  • Hayat-ı Muhayyel, İst.: Âlem Mtb., 1315/1899
  • Niçin Aldatırlarmış?, İst.: Akşam Teşebbüs Mtb., 1922

Öykü-Fıkra-Mensur Şiir:

  • Hayat-ı Hakikiye Sahneleri, İst.: Edebiyat-ı Cedide Ktp., 1325/1909

Eleştiri:

  • Kavgalarım, İst.: Edebiyat-ı Cedide Ktp., 1326/1910

Anı:

  • Edebi Hatıralar, İst.: Akşam Kitaphanesi, 1935 (yb Edebiyat Anıları, [haz. R. Mutluay] İst.: Türkiye İş Bankası, 1975)
  • Siyasal Anılar, (haz. R. Mutluay) İst.: Türkiye İş Bankası, 1975
  • Tanıdıklarım, İst.: YKY, 2001. Monografi: Talat Paşa, İst.: Yedigün, 1943

Ders Kitabı:

  • Türkçe Sarf ve Nahiv, 1908.

Diğer:

  • Avrupa’yı Arıyorum, Avrupa’dan Bakışla Türkiye (Benim Görüşümle Olaylar 1), Ank.: Ulus B., ty; Karşımıza Çıkan İlk Hayati Mesele (Benim Görüşümle Olaylar 2), Ank.: Ulus B., 1946
  • Seçim Üzerine Yazılar (Benim Görüşümle Olaylar 3), Ank.: Ulus B:, 1946
  • Komünist Tahrikleri Karşısında (Benim Görüşümle Olaylar 4), Ank.: Karagöz Mtb., 1947
  • Seçme Makaleler, Ank.: Ulus B., 1951

Çeviri:

  • Graziella (A. de Lamartine), 1902
  • İzlanda Balıkçısı (P. Loti), 1903, 1937
  • Madam Krizantem (P. Loti), 1903
  • Din Hayatının İptidai Şekilleri (E. Durkheim), 2 c., 1923-24
  • Hunların, Türklerin, Moğolların ve Daha Sair Tatarların Tarih-i Umumisi (J. de Guignes), 8 c., 1923-25
  • Sosyalist Meslekleri (V. Pareto), 2 c., 1923
  • Aile İçinde Terbiye, Ebeveynin Günahları, Kızlarımız (F. Thomas), 1924, 1931
  • Aile İçinde Terbiye, Ebeveynin Günahları, Oğullarımız (F. Thomas) 1924, 1931
  • İslam Tarihi (L. Caetani), 10 c., 1924-27
  • Tecrübe Üzerine Müesses Psikoloji (H. Haffding), 2 c., 1924
  • Hürriyet-i Vicdan (L. Marillier), 1924
  • Asri Demokrasiler (J. Bryce), 1924
  • Demokrasi ve Mesail-i İktisadiye (A. T. Hadeley), 1925
  • Sanayi-i Nefisenin Menşeleri (Y. Hirn), 1925
  • Hürriyet (J. S. Mill), 1927
  • İngiltere’nin Hükümeti (A. L. Lowel), 5 c., 1927
  • İlim ve Din (E. Boutroux), 1927
  • Ruh ve Beden (A. Binet), 1927
  • Ahlak Terbiyesi (E. Durkheim), 1928
  • Çocuğun Psikolojisi ve Tecrübi Pedagoji (E. Cleparéde), 1928
  • Çocuklar Hakkında Asri Fikirler (A. Binet), 1928
  • Demokrasi (E. Vacherot), 2 c., 1931
  • Siyasi Hürriyetlerimiz (M. Caudel), 2 c., 1931
  • Vatandaşın Kitabı (E. Laboulaye), 1931
  • Allahlar Susamışlardı (A. France), 1937
  • Kürek Cehennemi (T. Murri), 1937
  • En Güzel İtalyan Hikâyeleri, 1938
  • Fransa Tarihi (J. Bainville), 2 c., 1938
  • İngiltere Tarihi (A. Maurois), 2 c., 1938
  • Avrupa Kavimlerinin Mukayeseli Tarihi (C. Seignobos), 2 c., 1939-40
  • Cihan Harbinin Şarka Ait Kaynakları (J. Pichon), 1939
  • Türk Mektupları (O. G. de Busbecq), 1939
  • Kavgam (A. Hitler), 2 c., 1940, 1941
  • Yırtıcılar (A. Vivanti), 2 c., 1942
  • Hususi Hayatlarında Hükümdarlar (E. Berkson), 2 c., 1943
  • Büyük Katerina (L. Murat), 1944
  • Sovyet Efsanesi ve Hakikat: Kızıl Rusya’nın İçyüzü (A. Koestler), 1947
  • Kızıl Rusya: Tek Başına Bir Dünya (W. C. Bullitt), 1948.
ESER ÖRNEKLERİ

KAYGILARIM’dan

“Geçen hafta Tarik’te Arab’dan pek çok istifade edeceğimizin Ulum başlıklı makaleyi görüp de sahifeyi çevirdiğim zaman “Bahai” imzası imzasına rastlayınca: Ala, dedim, işte kudretli bir kalem Arablar’dan edeceğimiz istifadeleri bize açıklıyor. Böyle fırsat zor ele geçer. Okuyalım şu istifade edeceğimiz bilimlerin ne olduğunu anlayalım.

Ve okudum.

-Edebiyatımız Araplardan, hemen hiç denecek kadar, bir istifadede bulunmamış… Halbuki Farsça’dan bir çok şeyler almış. Vah vah! Bahai Efendi hazretleri bu noktayı pek inandırıcı bir surette ispat bulunuyorlar. Fakat ne çare bir kere böyle olmuş. Şimdilik hasret çekmelerimiz, yanıp yakınmalarımız maziyi tamir etmez ki. Lakin hasret çekmek elbette boşuna olmaz. Bundan bir şey çıkacak. Hem şu düşüncenin “kavm-ı Arab’dan alacak bir çok şeylerimiz var” cümlesini takip etmesi de ispat ediyor ki edebiyatımızın bir gelişme görüp de “vah, vah!” demeyeceğiz. Belki bundan sonrası için dikkatli davranarak gözümüzü Arap edebiyatına çevireceğiz. İşte Bahai Efendi hazretlerinin verdikleri nasihat. Fakat, müsaadeleriyle bu nasihatın pek de kabule layık olmadığını iddia edeceğim. Ne vakte kadar ötekinin berikinin edebiyatını taklit edip duracağız? Acem taklitçiliğinden kurtulur kurtulmaz Arabistan çöllerinde kefaret mi çıkaracağız?

Edebiyatımız artık Türk olsun, buna çalışalım. Nasihat vereceksek, hep bu yolda verelim. Arap’ın şiir incelikleri ve sağlam hayalleri kendisine mübarek olsun. Biz bunları niçin alalım. Bizim kendimiz, hayalimiz, düşünce gücümüz yok mu?

Hem bir de mutlaka bir örneği taklit etmeye mecbur olsak bile eminim ki olayların mecburi akışı, bu örneği bize Arap edebiyatında buldurmayacaktır. Bugün ister istemez Avrupalılaşıyoruz. Giydiğimiz pantolon nasıl ki Avrupa’dan gelmişse – eğer edebiyatımıza bir örnek gelecekse – mutlaka o da pantolonun geldiği yerden gelecektir. Biz gafil davranmaz, Avrupa’nın edebiyattaki ilerlemesini birdenbire kapılmazsak, Batı edebiyatını taklitten sakınabiliriz. Fakat sanatın ana kurallarını, edebiyatı öğrenmek için bir estetiğe muhtacız ki onu da Araplarda değil, Avrupalılarda buluyoruz. Bize taklidin fena olduğunu estetik öğretiyor. Tekrar ediyorum ki, bu estetiği biz Avrupa’da buluyoruz.

Estetik, edebiyatın ve genel olarak sanatın temelidir, ruhudur. Bize yalnız bu lazımdır. Arapların pek iyi bir edebiyatı varmış. Hay hay, olabilir! Fakat beri tarafta Fransızların da var. Alman ve İngilizlerin de mükemmel ilerlemiş edebiyatları var. Canımız isterse hepsini okuruz. Fakat bir şey almak lazım gelirse, bunu kendi ruhumuzdan, Türklüğümüzden alırız; buna çalışırız.”

KAYNAKÇA: S. Hızarcı, Hüseyin Cahit Yalçın: Hayatı, Sanatı, Eserleri, İst., 1957; H. Yücebaş, Büyük Mücahit Hüseyin Cahit Yalçın, İst., 1960; Kudret, 229-241; B. Ercilasun, Servet-i Fünun’da Edebi Tenkit, Ank., 1981, s. 142-163; Ö. F. Huyugüzel, Hüseyin Cahit Yalçın’ın Hayatı, Hikâye ve Romanları Üzerinde Bir Araştırma, Ank., 1982; ay, Hüseyin Cahit Yalçın’ın Hayatı ve Edebi Eserleri Üzerinde Bir Araştırma, İzmir, 1984; Mehmed Rauf, Edebi Hatıralar, (haz. M. Törenek) İst., 1997, s. 35-50; Ö. F. Huyugüzel, “Yalçın, Hüseyin Cahit”, TDEA, VIII, 550-552.

Paylaş