HAYATI
XIX. yüzyıl Bektaşi şairlerinden. 1842’de İstanbul’da dünyaya geldi. 1907’de İstanbul’da vefat etti. Şah Kulu Sultan Tekkesinde toprağa verildi. Tam adı Mehmet Ali Hilmi Dede Baba olan Hilmi Dede şiirlerinde, Hilmi Dede mahlasını kullandı. Babası Sultanahmet Güngörmez mahallesi imamlarından olan Nuri Efendi’dir. Annesi ise Şerife Bacı’dır. Medrese eğitimini tamamlayan Hilmi Dede, Merdivenköy, Şah Kulu Sultan Tekkesi şeyhi olan Hasan Baba’dan el aldı. 1863’te aynı tekkeye şeyh oldu. İki kez Hacı Bektaş-ı Veli dergahına gitti. Hilmi Dede’ye, ikinci gidişinde, hilafet verildi. İstanbul’a döndükten sonra genişleterek onarttığı Şah Kulu Sultan Tekkesi’nde ölümüne kadar postnişin olarak kaldı.
Hilmi Dede Baba, aruz ve hece ölçüsü ile şiirler yazdı. Tasavvufi halk edebiyatını örnek alarak kaleme aldığı nefesleri Bektaşiler arasında çok yaygındır. Bu nefeslerden özellikle,
“Ayine tuttum tuttum yüzüme
Ali göründü gözüme
Nazar eyledim özüme
Ali göründe gözüme”
Dörtlüğü ile bestelenmiş olan nefesi ünlüdür.
ESERLERİ
- Hilmi Dede Baba Divanı: Tüm şiirlerini topladığı Divan’ı 1909’da Divan-ı Hilmi Dede adı ile basıldı.
- Mehmed Ali Hilmi Dedebaba Erkânnâmesi: Bektaşi dedelerinin uyması gereken on beş kuralı anlatır.
- Kâşifu’l-Esrâr Reddiyesi
ESER ÖRNEKLERİ
Mersiye-i Şâh-ı Şehid-i Kerbelâ
…
Doldular saf saf olup rezm-geh’e ehl-i sitem,
Durdu ol kavm’e mukaabil şeh-i ferhunde himem.
Kıldı a’daya nidâ sıbt-ı nebi-yyi ekrem
Ey uranları şeref-i ni’met-i İslam’dan dem
Kanğı bir ümmet urur zade-i peygamberini
Düşünün va’d olunan ruz-u cezâ mahşerini.
Çıktı serdar-ı şaki Şâh-ı şehide karşu
At sürüb arsa-i hica’da o zâlim ilerü,
İttiler nakz-ı ühud, ey1edi1er güft ile gü
Attılar tir-i cefâ hazrete ol kavm-i adü,
İtmeğe teşne şehidi iki cihân serverini
Yıktılar din-i kavim’in şeref-i minberini
Başladı ceng-ü cidâl itmeğe a’vân-ı Yezid,
Ehl-i Beyt üzre hücum eyleyup oz kavm-i anid.
Harb’idüp yetmiş iki bende-vü evlâd-ü hafid
Oldular ma’rekede Hak yoluna cümle şehid
Kestiler Şâh-ı- şehidin veled-i ekberini
Urdular tir ile ma’sumu Ali Asğar’ini.
Haymegâh’a gelerek Şâh-ı- Şehid-i mazlum,
Ehl-i beyt ile vedâ eyledi ol kân-ı ulum.
Seyyidât ah-ü figaan giryekünân oldu umum
Yakasın yırttı, saçın yoldu nisâ-i ma’sum
Bağrına bastı Ali Zeynel-abâ peykerini
Tapşırup ilm-i emânâtın ana yekserini
…
KAYNAKÇA: Ergun, Sadeddin Nüzhet (1955). Bektaşî Şairleri ve Nefesleri 19’uncu Asra Kadar. C. 1. İstanbul: Maarif Kitaphanesi.