HAYATI
Şair. Asıl adı Mehmet. Geyve’de doğduğu bilinen Güvahi’nin doğum tarihi hakkında bilgi yok. 1526-27’den sonra ölmüş olduğu sanılmaktadır. Yavuz Sultan Selim dönemi şairlerindendir. Sipahi olduğu, ordu ile Çaldıran seferine çıktığı bilinmektedir. Sonradan Geyve’ye yerleşmiş ve orada ölmüştür. Ölüm tarihi gerek Bursalı Tahir’de gerekse rastlayabileceğimiz kaynaklarda 1519 olarak geçmektedir. Oysa Güvahi’nin tanınmış yapıtı Pendname’nin yazılış tarihi 1527’dir. Şairin bu tarihten ölmüş olması gerekir.
Latifi, onun için “Amma nazmında ol kadar nezaket ve şiirinde dahi çendan zarafet yoktur” der. Divan şiirinin ölçüleri düşünüldüğünde bu yargı doğru görünse de, Güvahi’nin, özellikle Pendname’sinin dil ve folklor açısından taşıdığı önem büyüktür.
ESERLERİ
Pendname-i Givahi, Kenzü’l-Bedayi (Yavuz Sultan Selim adına Türkçe atasözlerini derlediği bir yapıt) dışında gazellerine tezkire ve mecmualarda rastlanır.
ESER ÖRNEKLERİ
PENDNAME’DEN
Meğer bir kuşcuğaz kim ana mesken
Müdam ırmağ u göllerde muayyen
*
Tutuldı bir gün ol tuzağa düşüp
Esir-i bend oldı ağa düşüp
*
Tutan sayyad anı gördi igen hüb
Münakkaş bir nice reng ile mergüb
*
Ferah-nak olup oldı ol hevesde
Ki dayim besleye anı kafesde
*
Kafes oldı çü mesken ana nagah
Figana başladı şam seher-gah
*
Ederdi gölleri ırmakları yad
Vatan deyü müdam eylerdi feryad
*
Gece gündüz vatan der inler idi
Katı tanlardı ol kim dinler idi
*
Var idi bir kişi anun zebanın
Bilürdi karşu ederdi beyanın
*
Nice verürler idi dürlü nimet
Yemezdi kaçmağa isterdi fursat
*
Hemin kasdı kafesden uçmağ idi
Vatan zira ki ana uçmağ idi
*
Çü beslemeğe kabil olmadı ol
Dediler verelüm gitsün buna yol
*
Yemez içmez nice eyleye feryad
Yazukdur ölmesün edelüm azad
*
Veli gözleyelüm ardınca bile
Ne yerdedür turağı kim ne bile
*
Vatan deyü eder bunca figanı
Görelüm hub yer midür mekanı
*
Bu tedbir ile azad eylediler
Irakdan gözlediler soyladılar
*
Heman dem kim kafesden uçdı ol kuş
Görünmedi gözine hiçbir tuş
*
Ne tağa vardı vü ne bağa indi
Revan toğruluban ırmağa indi
*
Var idi anda bir hub ulu ırmağ
İki yanı seraser sebze vü bağ
*
Döşenüp yayılup sahra içinde
Akardı su-be-su her cay içinde
*
Ederdi dürlü kuşlar anda avaz
Kenan vü içi pür ördek ü kaz
*
Tuyurun kim tururdı anda çoğı
Kimi turnayidi vü kimi kuğı
*
Uvaklu irilü her dürlü kuşlar
Var idi ol suda yazlar u kışlar
*
Kenarında söğütler hem kavaklar
İgen çoğ idi günden suyı saklar
*
Meğer su üzre vir söğüt budağı
Uzanmış tazelikle dahı çağı
*
Yakın ile ki çün su talgalanur
Tokınur ana karşu ırgalanur
*
Ol imiş ol kuşun dayim mekanı
Ol arada geçürürmiş zamanı
*
Kaçan kim uçdı gözlediler ahir
Varup toğru o tala kondı zahir
*
Veli fi’lin işit konduğı saat
Ferahdan iki yana yaydı kanat
*
Talabıdı geh uçdı gah kondı
Hevaya gah kalkup gah indi
*
Gehi silkindi geh tüyin düzetdi
Geh oynadı suya boynın uzatdı
*
Şu cünbişler şetaretler kim anda
Ol etdi kimse görmedi cihanda
*
Ol işin gözleyenler görüp anun
Dediler sevgüsi hoşdur mekanun
*
Yabanda kişinün olmaz sürun
Bulur kendü mekanında huzun
*
Vatan sevgüsi şeksüz candan olur
Muhakkakdur ki hem imandan olur
-Hübbül-vatan mineş-iman-
*
Vatan kadrin ne bilsün bilmeyenler
Düşüben gurbete ayrılmayanlar
KAYNAKÇA: Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2008). Beyânî, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. Ankara: Kültür Bakanlığı e-kitap: http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-83502/beyani—-tezkiretus-suara.html [erişim tarihi: 20.03.2013