HAYATI

Şair. 1534’te Kırım’da dünyaya geldi. 1607’de Akmecit’te hayatını kaybetti. Babası Devlet Giray’dır. Osmanlı-İran savaşlarında gösterdikleri faydalardan ötürü Osmanlı sarayını gözüne girdi. Ama 1581’de bir keşif hareketi sırasında İranlılar tarafından tutsak edildi ve Alamut kalesine hapsedildi. Mehmet Giray Han ile Osmanlılar arasındaki anlaşmazlıktan yararlanmak isteyen İran Şahı onu sarayına götürünce bir fırsat bulup kaçtı ve 1585’te Erzurum’a Özdemiroğlu Osman Paşa’nın yanına geldi. 1588’de İslam Giray’ın yerine han olarak atanınca Moskova’ya yürüdü. 1593’te Avusturya Savaşı çıkınca Çar ile barış imzaladı. Yaşamının bundan sonra Osmanlılar için savaşlarda geçecek, Kırım Hanlığının kendi içinde bağımsızlığını korumak amacıyla giriştiği çabalar, imparatorluk sürtüşmesine yol açacaktır. Gazi Kirman kalesinden Kırım’a dönerken yolda vebadan ölmüştür.

Tabiiye ve riyaziye (biyoloji ve matematik) ile uğraştığı bilinen Gazi Giray, hat sanatında usta olduğu gibi, musikiyle de ilgilenmiş, şair olarak ün yapmıştır. Divan biçimlerine bağlı kaldığı şiirlerinde genellikle kahramanlık konusunu işlemiş, yazdığı hicivleriyle de Osmanlı yönetimini ve yöneticilerini eleştirmiştir. Şiirlerinde Gazayi ve Han Gazi mahlaslarını kullanan Gazi Giray’ın,

“Rayete meylederiz kamet-i dül-cü yerine

Tuğa dil bağlamışız kakül-i hoş-bu yerine”

beyti ile başlayan ve,

“Olmuşuz can ile billah Gazayi teşne

Kanını düşmen-i dinin içeriz su yerine”

beyti ile biten gazeli ünlüdür Arapça, Farsça, Osmanlıca ve Kırım Türkçesi ile şiirler yazmıştır.

ESERLERİ

Gazi Giray’ın Divan’ı dışında Gül ve Bülbül adlı bir mesnevisi, Kefevi Hüseyin Efendi, Ganizade Nadiri, Hoca Sadettin gibi çağının ünlülerine yazdığı manzum ve mensur mektupları vardır. Peçevi, kahve ve şarabın münazarası biçiminde bir mesnevisi daha olduğunu kaydetmektedir.

ESER ÖRNEKLERİ
DİVAN’DAN

GAZEL I

Rayete meyl ederüz kaamet-i dil-cü yerine

Tuğa dil bağlamışız kakül-i hoş-bu yerine

*

Heves-i fir ü çıkmadı dilden asla

Navek-i gamze-i dil düz ile ebru yerine

*

Sürerüz fığımuzun zevk u safasın her dem

Sim-tenlerle olan lezzet-i pehlü yerine

*

Gerden-i tevsen-i zibada kutas-ı dilbend

Bağladı günlümüzi zülf ile gisü yerine

*

Severüz esb-i hünermend- saba-reftan

Bir peri-şekl-i sanem bir gözü ahu yerine

*

Gönlümüzün şahid-i ziba-yı cihada verdük

Dilber-i mah-ruy u yar-ı peri-rü yerine

*

Olmuşuz can ile billah Gazayi teşne

Kanını düşmen-i dinin içeriz su yerine

GAZEL II

Yine ra’na bahar ile hava-yi dil-kuşa geldi

Mey-i gülgün ile saki bu bezme hoş sefa geldi

*

Tekellüf ber-taraf billah ne hoşdur muğbeçe gör kim

Seher gül gibi cameyle bize karşu çıka geldi

*

Mey-i gülgun ile bağa gelün işret zamanıdur

Seher bülbül figanından bize böyle sada geldi

*

Devasuz derd imiş aşkun etıbbadan ilaç olmaz

Aceb bu kim bana her dem senün derdün deva geldi

*

Deme afv olmaz ey va’iz bizüm isyanumuzdur ahir

Kulın işi hata geldi anun işi ata geldi

*

Vefasuz dehre aldanma bekaa mülkin gözet ey dil

Hakikatle nazar kılsan kime andan vefa geldi

*

Gazayi kulına hışmun nedür bilsem şahum

Anun gibi bu dergaha nice yüz bin geda geldi

KAYNAKÇA: Prof. Dr. İsmail Hakkı Ertaylan, Gazi Geray Han, Hayatı ve Eserleri, İstanbul, 1958, s:5-64

Paylaş