HAYATI
Divan şairi. Tam adı Zübeyde Fitnat Hanım. Doğum tarihi tam olarak bilinmeyen Fitnat Hanım, 1780’de İstanbul’da yaşama veda etti. Şeyhülislam Mehmet Esat Efendi’nin kızıdır. Yaşamı üzerine sadece Kazasker Derviş Mehmet Efendi ile evli olduğu bilinmektedir. Koca Ragıp Paşa ile arasında bir ilişki olduğu da söylenir. Kimi kaynaklarda ise, Koca Ragıp Paşa, Haşmet ve Fitnat arasında şiir yolu ile yapılan latifeler, nükteler yer alır. Yine üçü ile ilgili açık saçık fıkraların doğruluğu kuşkuludur.
Fitnat Hanım’ın önemi, kadın olmasına karşın, şiirinin XVIII. yüzyılın ustaları Nabi ve Koca Ragıp Paşa’dan ayırt edilemeyecek derecede divan geleneğine bağlı olmasından gelir. Ama şiirlerinde, “kadınlığın samimiyet ve hususiyetini ifade eden parçalara tesadüf edemeyiz” (Ali Canip Yöntem). Geleneksel şiir biçimlerinden hepsini kullanmış, üstelik başarılı örnekler vermiştir. Dili ve tekniği iyi kullanır, aynı mazmunlar dünyasına bağlıdır. Ama bir hayal kısırlığı göze çarpar şiirlerinde. İmgeleri belli sözcükler çevresinde tıkanır kalır, şu beyitlerde görüldüğü gibi:
“Bağda güller ruhum seyriyle viran oldu hep
Kakülün reşkiyle sümbüller perişan oldu hep
***
Güller kızarır şermle ol gonca gülünce
Sümbül hum olur reşkle kakül bükülünce”
Fitnat Hanım, Osmanlı kadın şairleri arasında divan şiirini en iyi temsil eden şairdir. “Ancak sözlerinde kusur, pek çok şairi gıptaya düşürecek kadar azdır. Fakat fikrinde bir sınırlılık görülür. Divançesi’nde “tekerrür-i mezamin” (mazmunların tekrarı) dikkat çekecek derecededir. Bu hali de hususiyetine bağışlanır” (Muallim Naci).
ESERLERİ
Divan’ı Mısır’da ve İstanbul’da basıldı. Yazma bir nüshası İstanbul Üniversitesi kütüphanesindedir. Koca Ragıp Paşa ve Haşmet ile olan nükteler ise Nihal Atsız tarafından bir araya getirilmiştir.
ESER ÖRNEKLERİ
FİTNAT HANIM DİVANI’NDAN
GAZELLER
GAZEL I
Bağda güller ruhun seyriyle hayran oldu hep
Kakülün reşkiyle sünbüllerden perişan oldu hep
Bir nigah-ı naza şayan olduk amma neyleyim
Sinemiz amacgah tır-i müjgan oldu hep
Arız-ı alin senin ey gonce-leb ettim hayal
Hane-i hatırına reşk-i gülistan oldu hep
Çaşni-bahş oldu ol kan-ı Melahat bezme çün
Sagar-ı mey aks-ı la’liyle nemekdan oldu hep
Fıtnat ol şirin-dehen nutka gelince naz ile
Feyz-i güftar ile alem şekkeristan oldu hep
GAZEL II
Cellad-ı gamze gerçi kim eyler eza-yı ruh
Uşşaka lik gelmedi andan safa-yı ruh
Ver nakd-ı canı bus-ı leb-i la’line gönül
Gel eyle şevk-i aşkda bey ü şiray-ı ruh
Ölmez misal-i Hızr kalır zinde haşre dek
La’lin hayali ile edenler feda-yı ruh
Cana gönül geçer mi bu bigane vaz’ ile
Aşık seninle ruz-ı elest aşina-yı ruh
Düşnamı telh etse nola Fıtnat ol afetin
Amma ki buse-i leb-i la’li gıda-yı ruh
GAZEL III
Yok naziri mülk-i hüsn içre cemal-i yar bir
Kim olur alemde zira mihr-i pür-envar bir
Tek feramuş etme hatırdan heman eyle cefa
Aşık-ı küstaha cana lutf ile azar bir
Dedi dilber eylemezdim buse-i la’lim dirig
Kand ile beslerdim olsaydı eğer cerrar bir
Guş ederdi nale-i uşşakı ol gül neylesin
Bağ-ı kuyunda değildir andelib-i zar bir
Gerçi çok divane cana Kays ile Ferhad-veş
Vadi-i aşk içre amma Fıtnat-ı gam-har bir
GAZEL IV
Nedir ey dil sebep cevre o yar-ı bi-vefadan sor
Tegafül aşıka gayre nigah aşinadan sor
Anın yazmaz ilacın ey tabib enmüzec ü kanun
Şifasın hasta-i aşkın o la’l-i can-fezadan sor
Bilinmez kadri mehmur olmadıkça neşve-i camın
Şebab eyyamının keyfiyyetin pir-i dutadan sor
Ser-i kuy-ı dil-araya varırsan ey saba lutf et
Nedir hali o mahbusi-i zar u müpteladan sor
Haridar ol gönül ver nakd-ı canı kale-i vasla
Ne ister üstüne ol hâce-i hüsn ü bahadan sor
Ele almış değildir nüsha-i mihr ü vefayı yar
O bi-rahme sorarsan Fıtnata fenn-i cefadan sor
GAZEL V
Olmada diller rübûde gamze-i câdûsına
Deşt-i hüsnün sayd olurlar şîrler âhûsına
Reng ü bûda zülf-i cânâna müşâbih olmasa
Kim bakar gülzâr-ı dehrün sünbül ü şeb-bûsına
Sad hezârân fitne meftûn bir nigâh-ı şûhına
Bin dil-i Hârût beste her ham-ı gîsûsına
Çille-i sahtın çeker her dem kemân ebrûlarun
Âferîn erbâb-ı aşkun kuvvet-i bâzûsına
Cismi hâk it ol sehî kaddün yolında Fıtnatâ
Nâ’il olmaksa murâdun devlet-i pâ-bûsına
GAZEL VI
Her gönülde tab-ı ruy-ı yar kendin gösterir
Kande varsan mihr-i pür-envar kendin gösterir
Arzu-yı la’l-i yar olsun mu hiç dilden nihan
Cam-ı minadan mey-i serşar kendin gösterir
Buseye minnet mi var geldikde hatt-ı sebz-i yar
Nevbahar eyyamı elbet yar kendin gösterir
Gırre olma hüsne kim bir gün zuhur-ı hat ile
Dud-ı ah-ı aşık-ı gam-har kendin gösterir
Söyler elbet halini Fitnat meseldir ehl-i derd
Aşk ola bir sinede eş’ar kendin gösterir
GAZEL VII
Ah u nale ol şeh-i bidade tesir eylemez
Bir nigehle bu dil-i viranı tamir eylemez
Kaddine meyl etmeyenler aşık-ı azadedir
Zülfün-asa dilleri derbend-i zencir eylemez
Bir nigehle karını uşşakın eylersin tamam
Gamze-i aşık-kuşun muhtac-ı şemşir eylemez
Vasıl-ı canan olur hamuş olan pervane-veş
Ateş-i aşkın o kim nadana takrir eylemez
Hane-i kalbim harab etti tegafül Fıtnata
Bir nigehle bu dil-i viranı tamir eylemez
GAZEL VIII
Yad eyleyince arızın ey mehlika senin
Tab-ı hayalin etti dili ruşena senin
Mest oldu buy-ı müşk ile hep ahuvan-ı Çin
Neşr eyledikçe nükhet-i zülfün sana senin
Nakd-ı şekibi garet edersin bir ah ile
Karın hemişe ey dil-i şeyda heva senin
Gonca dehanına gül-i şebboy zülfüne
Nahl-i gül oldu kametine mübtela senin
Ettikçe andelib gibi nale-i hezar
Guş eylemez figanın o gül Fıtnata senin
GAZEL IX
Gülşen-i vasf eylemekten ruy-ı canandır garaz
Sünbülü yad etmeden gisu-yı canadır garaz
Düştü dil sevda-yı hatta arzu-yı la’l ile
Hızra peyrev olmadan çün ab-ı hayvandır garaz
Ey tabib-i naz guş eyle eninin aşıkın
Derdini arz etmeden tedbir-i dermandır garaz
Gülsitanın anmadan şebbü vü serv ü nergisin
Zülf-i müşkin kadd-i bala çeşm-i fettandır garaz
Fıtnata bi-şübhe idrak eyler erbab-ı suhen
Böyle nazm-ı sadeden tertib-i divandır garaz
LÜGAZ
Ol nedür kim üç birâder her zamân
Birbiri ardınca olmışlar revân
Yılda bir kerre gelürler âleme
Makdemiyle kesb-i feyz eyler cihân
Kimseler görmiş degüldür yüzlerin
İsmi vardur cismi ammâ kim nihân
Birisi oldı havâya münkalib
Birisi âb içre tutdı âşiyân
Gördi bulmış her birisi yerlerin
Biri dahı eyledi hâki mekân
Serleri üç pâları beş anlarun
Kıl tefekkür eyledüm sana beyân
NA’T
Ey mefhar-ı enbiya vü sahib- miraç
Sultan u geda dergehine hep muhtaç
Düşmezse nola ruy-ı zemina sayen
Arş etti anı izzet ile başına tac
KAYNAKÇA: Bedihan Tamsöz / Osmanlıdan Günümüze Kadın Şairler Antolojisi (1994, s. 32), Muallim Naci, Osmanlı Şairleri s:261, İslam Ansiklopedisi, c: IV, s:626, İhsan Işık / Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (11 cilt, 2006), Mengi, M. (2005). Eski Türk Edebiyatı Tarihi: Edebiyat Tarihi-Metinler (11. Baskı). Ankara: Akçağ Yayınları.Şentürk, A. A., Kartal, A. (2009). Eski Türk Edebiyatı Tarihi. İstanbul: Dergâh Yayınları.