HAYATI
1853 yılında Bursa’da dünyaya geldi. 9 Eylül 1911 günü Bursa’da hayatını kaybetti. Aslen Buharalı bir aileden gelen Feraizcizade Hacı Hasip Efendi’nin oğludur. On iki yaşında iken babasını kaybetti ve çocukluğu sıkıntı içinde geçti. Özel öğrenim görerek yetişti; Arapça, Farsça ve Fransızca öğrendi. Genç yaşlarda Hüdavendigar (Bursa) vilayeti Mektub-i Kalemi’ne girdi. Bu görevinin yanı sıra Hidavendigar gazete ve basımevi müdürlüğü görevinde bulundu. Bursa İdadisi’nde edebiyat ve ahlak dersleri öğretmenliği yaptı. 1883 yılında Fecaizcizade Matbaası’nı kurdu ve 1877-91 yılları arasında 60 sayı yayımlanan aylık Nilüfer dergisini, daha sonra da Gündoğdu dergisini çıkardı. Ahmet Vefik Paşa’nın Bursa valiliği sırasında kendisine tiyatro çalışmalarında yardım etti. Bursa’daki Fasulyacıyan Kumpanyası mensuplarına Türkçe diksiyon ve edebiyat dersleri verdi. 1904 yılında Kırklareli tahrirat müdürlüğüne atandı, buradan da Niğde tahrirat müdürlüğüne atanınca görevden ayrılıp memleketi Bursa’ya döndükten kısa bir süre sonra kalp krizinden hayatını kaybetti.
Tanzimat dönemi edebiyatının öncü yazarlarından olan Feraizcizade, Ahmet Vefik Paşa’nın Moliere çevirilerinden etkilenerek oyunlar kaleme aldı. Güçlü Moliere etkisine rağmen oyunlarında kendi kişiliğini korumuş, Batı’dan aldığı çerçeve içinde çağının töre ve düşüncelerini vermiştir. Bu türde yazılmış altı oyununun 1885-86 yıllarında kendi matbaasında bastırdı. Bu oyunları dolayısıyla bazı tiyatro tarihçileri ve edebiyat eleştirmenleri tarafından Türk Moliere’ri olarak tanımlandı. Eleştirmenler övgülerini Feraizciazade’nin oyun tekniğindeki ustalığı kadar, kullandığı dille Türkçeyi sadeleştirme çabalarına yaptığı katkıya dayandırırlar. Dili sadeleştirme çabaları oyunlarının yanı sıra Gündoğdu dergisinde yayımlanan yazılarında da görüldü.
Kuvvetli bir Doğu kültürü ile yetişmiş olan yazar, sanat alanındaki tutumunu anlatmak için, oyunlarından ilkinin başına yazdığı önsözde, Batı’dan gelen yeni edebiyat türlerini incelediğini, eski edebiyatın artık verimsizleşen türleri yerine yeni edebiyatın komedya türünü benimseyerek hem okuru eğlendirmek, hem de bu vesile ile görenekleri ortaya koymak istediğini, bunu yaparken de çeviri yerine telif eser verme yoluna gittiğini belirtmektedir.
Feraizcizade Mehmet Şakir’in oyunların yanı sıra bir de yazma sözlüğü bulunmaktadır. Persenk adlı bu çalışmasında Türkçe’nin “Adem’in dili ve bütün dillerin kaynağı” olduğunu ileri sürmüş ve dilbilgisi terimlerinin hepsini Türkçeleştirmiştir. İngilizlerin Kutb-ı Şimaliye Seyahat-ı Fevkaladeleri adlı eseri ise bulunamamıştır.
Cevdet Kudret, Feraizcizade Mehmet Şakir hakkında ““Olayların örülüşünde, karakterlerin canlandırılışında ve kendi çağının töre ve düşüncelerinin verilişinde üstün bir başarı gösteren yazar, konuşma dilini bütün incelikleriyle kullanmıştır. (…) “Feraizcizâde, Batıdan alınan çerçeve içinde kendi töre ve düşüncelerimizi vermek; karagöz ve ortaoyunu gibi geleneksel oyunlarımızın öge ve yöntemlerini de bu çerçeve içinde yeni koşullara göre yeniden değerlendirmek bakımından, ulusal tiyatromuzun Şinasi’den sonra en önemli sanatçısı ve gerçek öncüsüdür” değerlendirmesini yapmıştır.
ESERLERİ
(Güldürücü Manzaralar adı altında mizah): İnatçı Yahud Çöpçatan (1883), İcab-ı Gurur yahud İnkılab-ı Muhabbet (1885), Evhâmî (1886, latin harfleriyle C. Kudret tarafından, 1974), Kırk Yalan Köse (1886, Yalan Tükendi ile yeni basımı, yay.haz. Nevin Önberk, 1979), Yalan Tükendi (1886), Teehhül Yahud İlk Gözağrısı (1886), İlk Göz Ağrısı Eski Türk Oyunları-5 (2002). Ferâizcizâde’nin Perseng / Sarf-ı Lisân-ı Âdemî, Şükûfe-Nisar-ı Zeban-ı Umumî ve Osmanî adlı el yazısı sözlüğü Millet Kütüphanesinde (Nu. 128) ve TDK kitaplığında bulunmaktadır