HAYATI

Öykü ve roman yazarı. 1957 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Nezahat Hanım ile muhasebeci Bülent Ulay’ın oğlu. Ortaöğrenimini Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi’nde tamamladı (1973); Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Uygulamalı Endüstri Sanatları Yüksek Okulu Grafik Tasarım Bölümü’nü bitirdi (1977). London University Goldsmiths’ College Görsel İletişim Bölümü’nde fotoğraf ağırlıklı yüksek lisans çalışması yaptı. 1982’den beri Los Angeles’ta grafik tasarım ve fotoğraf çalışmalarını sürdürüyor. Fol dergisinde misafir editörlük yaptı (7. sayı). Los Angeles’ta yaşıyor; evli.

Faruk Ulay’ın ilk yazısı 1984’te Milliyet Sanat’ta çıktı. Öykü ve yazılarını Milliyet Sanat, Hayalet Gemi, Adam Öykü, kitap-lık ve Notos dergilerinde yayımladı. Modus Operandi’de yer alan öykülerinden ikisi ABD’de çıkan The Blue Moon Review ve The Cafe Irreal dergilerinde yayımlandı. Kendisini “Fransız Yeni Roman akımı” ile “Fransa’da çalışmalarını sürdüren Oulipo grubu”na yakın hissettiğini belirterek, “Adım postmodernist yazarlar arasında geçse de kitaplarımı modernist bir sanatçının çalışmaları olarak görürüm” diyor. V. Günyol, “Faruk Ulay’ın dünyası, bireyin iç dünyasının dışa vuran yansımalarıyla dolup taşıyor. Onun öykülerinde düşle gerçeği birbirinden ayıramazsınız kolay kolay” değerlendirmesini yaptı.

ESERLERİ

Öykü:

  • Kopuk Bağlantılar, İst.: Ada, 1988
  • Amber, İst.: YKY, 1999
  • Modus Operandi, İst.: Sel, 1999
  • Tuhaf İnsanlar Zamanı, İst.: YKY, 2003

Roman:

  • İti, İst.: YKY, 1995
  • Beşpeşe, (M. Mungan, P. Kür, E. Şafak, C. Oker’le), İst.: Metis, 2004

Deneysel Metinler:

  • Yazılamamış Bir Tarih Kitabı İçin Dipnotlar, İst.: Harf, 1996
  • 32 Büst, (Bülent Erkmen ile) İst.: Ofset Yapımevi, 1999
  • Beldeler Kitabı, İst.: YKY, 2003.

ESER ÖRNEKLERİ

ÜÇ PARÇA TOPRAK’TAN

Yerküre bizi taşıyor. Uzay bizi sarıyor. İkisinin de ayağı yere basmıyor. Birbirimize tutunarak oturuyoruz. Sanki ayyuktayız.

Sorular beni üzüyor. Sorduklarım değil, bana sorulanlar. ‘Çocuklarımızdan ne istiyorsun? Bunca sorunun yararı ne?’ diye soruyor veliler. Yaşadığımız dünyanın bize gösterilenle aynı dünya olmadığını anlasınlar istiyorum. Henüz yaşamaya başlamadıklarını, yaşamı da umursamadıklarını görüyorum çünkü. ‘Sanki siz bu yaşlardan geçmediniz,’ diyorlar sonra. ‘O tarihlerde dünya başkaydı,’ diyemiyorum. Sormadan yaşamak olanaksız. O yüzden yaşamayı bitiriyorum,” diyor öğretmen. Onunla birlikte okulun damına çıkmış hademe, öğretmeni anlıyor ve aşağıya ilk atlayan oluyor.

KAYNAKÇA: V. Günyol, “Yaşarken (Mayıs 1989 Ortaları)”, Milliyet Sanat, 1989; U. Asan, “Faruk Ulay’a Açık Mektup”, kitap-lık, Mayıs-Haziran 1996

Paylaş