1895’de İstanbul’da dünyaya geldi. 3 Haziran 1975’de İstanbul’da hayatını kaybetti. 1918 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Topbaşı, Manisa ve Bakırköy Sinir ve Ruh Sağlığı Hastaneleri’nde klinik şefi ve başhekim olarak görev yaptı. 1960’da kendi isteği ile emekliye ayrıldı.

F. Celaleddin imzasını kullandığı öykülerinde, toplumsal ilişkilerde gözlemlediği çarpıcı gerçeklere gülmece öğelerine de yer vererek yansıtmaya çalıştı. Fıkra yazıları Cumhuriyet ve Yeni İstanbul gazetelerinde yayımlandı.

Ahmet Cüneyt Issı, Fahri Celal Göktulga hakkında, “Yunus Emre’deki yalınlık ve kolay söyleyiş, Evliya Çelebi’deki okuru yormayan, sürükleyip götüren abartılı ve sohbet eder yollu anlatım, Fuzulî’nin ve Hâletî’nin sanatlı dili, Naima Tarihi’nde heyecan ve merak ögesini ön plana çıkaran dil Fahri Celâl’de adeta karıştırılıp yeniden yapılandırılmıştır. Tüm bu etkilenmeler yanında, yaşadığı dönem İstanbul Türkçesinin açıklığı, berraklığı, nüktelerle dolu argolu dili onun hikâye dilinin belli başlı özelliği olmuştur” değerlendirmesinde bulunmuştur.

ESERLERİ

KISA ÖYKÜ: Talak-ı Selase (1923), Kına Gecesi (1923), Eldebir Mustafendi (1943), Avur-Zavur Kahvesi (1948), Salgın (1953), Rüzgâr (1955), Bütün Hikâyeler (Fahri Celal adıyla, tüm hikâyeleri, 1973).

UZUN ÖYKÜ: Çanakkale’deki Keloğlan (ilk bas. 1960, Keloğlan Çanakkale Muharebelerinde adıyla, 1939).

TIBBİ ARAŞTIRMA: Kekemelik Bahsinde Yeni Görüş (1937).

Paylaş