HAYATI

Roman yazarı. 27 Mayıs 1973 günü Manisa’da dünyaya geldi. Rakibe Hanım ile öğretmen Salih Üldes’in oğlu. Yıldız Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Makineleri Mühendisliği Bölümü’nden mezun (1995). Aynı bölümde yüksek lisansını tamamladı (1997). Makine mühendisliği (1997-99), reklam yazarlığı, kreatif direktörlük yaptı. 2006’dan beri at yetiştiriciliği yapıyor. Reklam ajansı yöneticisi. İstanbul’da yaşıyor; evli, bir kızı var. İlk şiiri (“Yengi”) Milliyet Sanat dergisinde çıktı (1990). Turkish Book Review, Özgür Edebiyat dergilerinde yazıları ve eleştirileri yayımlandı.

ÖDÜLLERİ

  • Yerli Film ile 1999 İnkılap Kitabevi Roman Ödülü.

ESERLERİ

Roman:

  • Yerli Film, İst.: İnkılap, 2000
  • Aldırılan Çocuklar Örgütü, İst.: Telos, 2004
  • Zafiyet Kuramı, İst.: Plan B, 2007
  • Gayrimeşru Adamlar Sözlüğü

ESER ÖRNEKLERİ

GAYRİMEŞRU ADAMLAR SÖZLÜĞÜ’NDEN

Kendilerine sunulan her şeyi, her durumda sindirmelerini elbette bekleyemezdim, hatta kuşkucu olmaları daha değerliydi. Fakat katı ve kat’i yaklaşımlarının ardında, bilgiye ya da bilginin niteliğine karşı duydukları kuşku değil, tam tersine, bilgisizlikten devşirdikleri gurur yatıyordu. Hepsinde değil, elbette yalnızca bir kısmında gözlemlemiştim bunu; belli bir alandaki bilgisizliklerini ayırıcı ve pozitif bir vasıf olarak görüyorlar ve bu şekilde sanki hayata daha iyi tutunduklarını düşünüyorlardı. Mesele daha çok, bilmedikleri bir kavramı bilip bilmediklerini sorduğum zamanlarda ortaya çıkıyordu. Onların bilmedikleri bir şeyi kafama takmış olmamı anlamıyorlardı. Onların bilmediği ve benim kafama takmış olduğum şeyleri onlara anlatmaya kalkmamsa hayret vericiydi. Görünen o ki, Robert Musil’in “bilimsel insan, bugün için artık kaçınılmaz bir olgudur; insan artık bilmek istememeyi isteyemez,” dediği çağdan, Hasan Cahit Doğanay’ın “bugün bilmemeyi, bilmekten daha çok istiyoruz; bilmemeyi bir bilgi biçimine dönüştürüp gururla yanımızda taşıyoruz,” dediği bir çağa geçmiştik artık.

Zamanımızın belki de en ağır suçlaması. Mutluluk sektöründe başarısız olduğu düşünülen kişilere yöneltilir. Değerlendirmeyi diğerleri yaptığı için, kişinin kendini nasıl hissettiğinin bir önemi yoktur. Suçlamanın altında gün gün ezilen kişi sonunda gerçekten mutsuz olur, telaşa düşer ve bir refleks olarak savunmaya geçer. Etli dolmayla yan yana çekilmiş fotoğrafların ortalık yerde paylaşılması bu refleksin bir sonucudur.

KAYNAKÇA: Odak Yazar / Ersan Üldes. http://sevalsahin.com/detay/4/34/Odak-Yazar–Ersan-Uldes [Erişim Tarihi: 29. 07. 2019]

Paylaş