HAYATI
Divan şairi. Van’da dünyaya geldiği bilinen Dürri’nin doğum tarihi hakkında herhangi bir bilgi yok. 1722’de İstanbul’da yaşama veda etti ve Şeyh Vefa caminin haziresinde toprağa verildi. Asıl adı Ahmet. Çocukluğunda bir gözünü kaybettiği için Yekçeşm adı ile tanındı. Kalemiye mesleğinde yetişti. Divan’ı Hümayun hocalığı, Anadolu muhasebeciliği, sipahi katipliği, süvari mukabeleciliği, Cizye muhasebeciliği gibi pek çok görevde bulundu. 1721’de İran’a, Şah Hüseyin nezdinde orta elçi olarak gönderildi. Dönüşünde ise başmuhasebecilik görevine atandı.
Ahmet Dürri, divan geleneğine bağlı şiirlerinden çok İran yolculuğunu ve İran’ı konu alan sefaretnamesi ile tanınır. Dönemin anlatım özelliklerini taşıyan yapıt verilen bilgiler açısından ilgi çekici olduğu gibi, metni elde bulunan ilk İran Sefaretnamesi olması bakımından da önem taşır.
ESERLERİ
- İran Sefaretnamesi: Raşit Tarihi’nde yayımlanmıştır. Eser, ayrıca Fransızcaya çevrilip basılmıştır.
- Divan
- Takrir
ESER ÖRNEKLERİ
DÜRRİ DİVANI’NDAN
GAZELLER
GAZEL I
Ne lebin bus edecek nadire güftarım var
Ne yüzün seyr edecek ayine ruhsarım var
Guyiya tıfl-ı yetimim bu felaketgedede
Ne bana kimse enis oldu ne gamharım var
Beni söyletme gel Allahı seversen lutf et
Sana takrir edemem derdimi efkarım var
Ne yem-i dilde olan gevherime rağbet olur
Ne bu bazar-ı cihan içre haridarım var
Bir kızıl altuna malik değilim dünyada
Gerçi kim sinede bin dağ-ı şerer-barım var
Damen-i lütfunu elden koma Dürri o şehir
Belki bir gün diye bir abd-i senakkarım var
GAZEL II
Giryet her dem sebeb-i hande-i canan olmaz
Binde bir katre-i baran dür-i galtan olmaz
Şairiyyet yalınız vezn-i tabi’atla değil
Bir şükufeyle çemen-zar gülistan olmaz
Kabiliyyet gerek ademde mürebbi nitsin
Dude-i şem’-i çıgıl kuhl-ı Sifahan olmaz
Ziynet-i elbise hayvanı eder mi adem
Tegnn ziver-i erziz ile fincan olmaz
Komanuz Dürri-i ali-güheri yerde meded
Bu kadar ziver-i gencine-i irfan olamaz
GAZEL III
Azm eyle ey berid-i saba kuy-ı yâre gel
Arz et peyamımı benim ol gül-izare gel
Evvel meal-i halimi bir bir ifade kıl
Sonra selam ile bu garibu’d-diyara gel
De lale-zar-ı aşkı temaşa murad ise
Gülşen-saray-ı sahn-ı dil-i dağdere gel
Havf eyle çeşm-i terden akan cuybardan
Ey serv-i serkeş eyleme vahşet kenara gel
Bir dahi ey sirac-ı şebistan-ı ehl-i aşk
Mihman-saray-ı Dürri-i vasl-intizara gel
KAYNAKÇA: Unat, Faik Reşat (2008). Osmanlı Sefirleri ve Sefaretnameleri. Ankara: TTK Yay, Bağrıaçık, M. Ziya (2001). “Dürrî’nin Tarih Manzumelerinde Lale Devri”. Türklük Bilimi Araştırmaları Dergisi 10: 333-347.