HAYATI
Şair. Aydın’da dünyaya geldiği bilinen Ömer Ruşeni’nin doğum tarihi hakkında bilgi yok. 1486’da Tebriz’de vefat etmiş ve Selçuk Hatun tarafından onun adına yaptırılan tekkeye gömüldü. Gençliğinde öğrenim için Bursa’ya gelmiş, arkadaşlarına da uyarak “heva ü hevese” düşmüştür. Ama dünya zevklerinden çabuk sıyrılmıştır. Karaman’da bulunan kardeşi şeyh Aleüddin-i Halveti’nin yanına gitti ve ona bağlandı. Sonra onun öğüdüne uyarak Bakü’de yaşayan halveti halkasının başı Seyyid-i Yahya-i Şirvani’nin dervişi oldu. İcazet alınca da şeyhinin emriyle Tebriz, Gence ve Karabağ yörelerinde dolaşarak ruşeni tarikanı yaydı. Akkoyunlulardan Sultan Hasan’ın çağrısıyla Tebriz’e gitti. Sultan Yakub’un da müritleri arasında olduğu söylenir. Ömer Ruşeni’nin en ünlü halifesi İbrahim Gülşeni’dir.
Dede Ömer, Ruhşeni mahlası ile tasavvufi şiirler yazmıştır. Divan’nda naat, gazel, kaside gibi divan şiirinin klasik şekillerinin yanı sıra rubaiyat adı altında tuyuglara da rastlanır. Dini-tasavvufi mesnevileri de bütünüyle öğretici amaçlı yazılmıştır. Mesnevileri genellikle Divan nüshalarının başındadır. Çobanname, Mevlana’nın Mesnevi’sinde bulunan Musa ile Çoban öyküsünden Türkçe nazma çekilmiş halidir. Neyname’de Mesnevi’den esinlenerek yazılmıştır. Miskinname, tasavvufi bir yapıttır. Silsilename’de ise halveti silsilesi sıralanmıştır.
Şeyh Ruşeni Dede’nin tüm şiirlerinin toplandığı Asar-i Aşk adlı eseri esasta dini tasavvufi, dolayısıyla da kısmen hayati-didaktik mahiyette bir eserdir. Tasavvufu anlatan, arada ibretli hikayeler ve latifeler nakleden bu koca şeyh, şekil, renk ve eda bakımından sanatkar değildir. Gerçi bazen şaircesine süslüce sözler söylemektedir. Fakat bunlar devrinin sanatlı şiirine nispetle mühim bir değer sayılmaz. Onun enteresan tarafı, dilinde ve ruhunda halk karakterlerinden gelme garip bir canlılık ve samimiyet bulunması ve dini-tasavvufi öğütler verirken anlattığı hikayelerde ve tasvir ettiği tiplerde müthiş bir realizm ile hayata girmesidir. Hele kendini tok gösteren züğürt adam hikayesi sahiden de realist, canlı, tahlil ve tasvirlerle dolu cazip bir satirdir.
ESERLERİ
- Divân
- Çobannâme
- Miskinnâme
- Neynâme
- Kalemnâme
- Asar-i Aşk (tüm şiirlerinin toplandığı eser)
ESER ÖRNEKLERİ
Eya sultan-ı kevneynin sözün cümle dekaayıkdur
Letafiydür garaibdür acayibdür hakaayıkdur
*
Fesahatda belagatda maarifde meratibde
Nebilerden seni kimdür dimez a’la vü fayıkdur
*
Senün bir vech ile zat-ı şerüfün zahir oldı kim
Huda dimekden özgesi ne dinse sana layıkdur
*
Cihanda la’l ü yakutun adı gerçi ki samitdür
Senün la’lün Sühan-güdur dilün yakut-ı natıkdur
*
Boyun serv-i hıramamdur semen-sa kakülün sünbül
Hatın manend- reyhandur yüzün misl-i şakaayıkdur
*
Zamirün mihr-i rahşandur cebinündür meh-i taban
Gülabındur şeb-i yelda yanagun subh-ı sadıkdur
*
Eya ma’şuk Rahmani ki farz-ı ayn imiş ışkun
Sana aşık olan kimse heman Allah’a aşıkdur
*
İnüp gökden yere İsa n’ola olursa şakirdün
Lebün ihya-yı mevtada igen üstad-ı hazıkdur
*
Senün şirin dudağına reteb dinse aceb midür
Bu naslistan-ı alemde ki boyun nahl-i basıkdur
*
Hak’ın ism-i şerifünden güzin ismün ki muştakdur
Mübarek adun Allah’un latif adına lahıkdur
*
Egerçi da’vetün kamu nebilerden eya dai
Gelüpdür sureta sonra veli ma’nide sabıkdur
*
Beyan itse maani-i bedii mantıkun n’ola
Kelam-ı hikmet-azimün mesabih ü meşarıkdur
*
Saba benzer ki gülzar-ı diyarundan güzer kılmış
Seraser uğrayan yerler gülistan ü hadayıkdur
*
Ebübekir ü Ömer Osman Ali kim çar-yarundur
Seni her kim sever candan biladunla muvafıkdur
*
Aceb mi medh-i hulkından olursa Ruşeni aciz
Çü madih hulk-ı riguni eya memdüh-i halikdur
*
Ne devletlü saadetlü ne izzetlüdür ol kimse
Senünle ruz-ı mahşerde musahibdür muanıkdur
*
Şefil her günahkarun çü ey şah-ı kerem sensün
Gelüpdür Ruşeni dahı kapuna abd-i abıkdur
*
Senün bir aşıkundur ol deli candan eya server
Gözi yaşı yüzi rengi anun ışkına tanıkdur
KAYNAKÇA: Prof.Dr. Abdurrahman GÜZEL, Türk Halk Şiiri, Bursalı Mehmet Tahir (1333). Osmanlı Müellifleri. C.1. İstanbul, Bursalı Mehmet Tahir (1324). Aydın Vilayetine Mensup Meşayıh, Ulema, Şuarâ, Müverrihîn ve Etubbânın Terâcim-i Ahvâli. İzmir.