HAYATI
XIX. yüzyıl divan şairlerinden. 1805’te İstanbul’da dünyaya geldi. 1830’da İstanbul’da yaşama veda etti. Hassa silahşorlarından Ali Rıfat’ın oğludur. Öğrenimini tamamladıktan sonra Divan kaleminde çalışmaya başladı. Daha sonra Mühimme kaleminde görevlendirildi. Kaynaklarda, bilgisi ve zekasıyla kısa sürede sivrildiği, ancak değeri bilinmediği için yoksulluktan ve üzüntüden genç yaşta vereme yakalanıp öldüğü söylenir.
Halidiye tarikatından olduğu, Akif Paşa’ya olan yakınlığı bilinen Daniş Bey’in şiirleri üvey kardeşi İrfan Paşa ve Süleyman Fehim tarafından bir Divan’da toplanmıştır. Şeyh Galip’in Hüsn-ü Aşk’ının Gülşen-i Daniş adı ile benzerini yazmaya çalışmışsa da bitirememiştir. Yeniçeriliğin kaldırışını konu alan Neticetü’l-Vekayi adlı bir tarihi olduğu söylenmişse de, bu yapıtın Safiye Sultanzade Daniş’çe yazılmış olduğu belirtilir.
ESERLERİ
- Divan
- Gülşen-i Daniş (tamamlanamamıştır)
ESER ÖRNEKLERİ
DİVAN’DAN
I
Kanı saki ol mey-i bezm-i elest
Onun neş’esinden dil olmuşdu mest
Getir kim harabat-ı ervahda
O rah eyleyip ruhumu mey-perest
Yârim bezm-i üns olmuş idi müdam
Gönül ser-hoş u kudsiyan hem-nişest
Neden olmuşum bilmezem hikmetin
Bu deyr-i harab içre sağar be-dest
Ser-a-ser çekip hem-nişinan ayağ
Ben oldum bu mey-hanede pay-best
Gehi ser-hoşi kadrim eyler bülend
Gehi zih-i pay-ı melametle pest
Feda sakiya sana varım yoğum
Ser-encam çün nistdir cümle hest
Bu bahr-i mu’allak k’adı çerhdir
Beni bend edip hem-çü mahi be-şest
Bu derdin yine çaresi etme şek
Leb-i cüda derya-keş olmak gerek
II
Âsûde olan hâl-i dil-efgârı ne bilsin
Handân-ı tarab girye-künân zârı ne bilsin
Sevdâ-zede-i aşk olalı âhı unutduk
Sûdâger-i gam germî-i bâzârı ne bilsin
Göz sey-i seher-gâh-ı izârınla safâ-yâb
Gönlümdeki eşk-i şafak-âsârı ne bilsin
Bî-hûş kalır encümen-i vaslda gönlüm
Çeşmimde olan lezzet-i dîdârı ne bilsin
Bes hâne-i zencîr bize halka-i meclis
Ser-mest-i cünûn hâne-i hammârı ne bilsin
Pervâz kılan lânegeh-i gülşen-i kudse
Mahbûs-ı kafes murg-ı giriftârı ne bilsin
Gül pister-i nâz içre yatar mest-i şeker-hâb
Şeb-tâ-be-seher dîde-i bîdârı ne bilsin
Reftâr-ı hıred resm ü reh-i aşk degildir
Mecnûn-revişân kâfile-sâlârı ne bilsin
Âgâh olan esrâr-ı dile bî-haberândır
Kendini bilen dildeki esrârı ne bilsin
Cânı ser-i kuyunda kalır ölse de Dâniş
Cevlân-kede-i âlem-i envârı ne bilsin
KAYNAKÇA: Dîvân-ı Dâniş. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi. TY. Nr. 1943. vr. 43b