HAYATI

Şair. 27 Haziran 1967 günü İstanbul’da dünyaya geldi. 14 Mayıs 2006’da yakalandığı kanser hastalığından kurtulamayarak vefat etti. Antalya’da toprağa verildi. İlk, orta ve lise eğitimini Isparta’da tamamladı. Yükseköğrenimini yarıda bıraktı. Daha sonra farklı işlerde çalıştı. İlk şiiri “Kitabe-i Ceng-i Mezar” 1992’ de Eski’z dergisinde çıkmıştı. Şiir ve yazılarını ayrıca Gösteri, Varlık, Şiir Atı dergileri ile Cumhuriyet Kitap ve Aydınlık gazetelerinde yayımladı.

ESERLERİ

  • Otoben (1993)
  • Yüz’de Yüz (1996,10 Desen 10 Tipografi 10 Şiir, M.Horasan-S.Çekiç ile)
  • Sona Veda (2002)

ESER ÖRNEKLERİ

ŞAİRLER BÜTÜN CİNAYETLERE TANIKTIR!
Söze başlamanın eşiğinde kuruyan düşler yeşerirken
çıban gibi büyürken hayatın dar ağacı; cinayetlerin
kabaran ölümleriyle dallanırken kayıp listesinde çizik-
çizik aşklar için yargılanmış sözcüklerle dolu kafam!..

Odama sıkılan mermiydi gece…Bilmediğim iki hece
gece: Arananlardanım! Bir suçluyu andırıyorum
şakağının ardında saklananı vurmak isteyenlerden
biriyim; kimin kaatiliyim? Bunu soruyorum size?

Son hamle bana düştü bu Rus ruletinde, ardımda kan
yangınları; hayatıma girmiş tüm yaşamların gözyaşları
yeşertmez bendeki kısır ömrün canını, can ki unutkan:
yaralı ve acı çekiyor aynaya bakarken at’ar damarı!

Şairin tanığı olmaz; şairler bütün cinayetlere tanıktır!
Sözcük: Kendi ölümlerini işleyenlerin; yaşamın ucunda
ömrü ateşleyip, ardından yürüdükleri yolların sonunda
en derin kuytuya attığı ve hayatta ele geçmez kanıttır…

-Şairin tanığı olmaz! Şairler bütün cinayetlere tanıktır!

UTANGAÇ KALBİM
O. Alkaya’ya

Bak bu gece bitmezse ölüm gelir uçurumun başına
yürek söken heybetli edasıyla şu utangaç kalbimde
aşklarımı bahane edemem, aşklarım adamcasına
sözüm geçmez artık içimden gideni götüren Azrail’e!

Dünyalının işi ölümlü olmak, zaman nedensiz bir bahane
suça çekiliyor gel-gitim, kendine doğru ve içeriye tırmanıyor
devrimlerden silkindi arkadaşlarım artık sosyalizm şahane
bir bir kırıldı eski umutlar ; şimdi herkes şiirden saklanıyor!

Atlaslar değişti, atlasım postal izleriyle dolu bir Anadolu
kıvrıldım dizlerime doğru yeni bir ses için inledim
sessiz herkesin devrimi kimsesizdi, orada yalnız kaldı insanoğlu
kahraman kalktı sözlüklerden, sahi çok özledim neredesiniz?

.Altı-yedi Eylül’dü, Orhan’ı aradım ; ağlıyordu!…

EYLÜL
Çoban Kızına

Seni susuyorum, en çöl yanım bu
her bakışında bir başka kuruyorum
gölgelere ilikliyorum bedenimi
sensizliğe yanaşmıyor hiçbir bakış
her bakışta kör oluyorum.

Seni soluyorum, en yaşamsal yanım bu
pencerelere sığmıyor kabaran gövdem
neden böyle taşıyorum, neden böyle taşıyorum
bunca yüklü, geçen zaman
neden böyle taşıyorum?

Kabaran ve kararan yürek sana aç
dilde şiir tende istek eksik durmuyor
gölgeler bile sana muhtaç
kelimeler gibi sensiz de olmuyor!

KAYNAKÇA: İhsan Işık / Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) – Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007)

Paylaş