HAYATI

Şehzade ve divan şairi. 1459’da Edirne’de dünyaya geldi. 25 Şubat 1495’te Napoli’de hayatını kaybetti. Fatih Sultan Mehmet’in küçük oğludur. Sarayda gördüğü öğrenimden sonra Kastamonu sancak beyliği ve Karaman eyaleti beyliği görevlerine atandı. Babasının vefat etmesi üzerine yerine II. Beyazıt’ın geçtiğini haber alınca Konya’dan toplamış olduğu kuvvetlerle Bursa üzerine yürüdü. Ağabeyi II. Beyazıt’ın emrindeki orduyu yendi ve Bursa’yı aldı. Adına hutbe okutup sikke bastırdıysa da sultanlığı sadece on sekiz gün sürdü. Taraftarlarının bir bölümünün Beyazıt tarafına geçmiş olması sebebi ile, ağabeyiyle yapmış olduğu ikinci savaşta yenilerek Eskişehir üzerinden Konya’ya çekildi. Sonra Antakya, Halep yolu ile Mısır’a kaçıp bir süre Sultan Kayıtbay’ın sarayında kaldı. Yeniden Anadolu’ya geçip Konya civarında II. Beyazıt ile bir kez daha savaştıysa da yine mağlup olunca bu kes Rodos şövalyelerine sığındı. Şövalyeler tarafından bir ara Fransa’ya gönderilen ve Osmanlılara karşı siyasi bir koz olarak kullanılmak istenilen Cem Sultan’ın ölümü hakkında çok farklı rivayetler vardır. Kimilerine göre hastalanarak, bazı rivayetlere göre de Papa’nın isteği üzerine zehirlenerek öldürüldü.  Cem Sultan, her iki ihtimalde de Napoli’de hayatını kaybetti. Cenazesi de entrikalar ve pazarlıklara malzeme olarak kullanılan Cem Sultan, 1499’ın sonlara doğru getirildiği Bursa’da toprağa verildi.

Farsçayı Kastamonu Sancak Beyi iken öğrenen Cem Sultan’ın zevk ve eğlenceye düşkün olan yanını yansıtan gazelleri ile gurbette geçen acılarla dolu yıllarını ve yurt özlemini dile getirdiği gazel ve kasidelerden oluşan Türkçe ve Farsça kaleme alınmış iki Divan’ı, Cemşid-i Hurşid adlı mesnevisi ve bir de fal kitabı vardır. Cem Sultan’ın hayatı, 1935’te Turhan Tan, 1959’da Feridun Fazıl Tülbençi, 1969’da da Turan Oflazoğlu ve Lemia Balı gibi yazarların bazı tarihi romanlarına konu oldu.

ESERLERİ

Türkçe Divan: H. Ersoylu tarafından iki cilt halinde basılmıştır. Divanlar kataloğunda dört nüshası gösterilmektedir. Avrupa’dan II. Beyazıt’a affedilmesi umudu ile Kerem redifli bir kaside göndermiştir ki, Ahmed Paşa’nın Keram redifli kasidesini andırmaktadır. Bu kaside ile Sultan’dan af beklemiş, ama umduğunu elde edememiştir. Bu kasidenin ayrılık acısını ve II. Beyazıt karşısında kendini nasıl gördüğünü belirten şu üç beyti oldukça dokunaklıdır:

Dilini deldi Cem’ün tiğ-i cefa hame gibi

Name takrir idemez halini Sultan-ı kerem

*

Bu ne dille seni vasf eyleyem ey zıll-ı Huda

Hak kimdür ki seni medh ide iy kan-ı kerem

*

Yine yüz urmağa geldüm kapuna haclet ile

Aybumı yüzüme urma ki budur şan-ı kerem

Farsça Divan: Yukarıdaki Türkçe divanın bir nüshası olarak verilen Bursa, Orhan, Haraççı Kütüphanesi’nde E6’da kayıtlı nüshasının başında Farsça Divan’ı bulunmaktadır.

Cemşid u Hurşid: Babası Fatih Sultan Mehmet adına Selman-ı Saveci’nin Cemşid u Hurşid adlı yapıtını tercüme etmiştir.

Fal-ı Reyhan-ı Sultan Cem: Kırk sekiz beyitten oluşan bu eser İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde kayıtlıdır. Bu eserin Cem Sultan’a ait olduğu şüphelidir. Zira eserde Cem Sultan’ın adı geçmemektedir. Fakat Cem divanı nüshaları sonuna kayıtlı olması, eserin Cem Sultan’a ait olabileceği düşüncesini uyandırmaktadır. Sadece başlıkta bulunan ismi, bu eserin Cem’in eseri olduğunu da ispatlamaya yetmemektedir.

ESER ÖRNEKLERİ
CEM SULTAN DİVANI’NDAN

GAZELLER

GAZEL I

Cefalarun bana bildüm vefa imiş iy dost
Bu fikri kim ben iderdüm hata etmiş iy dost

Irağa atma kapundan beni ki Merva hakı
Tavaf-ı Kabe-i kuyun safa imiş iy dost

Düşümde zülfüni gördüm diyü sevinmiş idüm
Gözüme hod gerinen ejdeha imiş iy dost

İrişmek ister idi han-ı vasluna likin
Heman nasib-i Cem ahir dua imiş iy dost

GAZEL II

Çü senden bana her lahza cefadur
Bana senden ne ki gelse vefadur

N’ola gamzen ohı zahm ursa cana
Ki zahmı canuma cana devadur

Ne ki hasıl aşkı olmayan gönülden
Harab olsun ol ev kim bi-hevadur

Irağ itme kapundan Kabe hakkı
Çü Kabe kuyunun Sa’yi Safadur

Çü zülfün sünbül-i cennetdür iy dost
Ana müşg-i Hıta dimek hatadur

Umidi zülfüne tutdum veli ah
O dahı ömr gibi bi-vefadır

Beni dur eyleme şok hak-i derden
Ki kanlu gözlerüme tutiyadur

Geda oldı senün kuyunda Cem kim
Geda-yı kuy-ı padişadur

GAZEL III

Dilbera aşkun yolında bir kitabun var benüm
Ol kitab içre hazeran fasl u babum var benüm

Kangı zahid zühd idüp meydan tecennüb eylese
Ger veli olursa andan ictinabum var benüm

İy güneş rif’at bulup hüsnüne mağrur olma kim
Kim seni eyler hacil bir afitabum var benüm

Tek sen iy serv-i sehi bir meclise gel ma-hazar
Eşk-i çeşmümden mey ü dilden kebabum var benüm

Dil lebün yadına hak-i payunı eyler heves
Benzer ol yirde ya ab ya türabum var benüm

Yar ağağına misar itmeğe iy Cem yüz sürüp
Gözlerümden dökilen dürr-i hoş-abum var benüm

GAZEL IV

Ol dem kanı ki Kabe-i kuyun mekan idi
Aram-gahı gönlümün ol asitan idi

Ol dem kanı ki merkeb-i bahtı sitaremün
Hayl-i semend-i vaslum ile hem-inan idi

Ol dem kanı ki sebzelerin taze tutmağa
Ol gülsitane yaşlarum ab-ı revan idi

Ol dem kanı ki murg-ı dile asitanunun
Her guşe-i müşerrefi bir aşiyan idi

Ol dem kanı ki sahn-ı seray-ı süruruna
Her dem kavafil-i dil ü cam mihman idi

Ol dem kanı ki mesken idi işiğün Cem’e
Hayfa ki geçdi bilmedük ol hoş zaman idi

KAYNAKÇA: İbrahim Alaeddin Gövsa / Türk Meşhurları (1946), İ. Halil Ersoylu / Cem Sultan’ın Türkçe Divan’ı (1989), Muhammet Kuzubaş / Cem Sultan’ın Şiirlerinde Hüzün (2006), İhsan Işık / TEKAA (2006), Köprülü-zâde Mehmed Fuad, Ş. Süleymân (1332). Yeni Osmanlı Târih-i Edebiyâtı. C. 1. İstanbul, Kurnaz, Cemal (1996). “Cem Sultan’ın Oğuz Han Mersiyesi: Bir Kaside mi, Üç Gazel mi?” Türk Dili (530): 315-20, Kut, Günay (1993). “Cem Sultan’ın Edebî Yönü”. İslâm Ansiklopedisi. C. 7. İstanbul: TDV Yay. 284-286.

Paylaş