HAYATI

Şair, yazar ve yayımcı. 26 Aralık 1966 günü Akçaabat’ta dünyaya geldi. Öğretmen Suzan Hanım ile psikiyatrist Ahmet Yaşar Mumcu’nun oğlu. Samsun Ondokuzmayıs Lisesi’ni, Gazi Üni. Tıp Fakültesi’ni (1989) bitirdi. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ndeki uzmanlık eğitimini 1996’da tamamladı. 1999’dan bu yana psikiyatrist olarak çalışıyor. Okuyanus yayınlarının kurucusu ve genel yayın yönetmeni. Ürünlerini Cogito, Aries, Haliç, Edebiyat, E, Kitaplık, Avra, Yaşasın Edebiyat ve yayın yönetmenliğini yaptığı Artimento, Şizofreni ve Sanat dergilerinde yayımladı.

ESERLERİ

Öykü:

  • Üçüncü Sayfa Güzeli/Binbir İnsan Masalları 1, İst.: Okuyanus, 2001
  • Muallakta, Araf’ta ve Düşlerde/Binbir İnsan Masalları 2, İst.: Okuyanus, 2002
  • Hassas Ruhlar Terazisi, İst.: Okuyanus, 2005
  • Hayat Gerçeğe Perde, İst.: Okuyanus, 2008

Roman:

  • Sahici Aşklar Külliyatı, İst.: Okuyanus, 2003
  • Makber, İst.: Okuyanus, 2004

Deneme:

  • Hayat Kırıklığı, İst.: Okuyanus, 2005

Diğer:

  • Edebiyatta Demans (A. Babaoğlu ile), İst.: Okuyanus, 1998
  • Desen mi Demesen mi? (S. Demirel, Y. B. Doğan ile), İst.: Okuyanus, 2000
  • Terapi Şeysi (M. Ulusel, Y. B. Doğan ile), İst.: Okuyanus, 2001

ESER ÖRNEKLERİ

MAKBER’DEN

Hayat içindeki boşluklar, bekleyişler, durmalar haddizatında boş değildirler. En az hareketler kadar doludurlar. Ne yazık ki herkes acele içinde. Mesela durakta bekleyenler bile durmakta oldukları halde aceleyle duruyorlar. Durmak bile aceleyle yapılabiliyor. Aslında bekleyişler en acele, gelmeyişler en sabırsız. Aslında yürümek, hareket etmek, bir şeyler yapmak, yemek yemek aceleyi, telâşı azaltıyor. Durmak en hızlısı, en yorucusu. Keşke boşlukları istenilen manada boş bırakabilsek. Aslında boşluklar var oluşa imkân tanırlar. Sizinle benim bile ayrı ayrı varoluşumuz aramızdaki boşluktur. Nazım, mimarlık ilmiyle şu oturduğumuz evi yaptığında duvarlar, kirişler, tavanlar yapar. Doğru! Ama asıl yaptığı bunlar değildir, şu içinde oturduğumuz oda, yani boşluktur. Resim yapanlar bilirler, boşluğa hakim olamazsanız boşluğun arasından kendini gösterecek asıl form görünmez. Notalar aralarındaki boşluklar nedeniyle müzikal bir kaliteye ulaşırlar. Yoksa curcuna olurdu duyduğumuz. Kalp atışlarımızın, soluk alışverişimizin sıhhatli olması için aralarında boşluklar olmalıdır. Bizi yaşıyor kılan da ölecek olmamızdır. Hayat ölümle vardır.

KAYNAKÇA: H. Gökhan, “Ölülerin ve Delilerin Masalları”, Radikal Kitap (19 Ekim 2001); H. Şarman, “Masal Masal İçinde” (Söyleşi), Radikal Kitap (30 Temmuz 2002).

Paylaş