HAYATI
Divan şairi. Asıl adı Ahmet Sinan Çelebi. Karıştıranlı Süleyman Beyoğlu Sinan Çelebi olarak da tanınır. II. Beyazıt döneminde yetiştiği ve sarayda büyüdüğü sanılıyor. Latifi’nin söylediğine göre, bir ara gözden düşmüş, “Acem’e” giderek Molla Cami ve Ali Şir Nevai’nin yanında bulunmuştur. Daha sonra Hüseyin Baykara’nın ve Nevai’nin bağışlanması için yazdıkları bir mektupla birlikte Kerem redifli kasidesini Beyazıt’a sunması sonucu Keban Beyliği hizmetine atandı.
Behişti’nin Türkçe ilk hamseyi düzenlendiği anlaşılıyor. Bunun bir beytinde kendisi de açıklamaktadır:
“Yazdım hele ben cevab-ı hamse
Demedi bu dilde dahi kimse”
Sehi tezkiresinde “Hemse-i Nizamı’yi bit-tamam Türkire terceme” ettiği, Latifi’de Hamse’si olduğu kayıtlıysa da bulunmamıştır.
ESERLERİ
- Mihr ü Müşterî
- Heft-Peyker
- Mahzenü’l-Esrâr
- Leylâ vü Mecnûn
- İskender-nâme
- Tarih-i Sultan Cem: Babinger, Behişti’nin Yıldırım Beyazıt ile başlayan, sonu eksik olan söz ettikten başka, Cem olayını konu alan bir tarihçesi olduğundan söz eder. Kitap Topkapı’dadır.
ESER ÖRNEKLERİ
LEYLA VÜ MECNUN’DAN
Ah eylese süz ile ciğerden
Eylerdi güzer bu nüh siperden
*
Seylab idi gerçi eşk-i rengin
Bulmazdı velikin odı teskin
*
Bahr oldı sirişki seyli taşdı
Envac-ı heva başından aşdı
*
Olmış idi her müjesi mizab
Hak içre iderdi gavta çün ab
*
Kalmadı letafet-i cevani
Kim görse sonurdı pirani
*
Terk eyledi namı oldı bed-am
Yanında bir oldı hasıla am
*
Sad-pare çıkup bu çeşm-i terden
Kalmadı eser dahi ciğerden
*
Bulmadı çü rüzgara çare
Aciz olup uydı rüzgara
*
Her ahı hadeng idi ciğer-düz
Nalişleri ateş idi dilsüz
*
Pes eyledi geçt-i deşt ü kuhsar
Kalmadı karan bad-girdar
*
Hemrahı sirişk hemdemi ah
Bu ne gam olur neuzubillah
*
Her lahza ne karı can-güdazi
Her gün ameli ne aşk-bazı
*
Ruhsan olur çü lale-i zerd
Eyledi siyah anı veli gerd
*
Çün bad-ı saba hemişe püyan
Sahrada gezdi dost-cuyan
*
Her kande ki etse seyr Mecnun
Çeşmi döker idi dürr-i meknun
*
Her kande giderse hakber-ser
Her kande yatursa seng der-ber
*
Dünlerde seher değin komaz deb
Bir oldı ana nehar ile şeb
*
Issıdan olur vücudı biryan
Halin gören olundı giryan
*
Galtan idi rig içinde çün mar
Derdin görüp ede rahm bimar
*
Terk etdi cemi’i kar u ban
Kalbinde kalur hayal-i yan
*
Dedi ki libas-ı aşık-ı zar
Alemde kefendür ancak ey yar
HEFT-PEYKER’DEN
Bu sözüme dirisen lâf u haber
Nazar et nazmuma ey ehl-i nazar
*
Penc-genci çü nasîb itdi Hudâ
Araba vü Aceme cümle salâ
*
Toludur genc ile bu penc-kitâb
Kimsenün haddi degül buna cevâb
*
Urayım şevk ile Şeh-nâme’ye dest
Hasm ol kaldı idem anı da pest
*
Yazayum Târîh-i Osmânî’yi ben
Kıssası râst dur[ur] nazm[ı] hasen
*
Anun efsâneleri oldı dürûg
Yok çerâgında dürûgında fürûg
*
Bunlarun eyledügi lîk cihâd
Râstdur eyleyemez kimse inâd
*
Eyliyeyüm anı bir hûb-kitâb
Şâh-nâme’ye ola tâ ki cevâb
*
Avn-i Hak ile idüp anı temâm
Kılayum emrüme Firdevsî’yi râm
*
Çünki Hak’dan bana nazm oldı atâ
Dil uzatmak bana gâyet de hatâ
*
Dâd-ı Hak’dur bu cevâhir bana ne
Aybdur zîşt dimeklik hasene
*
Nazmuma eyler isen lîk hased
Di nazîrini bunı eyleme red
*
Bulamaz kimse buna ayb u kusûr
Zîştdür dinse revâ ola mı hûr
*
İlm çok olmasa bu ömr kasîr
Komak olur idi âsâr-ı kesîr
*
Her birisinde yazup ben de kitâb
Derc iderdüm nice redd ile cevâb
*
Mefharüm sanma ki nazm ola hemîn
Sînem içinde besâ genc-i defîn
*
Nazmdan lîk murâdum bu hemân
Beni unutmaya sultân-ı cihân
*
Arturup itdügüm ol arz-ı hüner
Ki ide bana inâyetle nazar
*
Çü sever kâmili ol ehl-i celâl
Farzdur arz ide her bende kemâl
*
Devlet ü ömrüni çok ide İlâh
Haşre dek halka ola bâb-ı penâh
*
Cehl olmamış idi sinn-i şerîf
Ki temâm oldı bu ebyât-ı latîf
*
Çü tokuz yüz on üçe irdi hisâb
Hamse hatm oldı vü ketb oldı kitâb
KAYNAKÇA: Demirel, Şener (1995). Behiştî, Heft-Peyker (Metin-İnceleme). Yüksek Lisans Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi. 145-147, Bursalı Mehmed Tâhir (1333). Osmânlı Müellifleri. C. 2. İstanbul, Yavuz, A. Fikri, İ. Özen (hzl.) (1972).