HAYATI

1914 yılında Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde dünyaya geldi. 2 Kasım 1997 günü Balıkesir’de hayatını kaybetti. 1933’te İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdi. 1936’da Mülkiye Mektebi’nden mezun oldu. Bir süre İzmir Defterdalığı’nda hukuk şefi olarak çalıştı. Daha sonra 1936 yılından başlayarak çeşitli orta okullarda tarih ve coğrafya öğretmenliği yaptı. 1942’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde asistanlığa başladı ve burada önce doçent ardından da anayasa profesörlüğüne yükseldi. 1961 Anaya Komisyonunun üyelerinden biri oldu. 1983 yılında Basın Yayın Meslek Okulu’nda öğretim görevlisi iken yaşı sınırı sebebi ile emekliye ayrılması beklenirken Ankara Sıkıyönetim Mahkemesi tarafından üniversitedeki görevine son verildi. Bahri Savcı, aynı zamanda Atatürkçü Düşünce Derneği kurucu üyelerinden biriydi. Türkiye Öğretmenler Mesleki Federasyonu’nun başkanlık görevini üstlendi.

Bahri Savcı, uzun yıllar mesleki dergiler ile günlük ve haftalık olarak yayınlanan pek çok dergi gazetede insan hakları, hukuk devleti, demokrasi, laiklik ve çağdaşlaşma konularında makaleler kaleme aldı. İnsan hakları kavramını Türk kamuoyuna anlatan öncü isimlerden biri oldu. 1986 yılında Mülkiyeliler Birliği Vakfı tarafından Prof, Dr. Bahri Savcı’nın Türk siyasal ve anayasal yaşamı hakkında incelemelerinden oluşan “Bahri Savcı’ya Armağan” adından kapsamlı bir çalışma hazırlandı.

ESERLERİ

İnsan Haklarının Kanun Yolu İle Korunması (1953’de), Siyasî İktidarı Bağlama Çabasının Geçirdiği Seyir (1957’de), Laik Düşünce ve Hareketinin Gerilemesindeki Tehlike (1958’de), Ara Seçimler Üzerine Tartışmalar (1958’de), Demokrasiyi Var Kılan Fikir ve Müesseseler Üzerine (1958’de), Türkiye’de Anayasa Gelişmelerine Bir Bakış (Y. Abadan ile birlikte, 1959’da), Türkiye’de İnsan Haklarının Gelişimi (1959’da), Demokrasi Üzerine Çıkan Tartışmalardan Çıkan Meseleler (1959’da), Türkiye’de Meclis Hükümet Münasebetleri Üzerine Bir Bakış (1960’da), Demokrasimiz Üzerine Düşünceler (1963’te), Hürriyet Üzerine Düşünceler (1968’de), Batılı İlkeler Altında Demokratikleşme (1975’te), Bir Çağcıl Demokrasi Anlayışı (1976’da), Atatürk Düşününün Özündeki Temel Öğeler (1981’de), Türk Devriminde Siyasal Hukuk Alanında Olanlar (1981’de), 1982’nin Getirdikleri (1983’te).

Bahri Savcı bir Profesör. Ama ekonomi ya da makine değil, bir Anayasa Profesörü.
Bahri Savcı bir anıt insan. Bugüne dek binlerce öğrenci yetiştirmiş “gerçek bir hoca”. Bütün iyi hocalar gibi, kafası açık seçik. Dili, bütün üstün nitelikli hocalarınla gibi duru, net ve kolay anlaşılır. Bilgisi derin, kültürü zengin, insanlığı engin. Ben Bahri Savcı’nın öğrencisi oldum. Onun sadece öğrencisi olmakla değil, öyle bir “anıt insanla” aynı çağda yaşamakla da övünüyorum. Uygar beyni ve insan sevgisi dolu yüreği, O’nu insan ilişkilerinde karınca ezmez bir centilmenliğe, toplumsal, siyasal ve bilimsel savaşımda ise yenilmez bir kahramanlığa ulaştırmış. Ben “laiklik” kavramının genel olarak “hukuksal”, özel olarak “anayasal” yönünü ondan öğrendim. Bütün iyi hocalar gibi, derslerini tartışmalı yapardı Bahri Savcı. “Anayasa açısından laiklik nedir?” diye sormuştu bir dersinde. Bizde yanıt hazırdı: “Din ile devlet işlerinin ayrılması.” “Hayır,” demişti Bahri Hoca. “Bu yanıt eksik. Eksik olduğu için de doğru değil.  “Laiklik, Anayasanın, herhangi bir inancın devleti ele geçirerek baskı yapmasını önlemesini de içerir.” (Emre Kongar).

Paylaş