HAYATI

Şair ve film yönetmeni. 18 Temmuz 1956 günü Rize’de dünyaya geldi. 11 Ocak 2014’te Ankara’da yaşama veda etti. Nedim Çıtak ve Selçuk Coşkun imzalarını da kullandı. Her ikisi de eğitimci Rufiye Hanım ile Ahmet Azar’ın oğlu. DTCF’yi bitirdi (1978), bir süre ODTÜ’de sosyal bilimler eğitimi gördü. İlk şiiri 1976’da Oluşum dergisinde çıktı. Şiirleri Varlık, Defter, Yeni Biçem dergilerinde, anlatı ve öyküleri Adam Öykü dergisinde yayımlandı. Şiir çevirileri de yapan Azar “İstanbul’da Bir Aşk” (1990) ve “İstanbul 24 Saat” (1991) adlı televizyon filmlerinin, “Batık Aşklar Müzesi” (1994) adlı sinema filminin ve “Samyeli” (1999-2000) adlı televizyon dizisinin yönetmenliği yaptı. 1980’den beri TRT’de yönetmen olarak çalışıyor. Radyo/TV Yayıncıları Derneği üyesi idi.

ÖDÜLLERİ

  • Unutmak Suları ile Akademi Kitabevi Şiir Başarı Ödülü, 1982
  • Batık Aşklar Müzesi ile Altın Koza En İyi Kurgu Ödülü, 1995

ESERLERİ

Şiir:

  • Unutmak Suları, İst.: Yeni Türkü, 1982
  • Parçalanmış Zamanlar, Ank.: Gibi, 1997
  • Yeni Zaman, Ank.: Öteki, 1998
  • Rüzgâr İstasyonu, İst.: Can, 2000
  • Beyaz Ayarı, İst.: YKY, 2007

ESER ÖRNEKLERİ

EL ELE GİTTİĞİMİZ

Biliyor musun giderek azalıyoruz böyle
sen bir susuşa doğru kırılarak
ben senin susuşunun ardında
nereye gitsek orada olmuyoruz
biliyor musun giderek azalıyor muyuz böyle

akmaktadır günler belki bunlar son rüzgarlardır
çünkü neye değsek ellerimiz yanıyor
yaz kimliksiz bir gülle orada kalakalmış
yaz kalsın orda çocukluğum ağlasın
burda bakışlarımızı sular boğmaktadır.

BİRDENBİRE SABAH

Bir muştu gibi iniyor gün
aydınlık ve anlaşılır
bir çocuk saflığıyla
bir gülüş gibi
terli çarşaflara sıkıntılara
geceden kalma karanlıklara
meraklı ve çiçeklerle örülmüş
bir muştu gibi gün.

Yüreğim bir pencere şimdi
aydınlıklara
geçmişsiz ama sevdalı
yüreğim telaş telaş
aydınlıklara!

MOLA

açlarımı erken rüzgarlarla dağıttım
alnımdaki lekeler eylül ıslıklarından
yüzüm kör bir aydınlıkta nedensiz şimdi
yani nedensizim, yani yolum uzun, gün kısa

alıştım, artık çiçeklerle deniyorum kendimi
son kimliğim de aşınmıştı geceye karışmaktan
gülüşümün adını bulamayacaklar, biliyorum
çocukluğum yaşlanmayacak uğultularda

eskiyen günlerde bir ilenç var, bunu da biliyorum
resimler yırtılırdı bakışlarımdan, yine de üşümezdim
yine de uzanırdım sabahın buğusuna
unuturdum göğsümü delen ışıkları

seni artık yaz sularında aramıyorum
burda geceler yoksul, çocuklar suskun
ve binlerce söz ölüsü ellerimde
ben de susuyorum, sustum artık

sustum ve yüzüm kanamıyor hiç bir güle

KAYNAKÇA: Necatigil, Sözlük, 67; Özgüç, III, 84-85; H. Haşal, “Yeni Zaman Sularında Adnan Azar’ın Şiiri”, Varlık, S. 1115 (Ağustos 2000)

Paylaş